Search
English Turkish Sentence Translations Page 178039
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Death seems to follow you. | Ölüm seni takip ediyor gibi! | Umizaru-2 | 2004 | |
| Master Chief, you're needed in Tokyo. | Şef, Tokyo'dan bekleniyorsunuz. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Kudo should've understood his limits. | Kudo yapabileceklerini anlamalıydı. | Umizaru-2 | 2004 | |
| For a civilian, it would've been a heroic effort. | Bir sivil olarak, bu kahramanca bir davranış olabilirdi. | Umizaru-2 | 2004 | |
| But for a Coast Guard officer, it's shameful. | Ama bir sahil güvenlik askeri için, yüz karartıcı birşey bu. | Umizaru-2 | 2004 | |
| He tried to save a life! | Bir hayatı kurtarmaya çalıştı! | Umizaru-2 | 2004 | |
| And he died. | Ve öldü. | Umizaru-2 | 2004 | |
| It was careless. | Dikkatsizce bir davranıştı. | Umizaru-2 | 2004 | |
| As search and rescue divers... | Arama ve kurtarma timi olarak... | Umizaru-2 | 2004 | |
| you'll be required to work in conditions like these. | ...böyle durumlarda çalışmanız gerekebilir. | Umizaru-2 | 2004 | |
| More often, "search" means exhuming the dead. | Çoğu zaman, arama demek, ölüleri bulma anlamına geliyor. | Umizaru-2 | 2004 | |
| In my 10 years in the field... | 10 yıllık saha deneyimimde, | Umizaru-2 | 2004 | |
| I saved a grand total of one person. | toplam 1 insan kurtardım. | Umizaru-2 | 2004 | |
| But I brought up 25 dead bodies. | Ama 25 ölü insanı sudan çıkardım. | Umizaru-2 | 2004 | |
| I won't blame you if you quit right now. | Şu anda bırakırsanız, sizi suçlamam. | Umizaru-2 | 2004 | |
| There's nothing fun about the front lines, Senzaki. | Ön safhalarda olmanın eğlenceli bir tarafı yok, Senzaki. | Umizaru-2 | 2004 | |
| we go to sea. | Denize gidiyoruz. | Umizaru-2 | 2004 | |
| So ponder this. | Hazırlıklı olun. | Umizaru-2 | 2004 | |
| You and your "buddy" are alone at a depth of 40 meters. | 40 metre derinlikte, eşinizle birlikte olacaksınız. | Umizaru-2 | 2004 | |
| You have one tank. | Tek bir tankla. | Umizaru-2 | 2004 | |
| And 30 bar: Enough for one man's return. | 30 barınız olacak. Tek bir kişinin dönebilmesi için yeterli. | Umizaru-2 | 2004 | |
| What do you do? | Ne yapardınız? | Umizaru-2 | 2004 | |
| One man must sacrifice his life. | Birisi hayatını feda etmek zorunda. | Umizaru-2 | 2004 | |
| The stronger one must surface. | Güçlü olan yüzeye çıkmalı. | Umizaru-2 | 2004 | |
| And if that were you? | Bu sen mi olacaksın? | Umizaru-2 | 2004 | |
| I'd have to leave my "buddy" behind. | Eşimi geride bırakmak zorunda kalırdım. | Umizaru-2 | 2004 | |
| How about you, Senzaki? | Ya sen, Senzaki? | Umizaru-2 | 2004 | |
| Your inability to provide a response... | Bu durumda sessiz kalman... | Umizaru-2 | 2004 | |
| makes Mishima's solution better. | Mishima'nın çözümünü daha mantıklı kılıyor. | Umizaru-2 | 2004 | |
| "Open Sea Training Zone, Hiroshima Pref. " | "Açık Deniz Eğitim Alanı, Hiroşima Bölgesi." | Umizaru-2 | 2004 | |
| All 13 trainees present and accounted for, Sir! | Tüm 13 öğrenci hazır ve sayıldılar, efendim. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Your first open sea training task: | İlk açık deniz göreviniz: | Umizaru-2 | 2004 | |
| An emergency return to the surface from 40 meters. | 40 metreden acil kurtarma görevi. | Umizaru-2 | 2004 | |
| It's a dive and surface exercise. | Dalma ve su üzeri alıştırmaları yapacaksınız. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Proceed no quicker than 10 meters per minute. | Dakikada 10 metreden fazla ilerlemeyin. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Or you'll get the bends. | Yoksa vurgun yersiniz. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Holding your breath will make it worse. | Nefesinizi tutmanız işleri daha zorlaştırır. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Oxygen in your body will expand rapidly, rupturing your lungs. | Vücudunuzdaki oksijen ciğerlerinize zarar verir. | Umizaru-2 | 2004 | |
| You'll never dive again. | Bir daha asla dalamazsınız. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Or... you'll be dead. | Veya...ölebilirsiniz. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Surface clear. | Yüzey temiz. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Senzaki ready. | Senzaki hazır. | Umizaru-2 | 2004 | |
| I suddenly couldn't breathe. | Bir an nefes alamadım. | Umizaru-2 | 2004 | |
| My heart rate jumped. | Kalp atışlarım hızlandı. | Umizaru-2 | 2004 | |
| I saw Kudo. | Kudo'yu gördüm. | Umizaru-2 | 2004 | |
| That caused you to panic and let go of the rope. | Bu panik yapmana sebep oldu ve halatı bıraktın. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Know what that means? | Bunun ne demek olduğunu biliyor musun? | Umizaru-2 | 2004 | |
| Anyone who lets go of the rope... | Halatı bırakan birisi, | Umizaru-2 | 2004 | |
