Search
English Turkish Sentence Translations Page 19796
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| But the seminar will be crowded. Will she go? | Seminer olduğuna göre orada bir sürü insan olur. Gerçekten geleceğini mi sanıyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Allo, allo! Let's go! | Selam! Selam! Hadi gidelim! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| That person is coming to see the unit. | Daireye bakacak birileri gelecekti. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Leave it to Guard Hong. Let's hurry. | Güvenlik görevlisine bırakabilirsin. Çabucak gidelim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| A lecture for game addicts. | Oyun bağımlıları için vereceğim seminere. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You want to go out. You can't keep excluding places. | İnsanların çok olması problem mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What if I get attacked by those moms? | Ya yine diğer anneler tarafından tehdit edilip itilirsem? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| How can we split that part time pay? | Bu yarı zamanlı iş ne kadar ki onu bölüşmeye geldin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Do I look like I'm here for work? | Yarı zamanlı iş için gelmiş gibi mi görünüyorum? Böyle giyinmişken hem de? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| She's really coming. | Gerçekten geliyor. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I said she was coming. | Gördün mü? Gelecek demiştim değil mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| They're all game addicts? | Vay canına! Herkes oyun bağımlısı mı? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Wow, a lot of you came! | Vay canına ne kadar çok kişi gelmiş! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| [ Addiction ] | Bağımlılık. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It's a thin line whether you're addicted or not. | Bağımlı olmakla olmamak arasında böyle ince bir çizgi vardır. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Saint Exupéry wrote 'Little Prince' which is my nickname. | Aynı zamanda takma adım olan 'Küçük Prens' kitabının yazarı Saint Exupéry. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| "To forget my embarrassment." Embarrassment is the key word. | ..."Utancımı unutmak için" Unutmak, burada anahtar kelime. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| If you obsess guiltily about gaming | Oyunu 5 10 dakika oynadıktan sonra bile oyun kafanızın içini terk etmiyorsa... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| If you lie you weren't gaming, do you feel ashamed? | Oyun oynadığınız halde yalan söylemişseniz, bu utanılacak bir şey mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| When you're confident, addiction goes away. | Özgüvenli olduğunuzda, bağımlılık uçar gider. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| you hide how long you play by gaming when everyone's asleep. | ...ne kadar süredir oyun oynadığınızı saklar... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| When that happens, you can hate yourselves. | Bu olduğunda ise insanlar kendilerinden nefret etmeye başlar ve özgüvenleri azalır. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| At that moment, if parents threaten you or | Ebeveynler onları tehdit ettiğinde veya... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| break the computer and scream, what do you think happens? | ...bilgisayarlarını bozup karşılıklı bağırmaya başladıklarında, neler olur sizce? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| do you know what your game addicted children like? | ...oyun düşkünü çocuklarınız nelerden hoşlanır biliyor musunuz? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| "It's nothing to be ashamed of! Don't hide it!" | "Utanılacak bir şey yok! Bunu saklama!" | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Why are they carrying him when his butt got hit? | Sadece aşağıdan vurulduğu halde neden onu taşıyorlar ki? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Are you really hurt? | Gerçekten acıyor mu? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What are you doing? Hug! | Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor. Lütfen mesajınızı bırakın. Hadi, ne yapıyorsunuz? Sarılın, sarılın. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It's nice to see you outside. | Seni böyle dışarıda görmek çok hoş. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I think Enrique invited me so I'd see you out here. | Buraya geldiğini görünce, Enrique'nin bunu kasıtlı yaptığını düşünüyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I should work out too! | Benim de gidip onlarla çalışmam gerekli! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| This coat... | Bu kabanı... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Enrique! Enrique! Good job! | Enrique! Enrique! İyi işti! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Go Dok Mi unni, it's a secret. | Go Dok Mi abla, bu bir sır ama... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| He's an elf. | O bir peri. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You'll be good to your mom, right? | Annenle daha iyi geçineceksin değil mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You saw how those people were moping at first? | Az önce o insanların suratını görmüştün değil mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| But it must be really hard to live as an elf. | Ama kendinden çok diğer insanları düşünmek zorunda olduğundan... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| He has to put humans before himself. | ...peri olarak yaşamak cidden zor olmalı. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| People don't believe in elves | Ama insanlar, perilerin var olduğuna gerçekten inanmazlar. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| since they must always be cheerful. | ...her zaman neşeli olmak zorundadırlar. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| That's why there's always light around an elf. | Bu yüzden bir peri her zaman etrafa ışık saçar. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| If gloomy shadows are around an elf, | Neden dersen... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| the elf will disappear. | ...peri kaybolur. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Just a sec, just a sec! | Bir dakika, bir dakika! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Let's go and have fun. | Birlikte gidelim. Hadi. Abla, gidelim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You're rather cool. | Ağabey çok havalısın. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| She just came outside. I can't make it hard for her. | Artık dışarı bile çıkmışken, onun için işleri daha da zorlaştıramam. