Search
English Turkish Sentence Translations Page 177985
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| But stiII I have a future. | Ama hala bir geleceğim var. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Who says that I will not end up being a miIIionaire? | Bir gün milyoner olamayacağımı kim söyleyebilir? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| At Ieast, we're stiII aIive. Let's drink to that! | En azından hala hayattayız. Hadi buna içelim! | Ukigumo-1 | 1955 | |
| That woman, O sei, was crying when we Ieft. | O kadın, O sei, ayrıldığımızda ağlıyordu. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| You chose not to see it. | Görmek istemezdin. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| If you don't want me, I will Ieave. | Eğer beni istiyorsan, ayrılalım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Is that what you want? | Gerçekten bunu mu istiyorsun? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I don't Iike your attitude. | Bu tutumun hoşuma gitmiyor. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I am not going to Iisten to your sermons. | Vaazlarını dinlemeyeceğim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| You seem to think we are married. | Evliymişiz gibi düşünüyorsun. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I think I shouId go my way. | Bence ben yoluma gitmeliyim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| And you shouId go yours, what do you think? | Sen de kendi yoluna gitmelisin. Ne düşünüyorsun? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Yesterday I was ill in bed all day; I didn't see anybody. | Dün, bütün gün yatakta hasta yattım. Kimseyi görmedim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Perhaps she was iII. | Belki hastaydı. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| You do not know where is? | Nerede olduğunu biliyor musun? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Another girl came to see her. | Başka bir kadın da onu görmeye geldi. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Was her name O Sei? | Kadının adı O Sei miydi? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Where couId she be, if she's not here? | Burada değilse, nerde olabilir? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Anyway, they are demoIishing this hut soon. | Her neyse, yakında bu kulübeyi yıkacaklar. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I have the man's caIIing card, and I went to his house. | Ben de bu adamın kartı var. Evine de gittim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| But they have Ieft for the countryside. | Ama şehir dışına çıkmışlar. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Residence of K. Ohta. | K. Ohta'nın malikanesi. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Do you know when they Ieft? | Ne zaman ayrıldıklarını biliyor musun? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| They redirected their maiI to the countryside. | Postalarını kasabaya yönlendirmişler. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Do you have that postcard with their address? | Onlara gelen mektuplardan sizde kalan kaldı mı? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Excuse me, where does Takase Iive? | Affedersiniz, Takase nerede kalıyor? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Thanks. No probIem. | Teşekkürler. Bir şey değil. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| And Tomioka? | Peki Tomioka? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Then I will wait for him to return. | O zaman onun dönmesini bekleyeceğim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| If you want to, | Eğer istersen bekle ama... | Ukigumo-1 | 1955 | |
| but Tomioka Iives with his wife. | ...Tomioka karısı ile beraber yaşıyor. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| He will not return. | Geri gelmeyecek. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| His wife is often iII. | Karınız sık sık hasta oluyor. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| We are both in the same predicament. | Biz de benzer bir kötü durumdayız. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I will wait here untiI he returns, I have the time to spare. | Dönene kadar bekleyeceğim. Yapacak bir şeyim yok zaten. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| How Iong have you been with him? | Ne zamandır onunla birliktesin? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I Iive here on my own. | Kendi başıma yaşayacağım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| He does not have anywhere eIse to stay when in Tokyo. | Tokyo'da kalabileceği başka yer yok. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| When he comes, I stay at a friend's house. | O geldiği zaman ben arkadaşımın evine gidiyorum. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| He doesn't have anywhere else... | Başka hiçbir yerde kalamaz demek. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| So he comes here? | O yüzden mi buraya geliyor? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| And what about your husband in Ikao? | İkao'daki kocan neler yapıyor? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I Ieft him. | Ondan ayrıldım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Everything becomes cIear, doesn't it? | Tertemiz bir sayfa açıyorsun, değil mi? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Does a man Iive here? | Burada bir adam yaşıyor mu? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| He comes here every day? | Her gün gelir mi? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| At what time? | Hangi saatlerde gelir? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I have seen O Sei. | O Sei'i gördüm. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Wait, I will expIain it. | Bekle, açıklayacağım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| That's of no importance. Have you found a job? | Bunun önemi yok. İş bulabildin mi? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I thought about making waxy shoes, | Bal mumumdan ayakkabı yapmayı düşünüyorum. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| but I feeI too weak to work in the coId. | Ama soğuk havalarda çalışmaktan yorgun düştüm. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I will find a good job for you. | Senin için güzel bir iş bulacağım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| You stiII hate me? | Benden hala nefret ediyor musun? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| The day we returned from Ikao... | İkao'dan döndüğümüz gün... | Ukigumo-1 | 1955 | |
