Search
English Turkish Sentence Translations Page 179576
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| That's the way Prem, first in the office, sharp at 9 am | İste böyle Prem, ilk defa ofiste, tam sabah 9 da. | Vivah-1 | 2006 | |
| Engaged to marry, now work, only work | Evlenmek için nişanlı, şimdi çalış, sadece calis | Vivah-1 | 2006 | |
| Concentrate, focus | Konsantre ol, odaklan. | Vivah-1 | 2006 | |
| Munim, let's start making preparations for the wedding right away | Munim, hazırlıklara başlayalım hemen olacak düğün için. | Vivah-1 | 2006 | |
| Go to Mr Joshi, talk to the tent makers. Sure | Mr Joshi’ye gidin, çadır yapanlarla konuşun. Tabii ki. | Vivah-1 | 2006 | |
| We'll put up the bridegroom's party in Bansilal's hotel, not at Temple lnn | Biz damadın partisini Bansilal otelde yapacağız, tapınak hanında değil. | Vivah-1 | 2006 | |
| Birju, this task is yours. Done | Birju, bu görev senin. Tamam. | Vivah-1 | 2006 | |
| Look, we should leave nothing undone | Bak, bizim hiç birşeyi yapılmamış bırakmamamız gerek. | Vivah-1 | 2006 | |
| And Bitto, compile the list of invitees on the computer, quickly | Ve Bitto, bilgisayara davet edilenlerin listesini derle, çabuk. | Vivah-1 | 2006 | |
| The job of painting the house should be done in time | Evi boyama işi zamaninda yapılmalı. | Vivah-1 | 2006 | |
| Not in a marriage hall.. we're having the wedding at home | Evlilik salonunda değil.. düğünü evde yapıyoruz. | Vivah-1 | 2006 | |
| They're coming from Delhi. We'll do a good job | Onlar Delhi’den geliyorlar. Biz iyi bir iş yapacağız. | Vivah-1 | 2006 | |
| Take a look around | Etrafa bir göz at. | Vivah-1 | 2006 | |
| Back from college? I was waiting for you | Kolejden döndün mü? Ben seni bekliyordum. | Vivah-1 | 2006 | |
| Of these silver coins, which looks nice?.. | Bu gümüş maden paralardan, hangisi hoş görünür?.. | Vivah-1 | 2006 | |
| .. I want to give every guest a memento | .. her misafire bir hatıra vermek istiyorum. | Vivah-1 | 2006 | |
| I know Sister's choice. This one | Ben biliyorum ablamın seçimini. | Vivah-1 | 2006 | |
| Great! It's my choice too | Harika! Bu benimde seçimim. | Vivah-1 | 2006 | |
| You too make a choice, Rama | Sende birtane seç, Rama | Vivah-1 | 2006 | |
| Why do you even have to ask me, give everything away | Neden banada sorma gereği duyuyorsun ki, Her birşeyi dağıt. | Vivah-1 | 2006 | |
| Maa, why do you always talk like that ? Babuji only wants your opinion | Maa, neden her zaman böyle konuşuyorsun. ? Babuji sadece düsünceni istiyordu. | Vivah-1 | 2006 | |
| Don't you dare talk back at me | Benim arkamdan konuşmaya cesaret etme bile. | Vivah-1 | 2006 | |
| Bitto.. get along with what you got to do | Bitto.. yapacağınızda anlasın. | Vivah-1 | 2006 | |
| The kind of wedding you're dreaming of, do you know what it'll cost? | Hayal ettiğin türde düğün, ne kadar masraf eder biliyor musun? | Vivah-1 | 2006 | |
| Relatives we haven't seen in years, are being invited | Yıllardır görmediğimiz akrabalarımız, davet ediliyor. | Vivah-1 | 2006 | |
| Confectioners, musicians, florists, being called in from all over, | Pastacı, müzisyenler, çicekçi, her yerden istendi, | Vivah-1 | 2006 | |
| Iike you've nothing to look at beyond this wedding | Bu düğünün ötesinde hiçbir şeye bakmayacağın gibi. | Vivah-1 | 2006 | |
| My brother and his wife's every dream will come true | Erkek kardeşim ve onun hanımının her rüyası gerçek gibi olacak. | Vivah-1 | 2006 | |
| You remember only their dreams | Sen sadece onların rüyasını hatırlıyorsun. | Vivah-1 | 2006 | |
| Do you remember, even your daughter is waiting to get married? | Hatırlıyor musun, senin kızının bile evlenmek için beklediğini? | Vivah-1 | 2006 | |
| I've spoken about Chhoti to so many people | Chhoti hakkında konuştum bu kadar insanla | Vivah-1 | 2006 | |
