Search
English Turkish Sentence Translations Page 173046
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Stand up and jump all you have in your hand now. Go on | Ayağa kalk ve elinde ne varsa bırak şimdi. Devam et sen. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Fucking,shoot both I will | Kahretsin ikinizi de vuracağım. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Stan up and step away from Jonathan, or I'll tell him everything. | Ayağa kalk ve Jonathan'dan uzaklaş, yoksa her şeyi anlatırım ona. Ayağa kalk ve Jonathan dan uzaklaş. Yoksa her şeyi anlatırım ona. Ayağa kalk ve Jonathan dan uzaklaş. Yoksa her şeyi anlatırım ona. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
What' he talking about? | Ne diyor bu? Neden diyor bu? | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Don't, don't do it. | Gitme,yapma dediğini. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
by this way. | Şuraya. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Good girl. That's good,good girl. | Aferin. İyi, aferin sana. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
It wasn't so hard,was it? No. | Çok zor değildi, değil mi? Hayır. Çok zor değildi değil mi? Hayır. Çok zor değildi değil mi? Hayır. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Well... | İyii... | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
So easy now... | ...şimdi yavaşça. Şimdi yavaşça... Şimdi yavaşça... | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Fucking, bitch | Kahretsin, or... Kahretsin,or... Kahretsin,or... | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Get on dana! | Devam et Dana. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
C'mon,you can do better,Dana. | Haydi Dana, daha iyi yapabilirsin. Haydi Dana,daha iyi yapabilirsin. Haydi Dana,daha iyi yapabilirsin. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Stay calm,you can do it You've done better before. | Sakin ol, başarabilirsin. Daha önce de yapmıştın. Sakin ol,başarabilirsin. Daha önce de yapmıştın. Sakin ol,başarabilirsin. Daha önce de yapmıştın. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
I don't know what you're talking about. I think you do. | Ne dediğini hiç anlamıyorum. Bence anlıyorsun. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
C'mon let's play, let'sreally play. | Haydi gel oynayalım, gerçekten gel oynayalım. Haydi gel oynayalım,gerçekten gel oynayalım. Haydi gel oynayalım,gerçekten gel oynayalım. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
C'mon, you can do better,let's play. | Haydi gel, daha iyisini yapabilirsin. Haydi gel,daha iyisini yapabilirsin. Haydi gel,daha iyisini yapabilirsin. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Give it to me,I really want to talk you... | Ver onu bana, seninle gerçekten konuşmak istiyorum. Ver onu bana,seninle gerçekten konuşmak istiyorum. Ver onu bana,seninle grçekten konuşma kistiyorum. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Stupid,fucking bitch. | Aptal, or... | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
What are you doing? | Ne yapıyorsun? Biliyorsun... Ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun? | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
You know we could just go our separate ways and go on our lives. | Biliyorsun,yolarımızı ayırabiliriz ve herkes kendi yoluna devam edebilir. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
What is this? | Ne demek bu? | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
No harm done.. | Zararı yok. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Ohh. don't, don't please, don't do that. Please don't. | Yapma, lütfen yapma. Yapma. Iütfen yapma,yapma Iütfen Yapma. Iütfen yapma,yapma Iütfen | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Don't, don't kill her. Jonathan, shut the fuck up. | Öldürme onu, Iütfen. Kes sesini, Jonathan. ÖIdürme onu,Iütfen. Kes sesini,Jonathan. ÖIdürme onu,Iütfen. Kes sesini,Jonathan. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
You guys both tried to escape,she tried to stab me. | Siz ikiniz kaçmaya çalıştınız ve o beni bıçaklamaya yeltendi. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
No, she didn't do anything, She is not doing I told her do it. She didn't do it. | O hiç birşey yapmadı. Birşey yapmıyor. Ben söyledim ona yapmasını. O yapmadı. O hiç birşey yapmadı.Birşey yapmıyor o. Ben söyledim ona yapmasını.O yapmadı birşey. O hiç birşey yapmadı.Birşey yapmıyor o. Ben söyledim ona yapmasını.O yapmadı birşey. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
