Search
English Turkish Sentence Translations Page 179581
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| she's all right | O çok iyi. | Vivah-1 | 2006 | |
| Poonam | Poonam. | Vivah-1 | 2006 | |
| Chhoti! | Chhoti! | Vivah-1 | 2006 | |
| Call Dr Rashid, a burns case is here | Dr Rashid’i ara, yanık sorunu var burada. | Vivah-1 | 2006 | |
| The patient has severe burns, Doctor. Okay, let's go | Hastanın ağır yanıkları var, doktor. Tamam, hadi gidelim. | Vivah-1 | 2006 | |
| Excuse me.. who's the patient's father? | Afedersiniz.. hastanın babası kim? | Vivah-1 | 2006 | |
| Yes..? | Evet..? | Vivah-1 | 2006 | |
| Please come | Gelin lütfen. | Vivah-1 | 2006 | |
| The patient has approximately 40 percent superficial to deep burns, | Hastanın yaklaşık olarak yüzde 40 yüzeysel derin yanıkları var. | Vivah-1 | 2006 | |
| third degree burns included | Üçüncü derece yanıklar bunlar. | Vivah-1 | 2006 | |
| Luckily, her face was untouched | Allah’tan, yüzüne dokunulmamış. | Vivah-1 | 2006 | |
| Doctor, tomorrow morning, her bridegroom is arriving | Doktor, yarın sabah onun damadı geliyor. | Vivah-1 | 2006 | |
| It is Poonam's wedding tomorrow | Yarın Poonam’ın düğünü var. | Vivah-1 | 2006 | |
| About half of her body is burnt, | Vücudunun yarısı yanmış… | Vivah-1 | 2006 | |
| the wounds are deep | yaralar derin. | Vivah-1 | 2006 | |
| A wedding tomorrow is out of question | Yarın düğün söz konusu bile değil. | Vivah-1 | 2006 | |
| Forgive me for saying.. in such cases even families abandon their own, | Söyleyeceğim için affet ama , Bu gibi durumlarda aile evlenecek kızı bırakabiliyor. | Vivah-1 | 2006 | |
| Iesser said the better.. for someone who promised to marry her | Onunla evlenmeye söz veren biri… Ama şimdi bu önemli değil | Vivah-1 | 2006 | |
| Just now, your daughter is fighting for her life | Şimdi kızın hayatı için savaşıyor. | Vivah-1 | 2006 | |
| Tomorrow morning, as soon as possible, we must go in for a major surgery | Yarın sabah, mümkün olduğunca erken, büyük muayenehaneye gitmemiz gerek. | Vivah-1 | 2006 | |
| Now, if you will excuse me, I must discuss the case with my team | Şimdi, bana izin verirsen ekibimle bu durumu tartışmam gerek. | Vivah-1 | 2006 | |
| Krishnakant, | Krishnakant, | Vivah-1 | 2006 | |
| by now, Prem must be starting out | Şimdi Prem’i aramamız lazım. | Vivah-1 | 2006 | |
| We ought to inform.. | Bizim haber vermemiz gerekli. | Vivah-1 | 2006 | |
| Harishchandra quickly! Please | Harishchandra çabuk! Lütfen. | Vivah-1 | 2006 | |
| Sir.. Bhagat | Bayim.. Bhagat | Vivah-1 | 2006 | |
| Yes Bhagat? | Evet Bhagat? | Vivah-1 | 2006 | |
| Harishchandra, don't come here now.. | Harishchandra, şimdi buraya gelmiyor.. | Vivah-1 | 2006 | |
| What happened, Papa? | Ne oldu, Baba? | Vivah-1 | 2006 | |
| Bhavna, one minute. What is it? | Bhavna, bir dakika. Ne o? | Vivah-1 | 2006 | |
| What's the matter Sister in law? | Ne oldu yenge? | Vivah-1 | 2006 | |
| While we are getting ready for surgery one of you may meet the patient | Biz ameliyat için hazır olana kadar sizden birinin hastayla görüşmesi lazım. | Vivah-1 | 2006 | |
| can I see Sister.. even from far? Please | Ben kardeşimi uzaktan görebilir miyim? Lütfen. | Vivah-1 | 2006 | |
| Okay, please wait | Tamam, lütfen bekle. | Vivah-1 | 2006 | |
| Is Chhoti well, Uncle? | Chhoti iyi mi, Amca? | Vivah-1 | 2006 | |
| Nothing can harm Chhoti | Hiç birşey zarar veremez Chhoti'ye. | Vivah-1 | 2006 | |