| But because she is dark, I find no suitors | Ama çünkü o karanlık, ben talip bulamam. | Vivah-1 | 2006 | |
| Worse now, if we can't provide for her dowry, then she's had it | Daha kötü şimdi, eğer biz onun çeyizi için ihtiyacını karşılamazsak, o zaman onun vardı. | Vivah-1 | 2006 | |
| But why would you worry for that? | Ama sen neden bunun için üzülesin ki? | Vivah-1 | 2006 | |
| To pay for Poonam's wedding you pawned off our Som Sarovar house | Poonam’on düğününü karşılamak için Som Sarover’de ki evi tehlikeye atıyorsun. | Vivah-1 | 2006 | |
| Now, sell even this house if you will! | Şimdi, bu evi de satarsan sat! | Vivah-1 | 2006 | |
| Bitto? | Bitto? | Vivah-1 | 2006 | |
| What happened, my child? | Ne oldu, çocuğum? | Vivah-1 | 2006 | |
| I don't want to marry | Ben evlenmek istemiyorum. | Vivah-1 | 2006 | |
| Bitto.. what are you saying? | Bitto.. ne söylüyorsun? | Vivah-1 | 2006 | |
| Come and sit here | Gel otur buraya. | Vivah-1 | 2006 | |
| Sit.. what's the matter? | Otur.. mesele nedir ne oldu? | Vivah-1 | 2006 | |
| Uncle.. | Amca.. | Vivah-1 | 2006 | |
| ..you built brick by brick.. the house in Som Sarovar | ..tuğla üstüne tuğla ördün.. Som Sarovar’deki ev. | Vivah-1 | 2006 | |
| And you have mortgaged it for this wedding? | Ve sen bu düğün için o evi ipotek mi ettirdin? | Vivah-1 | 2006 | |
| Chhoti is yet to marry! I'll never be able to forgive myself | Chhoti evlenmek üzere! Hiç bir zaman kendimi affedemeyeceğim. | Vivah-1 | 2006 | |
| Chhoti will have just as fine a wedding.. I give you my word | Chhoti’nin şimdi güzelce bir düğünü olacak.. Sana söz veriyorum ki. | Vivah-1 | 2006 | |
| For every father, a daughter's wedding is.. | Her baba için, bir kızının düğünü.. | Vivah-1 | 2006 | |
| .. a celebration of a great wish come true | .. bir kutlamadır büyük isteği gerçekleşen.. | Vivah-1 | 2006 | |
| Will you not let my wish come true? | Benim isteğimin gerçekleşmesine izin vermeyecek misin? | Vivah-1 | 2006 | |
| Listen.. a letter from Harishchandra has arrived | Dinle.. Harishchandra’dan bir mektup geleceğine dair.. | Vivah-1 | 2006 | |
| You want to hear it? | Duymak mı istiyorsun? | Vivah-1 | 2006 | |
| He writes, | Yazmış ki, | Vivah-1 | 2006 | |
| With great pleasure, I remember staying with you at Som Sarovar | Büyük bir zevkle, Som Sarover’de seninle kaldığımı hatırlıyorum. | Vivah-1 | 2006 | |
| In Madhupur, we became related. In Som Sarovar, we struck a friendship | Madhupur’da, ilişki kurduk. Som Sarovar’de, biz bi arkadaşlık bulduk. | Vivah-1 | 2006 | |
| In terms of relationships, such a quick promotion | Arkadaşlık dönemlerinde, öyle çabuk bir yükselme | Vivah-1 | 2006 | |
| All credit goes to your endearing nature | Bütün kredi senin çekici doğana gidiyor. | Vivah-1 | 2006 | |
| Having known you, I can tell with conviction, | Seni bilmeli, inançla söyleyebilirim, | Vivah-1 | 2006 | |
| that you have already embarked upon the preparations for the wedding | senin çoktan düğün hazırlıkları için başladığını. | Vivah-1 | 2006 | |
| A thousand responsibilities entail in a daughter's wedding | Bin tane sorumluluk gerektiriyor bir kızın dügünü. | Vivah-1 | 2006 | |
| Have no worries of any sort, we are one family | Hiç bir şekilde kaygınız olmasın, biz bir aileyiz. | Vivah-1 | 2006 | |
| Bitto, when you have such a fine father in law, what's my worry? | Bitto, senin böyle iyi bir kayınbaban olduğu için benim ne gibi kayım olabilir ki? | Vivah-1 | 2006 | |
| Now, one little smile | Şimdi, küçük bir gülümseme. | Vivah-1 | 2006 | |
| I have good news for you | Sana iyi haberlerim var. | Vivah-1 | 2006 | |
| In today's mail, perhaps.. there's a letter for you | Bugünün postasında, muhtemelen.. senin için bir mektup var. | Vivah-1 | 2006 | |
| Bitto, someone far away.. is waiting for you, weaving dreams | Bitto, çok uzakta biri.. seni bekliyor, hayal kurarak. | Vivah-1 | 2006 | |