I don't care whose fault was. | Hiç umurumda değil, kimin hatası olduğu. Hiç umurumda değil kimin hatası olduğu. Hiç umurumda değil kimin hatası olduğu. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
It was me,I did it. I made her do it she did. | Yaptıran bendim. Ben yaptırttım ona, o da yaptı. Yaptıran bendim. Ben yaptırttım ona, oda yaptı. Yaptıran bendim. Ben yaptırttım ona, oda yaptı. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Don't kill her. | Öldürme onu. Öyleyse seni mi öldüreyim. ÖIdürme onu. ÖIdürme onu. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Should I kill you then? | Öyleyse seni mi öldüreyim? Öyleyse seni mi öldüreyim | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
The last chance, the choices is yours. | Son şansın, seçim senin. Son şansın,seçim senin. Son şansın,seçim senin. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Allright, I think you choose you made your choise. | Evet, sanırım verdiğin kararı seçeceksin. Evet,sanırım verdiğin kararı seçeceksin. Evet,sanırım verdiğin kararı seçeceksin. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Allright ohh! yes, yes yeah,kill me,yes. | Pekala, beni öldür. Pekala,evet,evet beni öldür. Pekala,evet,evet beni öldür. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Why I heard you do stupid thing like that?Why? Why would you do that? | Neden bu kadar saçma birşey duyuyorum ki? Neden yapıyorsun bunu? Neden bu kadar saçma birşey duyuyorum ki?Neden? Neden yapıyorsun bunu? Neden bu kadar saçma birşey duyuyorum ki?Neden? Neden yapıyorsun bunu? | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Because I love her. | Çünkü onu seviyorum. Çünkü,onu seviyorum. Çünkü,onu seviyorum. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
I think this is the coolest thing I've heard. | Sanırım şimdiye kadar duyduğum en havalı şey. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
You don't have to kill anybody, quite say c'mon | Kimseyi öldürmek zorunda değilsin. Söyle hadi. Kimseyi öldürmek zorunda değilsin. Söyle hadi Kimseyi öldürmek zorunda değilsin. Söyle hadi | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Why do you kill people for? | Niçin insanları öldürüyorusun? | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
You can go, you can take anyting you want every here, nobody is gonna know whenever I go I tell anybody | İstediğini alabilirsin, her yere götürebilirsin, ben söylemedikçe kimse hiç bir zaman bilemez. Gidebilirsin,istediğini alabilirsin,her yere götürebilirsin, ben söylemedikçe kimse hiç bir zaman bilmez. Gidebilirsin,istediğini alabilirsin,her yere götürebilirsin, ben söylemedikçe kimse hiç bir zaman bilmez. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
You're right We're gonna see today,personally. | Haklısın. Bugün anlayacağız şahsen. Haklısın. Bugün anlayacağız,şahsen. Haklısın. Bugün anlayacağız,şahsen. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
I don't wannna die,I don't. I don't wanna die. Please. | Ölmek istemiyorum, Iütfen. ÖImek istemiyorum. ÖImek istemiyorum,Iütfen. ÖImek istemiyorum. ÖImek istemiyorum,Iütfen. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
I'm pretty sure any one does not. | Gayet eminim ki kimse istemez. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Please! Don't kill me | Lütfen, öldürme beni. Lütfen,öldürme beni. Lütfen,öldürme beni. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Oh Jesus,you're so pathetic. | Aman Allahım, ne acınacak durumdasın. Aman Allahım,ne acınacak durumdasın. Aman Allahım,ne acınacak durumdasın. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
You know that? | Biliyor musun? Biliyormusun? Biliyormusun? | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
This is just,this is just so incredible disappointing for me. | Bu öyle inanıImaz derecede şaşırtıcı ki, benim için. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
I think you did the right thing. | Sanırım doğru şeyi yaptın. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Do you think so? Yes. | Öyle mi düşünüyorsun? Evet, kesinlikle. Öylemi düşünüyorsun? Evet. Öylemi düşünüyorsun? Evet. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Hey Jonathan, I'm gonna want a question. | Jonathan, sana bir soru sormak istiyorum. Ne? Hey,Jonathan,sana bir soru sormak istiyorum. Hey,Jonathan,sana bir soru sormak istiyorum. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Don't move,sit there. | KımıIdama, otur orda. KımıIdama,otur orda. KımıIdama,otur orda. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