| No fire can hurt Chhoti | Hiç bir ateş acıtamaz Chhoti'yi. | Vivah-1 | 2006 | |
| Tell Aunty, nothing can harm Chhoti | Söyle yengecim, Chhoti'ye hiç birşey zarar veremez. | Vivah-1 | 2006 | |
| Chhoti.. Uncle.. | Chhoti.. Amca.. | Vivah-1 | 2006 | |
| Look Rama, the bridegroom has arrived for Poonam | Bak Rama, damat Poonam için geldi. | Vivah-1 | 2006 | |
| Look at her palanquin, so gaily decorated | Tahtırevan'ına bak onun, neşeyle süslenmiş. | Vivah-1 | 2006 | |
| Just a while now, then she will be gone | Sadece az bir zaman kaldı sonra o gitmiş olacak. | Vivah-1 | 2006 | |
| Didn't I tell you, you'll cry the most | Dememişmiydim ben sana, sen cok ağlayacaksın diye. | Vivah-1 | 2006 | |
| It was her beauty that always pained your eyes, | Hep senin gözlerini boyayan, onun güzelliğiydi. | Vivah-1 | 2006 | |
| so much so, you wouldn't even look at her | Ona çok fazla bakmazdın bile. | Vivah-1 | 2006 | |
| Look Rama, for our Chhoti's sake, she has sacrificed her beauty | Bak Rama, Chhoti’mizin hatrı için, o güzelliğini feda etti. | Vivah-1 | 2006 | |
| Sacrificed her beauty | Güzelliğini kurban etti. | Vivah-1 | 2006 | |
| Doctor, after the operation, Poonam will recover fully, won't she? | Doktor, ameliyattan sonra, Poonam tamamen düzelecek, öyle değil mi? | Vivah-1 | 2006 | |
| Right now, nothing can be said, it's a very delicate case | Şu an, hiç birşey söylenemez, bu çok hassas bir durum. | Vivah-1 | 2006 | |
| There's more to recovery than the healing of wounds | Yaraların iyileşmesinden sonra daha düzelecek çok şey var. | Vivah-1 | 2006 | |
| In such cases, one loses self confidence | Bu durumlarda, böyle biri özgüvenini kaybeder. | Vivah-1 | 2006 | |
| And the pain in burning.. | Ve acıyla yanmakta.. | Vivah-1 | 2006 | |
| you and I cannot imagine, what that pain is like | sen ve ben hayal edemeyiz, acısı ne kadar dayanılmazdır. | Vivah-1 | 2006 | |
| Krishnakant, we're all ready for Poonam's operation | Krishnakant, biz hepimiz Poonam’ın ameliyatı için hazırız. | Vivah-1 | 2006 | |
| It's a major surgery | Bu büyük bir muayenehane. | Vivah-1 | 2006 | |
| I have informed you of the complications in this case | Ben sana bildirdim bu durumlardaki karmaşıklıkları. | Vivah-1 | 2006 | |
| Your permission is necessary | Senin iznin gerekli. | Vivah-1 | 2006 | |
| We will try our best | Elimizden gelenin en iyisini yapacağız. | Vivah-1 | 2006 | |
| Two days from now.. | Şimdiden iki gün.. | Vivah-1 | 2006 | |
| as the clock strikes this hour, you'll be giving your daughter away | saat bu vakti vurduğunda, sen kızını veriyor olacaksın. | Vivah-1 | 2006 | |
| I will sign | Ben imzalayacağım. | Vivah-1 | 2006 | |
| The wedding will happen today | Düğün bugün olacak. | Vivah-1 | 2006 | |
| at the appointed time, | belirlenmiş zamanda, | Vivah-1 | 2006 | |
| I seek your permission | Ben senin iznini istedim. | Vivah-1 | 2006 | |
| No son, | Hayır oğlum, | Vivah-1 | 2006 | |
| your emotions are far removed from the reality of things | senin duyguların bazı şeylerin gerçekliğinden çok uzak kalmış. | Vivah-1 | 2006 | |
| You will not be able to see her in pain | Sen onu acının içinde göremeyeceksin. | Vivah-1 | 2006 | |
| The girl in pain is not only your daughter, | Acının içinde olan kız sadece senin kızın değil... | Vivah-1 | 2006 | |
| she's also our daughter in law | o aynı zamanda bizim gelinimiz. | Vivah-1 | 2006 | |
