Search
English Turkish Sentence Translations Page 183232
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Yeah. Yeah, go ahead. | Hayır. Buyur, söyle tabii. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Becky, I think I might know how you feel. | Becky, sanırım ben senin nasıl hissettiğini bilebilirim. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Life for me has pretty much been a pain in the ass. | Benim için hayat hep gayet baş belası oldu diyebilirim. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| And I always thought that was reason enough to drink. | Ve ben her zaman bunun içmek için yeterli bir neden olduğunu düşünürdüm. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| I mean, sure, now and then, | Yani, evet, zaman zaman... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| I'd kill somebody and I'd cash a check, | ...birilerini öldürüp, karşılığında çekimi alıyordum... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| and that made me feel good, but... | ...ve bu kendimi iyi hissetmeme ama parayı da... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| I'd just use the money to drink more. | ...daha çok içmek için harcamama sebep oluyordu. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| I don't like me either. | Ben de kendimden hoşlanmıyorum. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Be thankful that something in you | İçindeki bir şeylerin "Yeter artık" deme... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| had the courage to say "Enough. | ...cesaretini göstermesine şükret bence. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| I'm not the worst fat girl in the world." | Ben dünyadaki en şişko kız değilim. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Uh, thanks, Frank. | Teşekkürler, Frank. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Up next is, uh... | Sıradaki, şey... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| John. John? | John. John? | You Kill Me-1 | 2007 | |
| I just can't keep a smile off my face | Gülümsemekten geri duramıyorum | You Kill Me-1 | 2007 | |
| I belong to the human race | Ben de insan evladıyım | You Kill Me-1 | 2007 | |
| It's my happy day | Bu benim mutlu günüm | You Kill Me-1 | 2007 | |
| I just take one big look in your eyes | Gözlerine şöyle bir uzun uzun bakıyorum | You Kill Me-1 | 2007 | |
| And I'm lost in paradise | Ve cennette kaybolduğumu hissediyorum | You Kill Me-1 | 2007 | |
| It's my happy day | Bugün benim mutlu günüm | You Kill Me-1 | 2007 | |
| It's been a long time coming | Çok uzun süredir bekliyordum | You Kill Me-1 | 2007 | |
| I'm gonna make the most of it | Sonuna kadar bunun tadını çıkartacağım | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Dear, I've been ready | Tatlım, ben hazırım | You Kill Me-1 | 2007 | |
| A brand new habit I just can't quit | Bir türlü cayamadığım çok yeni bir alışkanlığım | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Stars in my eyes, dreams in my pocket | Gözlerimde yıldızlar, ceplerimde rüyalar | You Kill Me-1 | 2007 | |
| My heart is beating | Kalbim atıp duruyor | You Kill Me-1 | 2007 | |
| I just can't stop it | Bunu engelleyemiyorum | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Aw, happy, happy... | Mutlu, mutlu... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| You should call Dave. | Dave'i aramalısın. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| I know you're nervous, | Gergin olduğunu biliyorum... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| but you're doing so well. | ...ama şu ana kadar gayet iyi gidiyorsun. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| You've got real talent | Gerçek bir yeteneğin... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| and a real opportunity here. | ...ve gerçek fırsatın var. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| I won't let you waste it. | Bunu harcamana müsaade etmeyeceğim. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Now, get out there and threaten to kill that city supervisor. | Şimdi, oraya git ve belediye müfettişini öldürmekle tehdit et. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Do we have an appointment? I just want to grab you for a moment. | Randevumuz var mıydı? Sadece çok az zamanınızı alacağım. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Really? Just to talk. | Gerçekten mi? Sadece konuşmak için. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| I assume there's a reason I'm not calling security? | Sanırım şu anda güvenliği çağırmamam için çok geçerli bir mazeretiniz vardır? | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Why aren't you? | Neden çağırmıyorsun peki? | You Kill Me-1 | 2007 | |