You love your wife, right? | Karını seviyorsun, değil mi? Evet. Karını seviyorsun değil mi? Karını seviyorsun değil mi? | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
She must love you? | O seni sevmek zorunda mı? Tabii. O seni sevmek zorunda mı? O seni sevmek zorunda mı? | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
How do you know? | Nereden biliyorsun? Ne demek istiyorsun? Nerden biliyorsun? Nerden biliyorsun? | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
How do you really know she loves you? | Yani, seni gerçekten sevdiğini nasıI biliyorsun? Yani,seni gerçekten sevdiğini nasıI biliyorsun? Yani,seni gerçekten sevdiğini nasıI biliyorsun? | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
I don't know, just know. It's a simple thing. | Bilmem, sadece biliyorum işte. Basit birşey. Bilmem,sadece biliyorum işte. Basit birşey. Bilmem,sadece biliyorum işte. Basit birşey. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
That's wonderful. | Bu çok harika. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
You're mocking me? | Evet, sanırım verdiğin kararı seçeceksin. Benimle alay mı ediyorsun? Benimle alay mı ediyorsun? Benimle alay mı ediyorsun? | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
No,no mocking you. I am very happy for you. | Hayır, alay etmiyorum seninle. Bilhassa senin namına mutlu oluyorum. Hayır,hayır alay etmiyorum seninle. Bilhassa senin namına mutlu oluyorum.. Hayır,hayır alay etmiyorum seninle. Bilhassa senin namına mutlu oluyorum.. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
So happy for you that, rather than just kill you or her, I'm gonna give you a couple options first. | O kadar mutlu oluyorum ki,seni veya onu öldürmemek için önce sana birkaç olasıIık vereceğim. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Yeah,this is good, this is good. | Evet bu iyi,bu iyi. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
The man who used to be, you really appriciate this. | Senin gibi, eskiden de aynı olan,bir adam gerçekten bunu hakediyor. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
What I said? What did you say? | Ben mi ne dedim? Evet ne dedin sen? | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
I can either rape you or your wife... | Ya sana tecavüz edeceğim ya da karına... Ya karına tecavüz edeceğim yada sana, Ya karına tecavüz edeceğim yada sana, | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
And then when I have done I'll go one by the way and you will never hear from me again. | ...sonra işimi bitirince burdan toz olacağım, siz de bir daha asla beni görmeyeceksiniz. Ve sonra işimi bitirdiğimde burdan toz olacağım, siz de bir daha asla beni görmeyeceksiniz. Ve sonra işimi bitirdiğimde burdan toz olacağım, siz de bir daha asla beni görmeyeceksiniz. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Or can I kill her and kill you right now, you choose. | Veya seni yada onu şimdi öldüreceğim; seçimini yap. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Yeah,that's it. | Evet, işte bu kadar. Evet,işte bu kadar. Evet,işte bu kadar. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Are you kidding? No. | Dalga mı geçiyorsun? Hayır | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
You've been serious? | Ciddi misin yoksa? Tamamen ciddiyim. Ciddimisin yoksa? Ciddimisin yoksa? | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
I'm completley serious. | Tamamen ciddiyim. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
It is... right. Ohh,Yes. | Evet doğru. Evet. Evet doğru Ha,evet. Evet doğru Ha,evet. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Fuckin guy,you know. Sick! | Alçak herif biliyorsun işte. Hasta! | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Listen, if you make a choise any injured, She is unconscious, She probably never knows. | Dinle, tercihini ona yaparsan, bilinci yerinde değil ve muhtemelen ne olduğunu hatırlamaz. Dinle,eğer tercihini ona yaparsan,bilinci yerinde değil ve muhtemelen ne olduğunu hatırlamaz. Dinle,eğer tercihini ona yaparsan,bilinci yerinde değil ve muhtemelen ne olduğunu hatırlamaz. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
I mean,you've known each other one year I mean you did... what... | Yani birbirinizi zaten bir senedir tanıyorsunuz. Yani birbirinizi zaten bir senedir tanıyorsunuz.. Yani... Yani birbirinizi zaten bir senedir tanıyorsunuz.. Yani... | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