| Go on.. fill in the colors | Devam et.. renklerle doldur. | Vivah-1 | 2006 | |
| It's four in the morning and I've no sleep | Saat sabahın 4’ü ve ben hala uyuyamadım. | Vivah-1 | 2006 | |
| I reach the office before anyone else | Ben ofise ulaşacağım başka birinden önce. | Vivah-1 | 2006 | |
| But it's another matter that I am not able to do any work | Ama başka bir mesele var ki hiç bir iş yapasım yok. | Vivah-1 | 2006 | |
| But today, I put in lots of hard work,.. | Ama bugün, ben bir sürü agır iş yapacağım.. | Vivah-1 | 2006 | |
| .. matching color schemes for each costume.. | .. her bir kostüm için renk planları uyduracağım.. | Vivah-1 | 2006 | |
| we'll wear for our wedding ceremonies the soiree, reception, dinners | düğün merasimimiz için suare giyeceğiz, resepsiyon, akşam yemeği. | Vivah-1 | 2006 | |
| I had coffees after coffee to stay fresh | Kahvelerim vardı kahveden sonra taze kalmak için. | Vivah-1 | 2006 | |
| But the only things that remain fresh, are memories of you | Ama sadece taze kalmak için şeyler, sizin hatıralarınızdır. | Vivah-1 | 2006 | |
| Poonam, I can't tell the source of this enthusiasm, | Poonam, bu heyecanın kaynağını söyleyemem, | Vivah-1 | 2006 | |
| but I'm propelled to achieve in life,.. | ama hayatta gerçekleştirmek için ben ileriye iteceğim,.. | Vivah-1 | 2006 | |
| .. to prove myself worthy, for your sake | .. kendimi saygın kişi olarak göstermek için, senin hatrına. | Vivah-1 | 2006 | |
| Coming, coming | Geliyor, geliyor. | Vivah-1 | 2006 | |
| Bitto, your phone | Bitto, senin telefonun. | Vivah-1 | 2006 | |
| Perhaps.. a friend | Muhtemelen.. bir arkadaş. | Vivah-1 | 2006 | |
| Birjoo. Hey, Birjoo | Birjoo. Hey, Birjoo | Vivah-1 | 2006 | |
| Guess what happened, just guess | Ne olduğunu tahmin et, tahmin et şimdi. | Vivah-1 | 2006 | |
| Half an hour ago, we were in a meeting, me, my brother, the managers | Bir saat önce, biz bir toplantıdaydık, ben, erkek kardeşim, yöneticiler. | Vivah-1 | 2006 | |
| A Japanese multinational corporation has offered us a deal, | Bir japon kurumu bize bir anlaşma önerdi, | Vivah-1 | 2006 | |
| a new line of business. It'll be a great thing for our organization | yeni bir iş yöntemi. Bu bizim organizasyonumuz için büyük birşey olacak. | Vivah-1 | 2006 | |
| They want us in Tokyo next week, with the project reports | Onlar gelecek hafta Tokyo’da bizi istiyorlar, proje tutanaklarıyla birlikte. | Vivah-1 | 2006 | |
| My brother is busy with the clients from Switzerland | Erkek kardeşim İsvicre'deki müşterilerle meşgul. | Vivah-1 | 2006 | |
| And Papa is out of station, so who is to be sent | Ve babam merkez dışında, o nedenle kim gönderilecek? | Vivah-1 | 2006 | |
| I'm off to Japan next week and there's lots of work, | Gelecek hafta ben japonya’dayım. ve orda bir yığın iş var... | Vivah-1 | 2006 | |
| no time to talk. Bye | konuşmaya vaktim yok. Güle güle. | Vivah-1 | 2006 | |
| Birjoo.. Birjoo | Birjoo.. Birjoo. | Vivah-1 | 2006 | |
| At today's meeting.. | Bugünün toplantısında.. | Vivah-1 | 2006 | |
| Project report will be ready in 3 days. Let's book flight tickets for Monday | Proje raporu üç gün içerisinde hazır olacaktır. Pazartesi için uçuş biletlerini rezerve edelim. | Vivah-1 | 2006 | |
| I'm thinking, Ms Poonam.. | Ben düşünüyorum, Bayan Poonam.. | Vivah-1 | 2006 | |
| I mean.. Ms Pooja, it would be nice if you and Mr Manohar.. | Demek istediğim.. Bayan Pooja, güzel olacaktır eğer siz ve Bay Manohar.. | Vivah-1 | 2006 | |
| can join me on this trip | bana bu kısa yolculukta katılabilir. | Vivah-1 | 2006 | |
| Brother, is it necessary to send the papers to our auditors.. | Abi, bizim denetçilerimize kağıtları göndermek gerekli mi.. | Vivah-1 | 2006 | |
| in Madhupur.. I mean, Mumbai | Madhupur’da.. demek istediğim, Mumbai | Vivah-1 | 2006 | |
| No.. it won't be necessary | Hayıo.. gereği yok. | Vivah-1 | 2006 |