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Doesn't 402 watch webtoons? | 402 numara çizgi dizimizi görmedi mi acaba? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Let's pick ones we like. | Ahjumma, ilk önce beğendiklerimizle sevmediklerimizi ayıralım tamam mı? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Your feet are pretty. | Ayağına çok güzel oldu. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| These are cute. Hold still. | Bu sende çok hoş duracak bence. Kımıldama. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Perfect fit! So pretty! | Tam oldu! Çok güzel! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| We'll roam around till these are worn out, okay? | Bunlar eskiyene dek etrafta dolanacağız, tamam mı? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I bought you shoes. Buy me chocolate. | Ben sana ayakkabı aldığıma göre, senin de bana çikolata alman gerekmez mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Ah, just a sec, just a sec. | Dur bir dakika, dur bir dakika. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Okay! | Gidelim! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Hello. | Merhaba, merhaba. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You know that star creative director? I'll do it. | Hani şu yıldız yaratıcı yönetmen olayı vardı ya. Onu yapacağım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Mr. Enrique, great. | Enrique Bey, iyi işler çıkaralım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You were leaving last time. | Ama geçen sefer gittiğinizi söylemiştiniz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Models must be pretty. They're all photoshopped. | Model dediğin güzel olmalı. Hepsi photoshop ile düzeltilmiş. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Oh, welcome. | Hoş geldiniz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You have a visitor. | Do Hwi bir misafirin var. Şöyle oturun. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Honestly, I don't get you. | Açıkçası, sizi anlayamıyorum... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| To say those words couldn't have been easy. | O kelimeleri söylemek kolay değildir. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I saw your webtoon... | Çizgi dizini gördüm. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| The love for Dok Mi was expressed so fervently, | Dok Mi için olan aşkın çok hararetli ifade edilmişti. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Anyway, thank you for your feelings for me | Her neyse, bana olan hislerin için... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Things that are ardent grow together in likeness. | Birbirlerini seven insanlar, gittikçe birbirlerine benzerler. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| [ Buy me chicken ] | "Bana tavuk al." | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I work as a driver so I'm good at this game. | Kişisel şoför olarak çalışıyorum ve bu oyunda süper iyiyimdir. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| My friend is here, so I'll see you later. | Arkadaşım geldi. Sizinle sonra görüşürüz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Have fun and call me if you need a ride. | Eğlenmenize bakın ve gitmek istediğinizde beni arayın. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Boss. | Patron... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You said to call you when I have a nightmare. | Ne zaman kâbus görürsem arayabileceğimi söylemiştin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It's not courteous to just call a designated driver. | Kişisel şoför olarak çalışan birini aramak hiç nazik bir davranış değil. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I can't call, but I had a nightmare. | Telefonla arayamıyorum ama kâbus görmeye devam ediyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I'm curious if you're working, and I'm fretting about $5800. | Çalışıp çalışmadığını merak ederken sürekli 5,800$'ı düşünüyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Want to eat meaty haejang soup? | Benimle birlikte etli kemiklerle dolu tirit çorbası yemek ister misin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Why's it low quality here? | Bu ne düşük kalite böyle. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What about it? | Ne... Ne olmuş yani? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| The dark circles are an attractive point. | Bu siyah halkalar cazibe noktasıdır. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| [ Look at the Fower Boy Next Door webtoon ] | Yan kapıdaki yakışıklı isimli çizgi diziyi izle. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| If I put my hand on the closed door, I can sense her hiding inside. | Elimi kapalı kapısının üzerine koyduğumda, o kızın içeride olduğunu hissedebiliyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Someday won't there be a trace of my hand on this closed door? | Bir gün bu kapalı kapının ardında da elimin izi olacak mıdır? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I said to open the curtain in the morning. | Açıkça sabah uyandığında pencereni aç demiştim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Ajumma! Ajumma! | Ahjumma! Ahjumma! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Ajumma! Are you inside! | Ahjumma! İçeride misin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Why are you being so loud? | Neden gürültü yapıyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| [ D I E ] | Geber! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Episode 13 Preview | KoreAngels Çeviri Ekibi Vanicela ve Murside | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I want to pretend I don't know ...but I can't. | Ben de bilmiyormuş gibi davranmak istedim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Did you forget? I edited your book. | Unuttun mu? Senin kitabın üzerinde çalıştım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I know your dream well. | Hayalini çok iyi biliyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| this is a chance to fulfill that dream. | Bunun hayalini gerçekleştirme fırsatı olduğunu biliyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| How can I smile when you can't leave because of me? | Benim yüzümden gidemeyen biriyle nasıl gülebilirim? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I won't get fooled by you anymore. | Ben artık yalanlarına kanmayacağım. 1 | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I can hear your voice now. You're the one lying. | Tekrar seni duyabiliyorum dedim. Yalan söyleyen sensin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 |