| The best surgeons from Delhi will be here soon | Delhi'den en iyi cerrahlar birazdan burada olacaklar. | Vivah-1 | 2006 | |
| Poonam's well being is now our responsibility | Poonam’ın mutluluğu şimdi bizim sorumluluğumuz. | Vivah-1 | 2006 | |
| Sunil.. Papa..? | Sunil.. Baba..? | Vivah-1 | 2006 | |
| Come with me. Let's meet Dr Rashid | Benimle gel. Dr. Rashid’le görüsmeye. | Vivah-1 | 2006 | |
| May I meet Poonam, Uncle? | Poonam’la buluşabilirmiyim, Amca? | Vivah-1 | 2006 | |
| Everything will be fine, Poonam | Herşey güzel olacak, Poonam. | Vivah-1 | 2006 | |
| Look, what Sister in law has sent.. | Bak, Yengem ne yollamış.. | Vivah-1 | 2006 | |
| vermilion for my bride | gelini için zincifre boyası. | Vivah-1 | 2006 | |
| It's our wedding today, Poonam | Bugün bizim düğünümüz, Poonam. | Vivah-1 | 2006 | |
| Sister, leave us alone for two minutes, please | Abla, bizi iki dakikalığına yalnız bırak, lütfen. | Vivah-1 | 2006 | |
| Once.. there was a pretty girl who had a right to that vermilion | Bir keresinde.. güzel bir kız varmış bu zincifre boyasına hakkı olan. | Vivah-1 | 2006 | |
| Today's ugly truth.. Iies under this canopy | Bugünün çirkin gerçegi.. bu gölgeliğin altındaki yalanlar. | Vivah-1 | 2006 | |
| Neither am I unawares of truths Poonam,.. | Ne ben bu gerçekleri bilmeden Poonam,.. | Vivah-1 | 2006 | |
| .. nor are you a stranger to my intentions | .. neden sen benim amaçlarıma yabancısın. | Vivah-1 | 2006 | |
| If you want my love for you to diminish at this sight of you.. | Eğer sen sana olan aşkımı azaltmak istiyorsan senin görüşünde.. | Vivah-1 | 2006 | |
| that is inconceivable, Poonam | bu akıl almaz, Poonam. | Vivah-1 | 2006 | |
| You always prayed for me Poonam and your prayers were always answered | Sen her zaman benim için dua ettin Poonam ve senin duaların her zaman kabul edildi. | Vivah-1 | 2006 | |
| Today again.. please pray for me, | Bugün yine.. lütfen benim için dua et... | Vivah-1 | 2006 | |
| pray, that I find the strength within me, to never let your faith weaken | dua et, kuvveti içimde bulmam için, asla kaderinin zayıflamasına izin verme. | Vivah-1 | 2006 | |
| You are my companion, Poonam.. my most beautiful one, | Sen benim eşimsin, Poonam.. benim için en güzel biri, | Vivah-1 | 2006 | |
| the one who's always worried, lest I catch a cold | biri ki her zaman beni kayırdı, ben üşütmeyeyeyim diye. | Vivah-1 | 2006 | |
| One who cares about what I eat, what I wear, more than I myself | Benim ne yiyeceğimle ilgilenen biri, ne giyeceğime, kendimden daha fazla. | Vivah-1 | 2006 | |
| The one who knows me more than I know myself | Beni benden daha çok bilen biri. | Vivah-1 | 2006 | |
| On our wedding day, l want from you.. a gift | Düğün günümüzde, senden istediğim.. bir armağan. | Vivah-1 | 2006 | |
| Give me all your pain | Bana bütün acını ver. | Vivah-1 | 2006 | |
| Before the auspicious moment goes by, | Uğurlu an geçmeden önce... | Vivah-1 | 2006 | |
| Iet the rituals be done | bırak dini tören yapılsın... | Vivah-1 | 2006 | |
| Let there be no distance.. | bırak burda uzaklık olmasın. | Vivah-1 | 2006 | |
| between the vermilion and your forehead | zincifre boyası ve senin alnının arasında. | Vivah-1 | 2006 | |
| This is the wedding altar, the sacred fire, | Bu düğün sunağı, kutsal ateş... | Vivah-1 | 2006 | |
| the festive home | bayramlık ev. | Vivah-1 | 2006 |