| is immediately... | ..anında... | Umizaru-2 | 2004 | |
| regarded as missing. | ...kayıp sayılır. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Today, you went MIA. | Bugün, operasyonda kayboldun. | Umizaru-2 | 2004 | |
| We expanded the feature editorial. I'm sorry. | Senin sayfanı yetiştiremedik. Üzgünüm. | Umizaru-2 | 2004 | |
| You could've told me earlier. | Bana daha önceden söyleyebilirdin. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Why? You're not here. | Neden? Burada değildin. | Umizaru-2 | 2004 | |
| You told me to be with my mother. | Bana annemle birlikte kalmamı söyledin. | Umizaru-2 | 2004 | |
| To a point. | Öyleydi. | Umizaru-2 | 2004 | |
| I had to find a replacement. | Yerine başkasını bulmak zorundaydım. | Umizaru-2 | 2004 | |
| You needn't return. | Dönmene gerek yok. | Umizaru-2 | 2004 | |
| I can leave camp... | kamptan ayrılabilirim... | Umizaru-2 | 2004 | |
| until 10 p. m. | ...saat 10'a kadar. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Diving's a thankless job. | Dalma, tuhaf bir meslek. | Umizaru-2 | 2004 | |
| You train your butt off... | Her zaman antreman yapmak... | Umizaru-2 | 2004 | |
| day in and day out. | ...zorundasın. | Umizaru-2 | 2004 | |
| It's pointless. | Çok anlamsız. | Umizaru-2 | 2004 | |
| I have a friend in Okinawa. | Okinava'da bir arkadaşım var. | Umizaru-2 | 2004 | |
| He's invited me to be an instructor... at his diving school. | Beni öğretmen olarak davet etti. Dalgıçlık okulu var. | Umizaru-2 | 2004 | |
| It pays well. | Maaşı da iyi. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Beats being a dorky "sea monkey. " | En azından maymun olmaktan iyidir. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Come with me. | Sen de benimle gelsene. | Umizaru-2 | 2004 | |
| I just thought... | Ben düşünmüştüm ki... | Umizaru-2 | 2004 | |
| Isn't this just a one summer fling? | Bu sadece bir yaz aşkı değil mi? | Umizaru-2 | 2004 | |
| I expected it to last only through training. | Ben bunu sadece eğitimin süresince devam edecek sanıyordum. | Umizaru-2 | 2004 | |
| When I first met you, my job had me down. | Seninle ilk tanıştığımızda, işlerim çok fazlaydı. | Umizaru-2 | 2004 | |
| But then you told me not to worry... | Ama sen bana endişe etmememi söyledin. | Umizaru-2 | 2004 | |
| because this is what I wanted. | Çünkü ben böyle istiyordum. | Umizaru-2 | 2004 | |
| I fed off your positive attitude. | Senden etkilendim. | Umizaru-2 | 2004 | |
| just liking it isn't enough. | Sadece etkilenmek yetmiyor. | Umizaru-2 | 2004 | |
| You know that, too. | Bunu sen de biliyorsun. | Umizaru-2 | 2004 | |
| I'm returning to Tokyo. | Tokyo'ya dönüyorum. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Mom's getting out soon, and I've got work to do. | Annem yakında çıkıyor. Benim de işlerim var. | Umizaru-2 | 2004 | |
| An instructor sounds fun? You'll get the girls. | Öğretmenlik iyidir. Kızlar peşinden koşar. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Oh yeah... | Pekala... | Umizaru-2 | 2004 | |
| I owe you an apology... | Sana bir özür borçluyum. | Umizaru-2 | 2004 | |
| for calling you a dorky "sea monkey. " | Maymun dediğim için sana. | Umizaru-2 | 2004 | |
| So our super rookie's dropping out. | Demek yeni yetmemiz bırakıyor ha? | Umizaru-2 | 2004 | |
| He's mentally unfit. | Artık dayanamıyor. | Umizaru-2 | 2004 | |
| You know why Minamoto's so tough? | Minamoto'nun neden bu kadar sert olduğunu biliyor musun? | Umizaru-2 | 2004 | |
| Long time ago, a cargo ship sunk. | Uzun zaman önce, bir kargo gemisi battı. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Minamoto was a diver there. | Minamoto orada dalıyordu. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Kyono was his "buddy. " They'd been partners a long time. | Kyono onun eşiydi. Uzun zamandır birlikte dalıyorlardı. | Umizaru-2 | 2004 | |
| The sunk cargo ship shifted. | Gemiye ulaştılar. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Kyono caught trapped. | Kyono kapana kısıldı. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Minamoto had to leave him. | Minamoto onu bırakmak zorunda kaldı. | Umizaru-2 | 2004 | |
| His "buddy" died? | Eşi öldü mü? | Umizaru-2 | 2004 | |
| Even now, people accuse him of murdering his partner. | Şu anda bile, insanlar onu eşini öldürmekle suçluyor. | Umizaru-2 | 2004 | |
| But he says nothing. | Ama o birşey söylemiyor. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Minamoto suffered physical damage preventing him from ever diving again. | Minamoto fiziksel olarak yıprandı. Bir daha asla dalmadı. | Umizaru-2 | 2004 | |
| Minamoto! | Minamoto! | Umizaru-2 | 2004 | |
| Minamoto! Where's Kyono?! | Minamoto! Kyono nerede? | Umizaru-2 | 2004 | |
| We've lost the ship! | Gemiyi kaybettik! | Umizaru-2 | 2004 |