How do you know that? | Sen nasıl biliyorsun bunu? Sen nasıI biliyorsun bunu? Sen nasıI biliyorsun bunu? | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Ohh,I know other things. | Ben başka şeyler de biliyorum. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
How do you know that? Well, I know this,my colleague is you pretty know each other | Nasıl biliyorsun bunu sen? Evet, sanırım birbirinizi tanıyor gibi... NasıI biliyorsun bunu sen? Evet,sanırım birbirinizi tanıyor gibi hareket ediyorsunuz NasıI biliyorsun bunu sen? Evet,sanırım birbirinizi tanıyor gibi hareket ediyorsunuz | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
I mean If I had my life like the way I see,the way I see, | Yani, benim senin gibi bir hayatım olsa... Yani,benim senin gibi bir hayatım olsaydı, Yani,benim senin gibi bir hayatım olsaydı, | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
It's much better be raped than killed,right,so,choose. | benim için tecavüze uğramak öldürülmekten daha iyidir. Tamam mı? Bu yüzden seçimini yap. benim için tecavüze uğramak öşdürülmekten daha iyidir. Tamam mı? Bu yüzden seçimini yap. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
No,You're a monster. | Hayır, sen bir canavarsın. Hayır,sen bir canavarsın. Hayır,sen bir canavarsın. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Takes no one another. What? | Nasıl dersen öyle olsun. Ne? NasıI dersen öyle olsun. Ne? NasıI dersen öyle olsun. Ne? | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
You hear me. Choice. | Duydun beni. Seç. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Why would I choose two horrible horrible things? | Niye böyle çok kötü iki şeyi seçeyim? Niye böyle çok kötü iki şeyi seçiyim? Niye böyle çok kötü iki şeyi seçiyim? | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Choose. No,You have to choose, you have no choise, but to choose,choose | Seçmek zorundasın. Başka seçimin yok. Seç. Seç dedim. Seçmek zorundasın. Başka seçimin yok. Seç Seç dedim. Seçmek zorundasın. Başka seçimin yok. Seç | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Allright, time's up. Mr. Davenport has decided to chose... | Pekala, zaman doldu. Bay Davenport seçmeye karar verdi. Pekala,zaman doldu,bay Davenport seçmeye karar verdi. Pekala,zaman doldu,bay Davenport seçmeye karar verdi. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
C'mon... | Hadi. Hadii. Hadii. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Choose,You have to choose... is not funny if you don't choose. | Seçmelisin, seçmezsen eğlenceli olmayacak. Seç,seçmelisin,seçmezsen eğlenceli olmayacak. Seç,seçmelisin,seçmezsen eğlenceli olmayacak. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Allright, fine wait... | Pekala, tamam bekle. Pekala,tamam bekle. Pekala,tamam bekle. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
You wanna choose that, | Bunu mu seçmek istiyorsun? Bunu mu seçmek istiyorsun. Bunu mu seçmek istiyorsun. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
It's good, right now fucking pistol, this gonna make a new fucking birth canal,right up her ass with my gun. | İyi, şimdi bu lanet silahla onun içinde... İyi,şimdi bu lanet silahla onun içinde tam poposundan yeni bir kanal açacağım. İyi,şimdi bu lanet silahla onun içinde tam poposundan yeni bir kanal açacağım. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
You ready if I blow up her brain and fucker dead corpse. | Onun beynini dağıtmama hazırmısın. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Would you like to see that? | Bunu görmek ister misin? Bunu görmek istermisin? Bunu görmek istermisin? | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Ok,fine | Pekiyi,tamam. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Leave her alone,I'll do it. Rape me! | Bırak onu. Ben yapacağım. Bana tecavüz et. Bırak onu. Tamam,beni yap. Bırak onu. Tamam,beni yap. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Rape me! | Bana tecavüz et. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Yes! Yes! | Evet, evet. Evet,evet. Evet,evet. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
Good choice. | İyi bir seçim | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
You are brave,brave husband. | Çok cesursun, cesur bir koca. Çok cesursun,cesur bir koca. Çok cesursun,cesur bir koca. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
No, cut me loose | Hayır önce beni çöz. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |
You wanna do it cut me loose | Yapmak istiyorsan çöz beni. | The Truth-1 | 2010 | ![]() |