Search
English Turkish Sentence Translations Page 179514
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Why did he acknowledge me at the last moment? | Merak ediyorum, en sonunda beni yasal olarak nasıl tanıdı? | Viridiana-1 | 1961 | |
| He was very good. Better than some people would think. | Efendim çok iyi biriydi. Herkesin sandığından çok daha iyi. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Why did he kill himself? | Neden kendini astı? | Viridiana-1 | 1961 | |
| One shouldn't be alone the whole time. | Bir insanın sürekli yalnız kalması iyi bir şey değildir. | Viridiana-1 | 1961 | |
| I'm not like him, am I? | Ona benziyor muyum? | Viridiana-1 | 1961 | |
| Not in that way. You're always looking for company. | Hadi canım sen de! Sen daima aileni istemişsindir. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Why do you say that? I know what I mean. | Ne demek istiyorsun? Biliyorsun... | Viridiana-1 | 1961 | |
| Don't play, sir. I beg your pardon, sir. | Lütfen çalmayın. | Viridiana-1 | 1961 | |
| The master used to play here a lot. | Efendim zamanının çoğunu bunu çalarak geçririrdi. | Viridiana-1 | 1961 | |
| It was a real delight to listen to him. | İçten bir şekilde onu dinlerdik. | Viridiana-1 | 1961 | |
| If you don't mind, I'll go get the other suitcase. | İzin verirseniz bavullarınızı getireyim. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Look at these beautiful fields! | Hava burada çok temiz. | Viridiana-1 | 1961 | |
| And behind those pines the fields, dried up and abandoned. | Ve şu çamların ardındaki topraklar susuz nadasa yatmış bekliyor. | Viridiana-1 | 1961 | |
| There's so much to do here and it's all mine. | Burada yapılacak çok iş var. | Viridiana-1 | 1961 | |
| We won't have time to get bored. | Ve kimseden de emir almak zorunda değilim. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Aren't you happy? Yes. | Mutlu değil misin? Evet mutluyum ama... | Viridiana-1 | 1961 | |
| Yes. But I don't know... I wish I hadn't come. | Gelmemeyi tercih ederdim. | Viridiana-1 | 1961 | |
| It's very big... | Çok büyük! | Viridiana-1 | 1961 | |
| So much the better. We'll all fit. How many floors are there? | Bizim için çok iyi. Kaç katlı? | Viridiana-1 | 1961 | |
| Are there many windows? Lots. | Çok penceresi var mı? Bir sürü! | Viridiana-1 | 1961 | |
| It's got balconies and two big towers. | Bir sürü balkonu ve iki kulesi de var. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Then it's a respectable house. | O zaman oldukça güzel bir ev olmalı. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Have you repaired the windows of the dormitories? | Pencereleri tamir ettin mi? | Viridiana-1 | 1961 | |
| They shut all right now. And the blankets are ready. | Evet, gayet güzel kapanıyorlar şimdi. Battaniyeler de hazır. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Show them the rooms. | O zaman onlara odalarını göster. | Viridiana-1 | 1961 | |
| That miss is as good as gold. | Hanımefendi bir şefkat abidesi! | Viridiana-1 | 1961 | |
| She's very good, but a bit of a simpleton. | Evet ama biraz deli. | Viridiana-1 | 1961 | |
| The men will sleep on one side, the women on the other. | Erkekler bir tarafa, kadınlar diğer tarafa. | Viridiana-1 | 1961 | |
| We will eat together. | Akşam yemeğini beraber yiyeceğiz. | Viridiana-1 | 1961 | |
| We'll try to get you some decent clothes tomorrow. | Yarın size yeni elbiseler vereceğim. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Miss... Are you Jorge? | Jorge sen misin? | Viridiana-1 | 1961 | |
| Jorge, Don Jaime's son, at your service. | Evet. Don Jaime'nin oğlu. | Viridiana-1 | 1961 | |
| I've been expecting you. I got a letter from the lawyer. | Noter bana yazmıştı. Sizi bekliyordum. | Viridiana-1 | 1961 | |
| This is Lucia, she's a good girl. | Bu da Lucia. | Viridiana-1 | 1961 | |
| What's your name? Don't touch me! | Adın ne? Çek ellerini! | Viridiana-1 | 1961 | |
| You're going to sleep in the farmyard with the chickens! | Yoksa avluda uyursun! | Viridiana-1 | 1961 | |
| Get moving! | Haydi gidelim. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Anyone who pokes around where he shouldn't be | İçinizden birinin işlere burnunu soktuğunu görürsem... | Viridiana-1 | 1961 | |
| will pay for it. | benimle başınız belaya girer. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Although we may be poor, every man has his dignity, brother. | Fakir ve zavallı olabiliriz ama biraz saygıyı hakediyoruz yaşlı dostum. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Don't "brother" me, there is no scum in my family. | Ben serserilerin dostu değilim. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Well now, even the servants put on airs here. | Tanrım bize yardım et! Uşaklar bile kendini bir şey sanıyor burada. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Do you want me to smash your face? | Sana bir tane patlatırsam... | Viridiana-1 | 1961 | |
| What's going on, Moncho? | Sorun nedir Moncho? | Viridiana-1 | 1961 | |
| This louse is looking for trouble. | Bu bitli şey benimle takışıyor. Neden kendini astı? | Viridiana-1 | 1961 | |
| You runt! Don't talk like that! | Bitli sensin! Doğru mu? | Viridiana-1 | 1961 | |
| I'll talk the way I want to. | İnancınla birlikte cehenneme git! | Viridiana-1 | 1961 | |