| You wanted to break up. I know it. | ...ayrılmak istedin. Evet, istedim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I didn't have a chance. | Başka şansım yoktu. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| You didn't even give me your address. | Bana adresini bile vermemiştin. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I hate you but I stiII came here. | Senden nefret ediyorum ama yine de buraya geldim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I was desperate, without work, with my wife iII. | Çaresizdim. İşimden ayrılmıştım. Karım hastaydı. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| And I met O Sei. | İşte bu durumda O Sei ile karşılaştım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| She insisted that I came here. I tried to resist, but... | Buraya gelmem konusunda çok ısrar etti. Karşı koymayı denedim. Ama... | Ukigumo-1 | 1955 | |
| It does not excuse anything. | Bunun hiçbir anlamı yok. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| That is why I am here. | Bu yüzden buradayım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Promise me you won't | Aptalca bir şey yapmayacağına bana söz ver. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I will give you what you want. | Ne istersen, vereceğim sana. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Because I want to have this baby. | Çünkü bu bebeği istiyorum. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Perhaps our baby will change our Iuck. | Belki de bu çocuk hayatımıza şans getirecek. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Living with someone else's wife... | Başkasının karısı ile yaşamak... | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Avoiding the gIances of peopIe in the apartment. | ...aynı apartmanda insanların bakışından kaçmak çok zor biliyorum. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| O Sei works me insane. | O Sei beni deli gibi çalıştırıyor. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I cannot meet her husband again. | Kocasıyla tekrar karşılaşmadım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| The guiIt tortures me. | Suçluluk psikolojisi beni mahvediyor. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| SureIy you will be happy with her. | Eminim ki onunla mutlu olursun. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| It's your reaIity. | Senin hayatın bu. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I am onIy a memory. And memories disappear fast... | Ben sadece bir anıyım. Anılar çabucak silinir. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| they are forgotten. | Hepsi unutulur. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| That's the way things are. | Hayat böyle sürüp gider. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| But I stiII remember... | Ama ben hala Indochina geçirdiğimiz her günü hatırlıyorum. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I reaIize how much I have Iost since then. | O zamandan beri sürekli bir şeyler kaybettiğimi anladım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| What's your wife iIIness, a cough? | Karının hastalığı nedir, öksürüyor mu? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Yes, things are very bad. | Evet, her şey çok kötü. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| At least, you have work. | En azından bir işin var. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| It is not a good job, reaIIy. | Gerçekten, kötü bir iş. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| There is IittIe to do; I feeI useIess. | Kendimi işe yaramaz hissediyorum. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| No, it is my bad foot. | Hayır, ayaklarım kötü. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| We're a right pair waIking together. | Biz çok iyi bir çiftiz. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| It doesn't matter to me. What about you? | Her şeyi göze aldım. Sen ne düşünüyorsun? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| We will meet this coming Sunday. | Gelecek pazar görüşelim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Do not do anything hasty. | Aceleci davranma. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Before then I will finish with O Sei, beIieve me. | O Sei ile her şeyi bitireceğim. İnan bana. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Don't speak to me Iike I am a naive young girI. | Benimle saf, genç kızlarla konuştuğun gibi konuşmayı deneme. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I will cope with it. | Üstesinden gelirim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Church of the BeIievers in the Sun God. | Güneş tanrısına inananların kilisesi. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| A visitor, reverend teacher. | Ziyaretçiniz var, sayın rahip. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Remember, | Şunu bilin ki... | Ukigumo-1 | 1955 | |
| God aIways heIps those that beIieve in him, | ...Tanrı, inanlara daima yardım eder. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| whether they are good or bad. | İnanların iyi ya da kötü olması önemli değildir. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| The air is fuII of ether! | Hava, ışık saçıyor! | Ukigumo-1 | 1955 | |
| The Sun sends the ether which traverses my body. | Güneş tanrısı vücumdaki elektirği sana geçirecek. | Ukigumo-1 | 1955 |