| That'll teach you some manners. Blind, shit! You can see now. | Sözlerine dikkat et! Lanet olası kör! | Viridiana-1 | 1961 | |
| In you go! Moncho, lead the way! | Sakin olun! Moncho onlara yolu göster. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Leave her. | Gitme. | Viridiana-1 | 1961 | |
| You stay here. | Dur. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Would you mind telling me what I did to deserve your insults? | Sana ne yaptık ki? | Viridiana-1 | 1961 | |
| I've had a gutful of this. | Hadi ordan! Bu kadarı yeterli! | Viridiana-1 | 1961 | |
| If you want to stay you'll have to exercise a little self control, | Eğer burada kalmak istiyorsan hareketlerine dikkat etmek zorundasın. | Viridiana-1 | 1961 | |
| and be a bit more humble to everybody. | Daha saygılı olmalısın. | Viridiana-1 | 1961 | |
| If that's the way, it's better to leave. | Gerçekten mi? Hoşçakalın o zaman. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Give me something to go on with. | Bir sadaka verir misiniz? | Viridiana-1 | 1961 | |
| Because I'm poor, without it... | Benim gibi bir zavallının yeri sokaklar. | Viridiana-1 | 1961 | |
| I nearly walked my legs off today. | Daha önce hiç bu kadar yürümemiştim. | Viridiana-1 | 1961 | |
| That has done me good. | Gayet iyi geldi. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Why don't you let me do that, miss? | Bırakın ben yaparım. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Because I've got him into bad habits. | Bunu yapmaya bir türlü alışamadım. | Viridiana-1 | 1961 | |
| You can take the basin. | Ramona, kazanı götürebilirsin. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Whenever you're ready I can serve supper. | Akşam yemeği hazır. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Right, we'll have it now. | Güzel. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Why the bad temper? It's Viridiana. She's getting on my nerves. | Kendini iyi hissetmiyor musun? Viridiana sinirlerimi bozuyor. | Viridiana-1 | 1961 | |
| She's mad. No, she's rotten with religion. | Biraz deli. Geri kafalı yobazın teki, evet! | Viridiana-1 | 1961 | |
| Let her do what she wants. She doesn't bother us in any way. | Derhal kendi işine bakması gerek. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Do you know what I think? | Aslında... | Viridiana-1 | 1961 | |
| What's annoying you is that she pays so little attention to you. | Doğruyu söyle, ondan hoşlanıyorsun değil mi? | Viridiana-1 | 1961 | |
| That's the last straw! | Aman tanrım! | Viridiana-1 | 1961 | |
| Look what you've done! | Ne yaptığına bir bak | Viridiana-1 | 1961 | |
| Run and get something to mop it up with, quickly. | Çabuk, git buraları temizleyecek bir şeyler getir. | Viridiana-1 | 1961 | |
| That woman's getting more and more stupid every day. | Bu kadın her geçen gün daha da aptallaşıyor. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Oh well. | Bence de! | Viridiana-1 | 1961 | |
| I'm feeling good again... | Biraz daha istiyorum. | Viridiana-1 | 1961 | |
| The tomatoes! | Domatesi versene. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Pass me the bread. | Ekmeği uzat. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Catch! | Al! | Viridiana-1 | 1961 | |
| When I wasn't so miserable I used to sell pigs. | Sefalete düşmeden önce domuz tüccarıydım. | Viridiana-1 | 1961 | |
| I was more honest than my holy Mother. | Namuslu ve dürüsttüm. | Viridiana-1 | 1961 | |
| So you didn't come from the poorhouse? | Sana bir düşkünler hastanesine yatmanı söylemiştim. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Say that again! He has the devil in him. | Bunu bir daha söyleme! Sakin ol. | Viridiana-1 | 1961 | |
| You know what Don Zequiel told me yesterday? | Bay Zequiel dün bana ne söyledi, biliyor musunuz? | Viridiana-1 | 1961 | |
| "When it itches, how does he manage to scratch | "Madem kör, kaşıntısı tuttuğu zaman, | Viridiana-1 | 1961 | |
| when he can't see?" | yerini bilip kendisini nasıl kaşıyabiliyor?" | Viridiana-1 | 1961 | |
| Tell him his mother comes to scratch me. | Ona annesinin beni kaşımaya geldiğini söyle. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Eat and shut up! | Kapa çeneni ve yemeğini ye! | Viridiana-1 | 1961 | |
| Damned Poca! But I love you, Amalio. | Şakacı Poca... Ama seni de seviyorum Amalio. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Good evening! Good evening, miss! | İyi akşamlar. İyi akşamlar hanımefendi. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Benedictus! | Tanrı sizi kutsasın. | Viridiana-1 | 1961 | |
| Come in, come in... | Gelin, gelin. | Viridiana-1 | 1961 | |
| And you there. | Sen de geç. | Viridiana-1 | 1961 | |
| These are your new companions. | Bunlar yeni arkadaşlarınız. | Viridiana-1 | 1961 | |
| You must be hungry... | Aç olmalısınız. | Viridiana-1 | 1961 | |
| God will reward you. | Tanrı sizi kutsasın! | Viridiana-1 | 1961 | |
| Have you eaten well? | Yemeği beğendiniz mi? | Viridiana-1 | 1961 | |
| I don't want to criticize the saintly miss who is so good to us, | Tüm iyiliklerinize minnettar olmakla beraber, söylemeliyim ki hanımefendi... | Viridiana-1 | 1961 | |
| but I would take the liberty of saying that the beans were acid. | Bu yeşil fasulye biraz mayhoş. | Viridiana-1 | 1961 | |
| What does that mean? Sour, idiot. | Fasulye ne? Mayhoş. | Viridiana-1 | 1961 |