| As disturbed as I am to find a man | Bir adamı ofisimde iç çamaşırlarıyla... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| in his underwear in my private office... | ...bulmaktan her ne kadar rahatsız olsam da... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| I don't exactly feel like I'm in danger. | tehlikede olduğumu pek sanmıyorum. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| There you go. | İşte budur. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Supervisor Davis, the reason I came to you like this | Müfettiş Davis, zaten size bu şekilde gelmemin tam nedeni de... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| is precisely so you wouldn't feel threatened. | ...kendinizi tehdit altında hissetmemeniz içindir. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| So, why would I feel threatened? | Peki, neden tehdit altında olduğumu hissedeyim ki? | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Are you planning on threatening me? Far from it. | Beni tehdit etmeyi mi planlıyorsunuz? Alakası yok. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| I'm here today as a harmless but concerned taxpayer. | Ben bugün burada, zararsız ama endişeli bir... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| I'm aware your time is short, | Zamanınızın kısıtlı olduğunun farkındayım... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| so I'll just quickly address my three main points. | ...bu yüzden üç ana hususu hızlı bir şekilde belirteceğim. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| One, what I'm proposing would allow a historic building | Birincisi, önerdiğim şey tarihi bir binanın... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| to be preserved for generations to come. | ...gelecek nesiller için korunmasına olanak sağlayacak. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Two, this project would enhance your reputation | İkincisi, bu proje namınızı, sempatik bir kentsel lider... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| as a sympathetic civic leader. | ...olarak büyütmenizi sağlayacak. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Security, please. Three, I have a gun. | Güvenlik, lütfen. Üçüncüsü, bir silahım var. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Now I feel threatened. | Şimdi biraz tehdit edildiğimi hissettim. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Hey, what do you say, Rosemary? | Hey, sen ne dersin Rosemary? | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Oh, hi, Stef. Hi. | Selam, Stef. Merhaba. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| I'm sorry, I, uh... ( pool balls clacking ) | Özür dilerim, ben... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| We already made our bets. | Biz çoktan bahse girdik bile. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Hey, Czyprynski. | Hey, Czyprynski. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Here to get a bet in? | Sen de bahis koymak ister misin? | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Hey, look. Irish guys in a bar. | Hey, şuna bakın. Barda İrlandalı herifler var. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Your time's up already. O'Leary wants you gone. | Zamanın doldu artık. O'Leary buradan gitmeni istiyor. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Stupid Polack. | Aptal Polonyalı. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Then he said, "That house? | Sonra dedi ki, "Şu ev mi? | You Kill Me-1 | 2007 | |
| That house sounds perfectly safe to me." | O ev bana tamamen güvenli gibi geliyor." | You Kill Me-1 | 2007 | |
| And that was that. | Ve hepsi bu kadardı. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| L I put on my clothes and I went home. | Sonra elbiselerimi giyindim ve eve döndüm. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Here's to granting others the serenity to change | Diğerlerine, kabul edemeyeceğin şeyleri değiştirme huzurunu... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| the things you cannot accept. | ...bahşettiğin için. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| And the courage to accept large amounts of change serenely. | Ve büyük miktarda değişimi sakince kabullenme cesaretin için. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| And the wisdom to know the difference. | Ve aralarındaki farkı bilebilme bilgeliğine.. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Laurel: Hear, hear. Cheers. | Şerefe. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| You did this sober, Frank. | Bunu ayık kafayla yaptın, Frank. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Did a really good job. I'm proud of you. | Çok iyi bir iş çıkardın. Seninle gurur duyuyorum. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Now all you have to do is keep it up for the rest of your life. | Artık tek yapman gereken, bunu hayatın boyunca sürdürmek. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| So, how's it going with her? | Ee, onunla işler nasıl gidiyor? | You Kill Me-1 | 2007 | |
| She's still here. Yeah. | Hâlâ burada olduğuna göre. Elbette. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Well, it's getting late. If I'm not on the bridge by 11:00, | Neyse, vakit geç oluyor. Eğer saat 11'e kadar köprüde olamazsam... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| got to work the truck lane, so... | ...kamyon gişesini çalıştırmak zorunda kalırım, o yüzden... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Can I, uh, catch a ride with you? | Ben de seninle gelebilir miyim? | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Sure. Just got to use the bathroom. | Elbette. Sadece, tuvaleti bir kullanmam lazım. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| You're not staying? | Kalmıyor musun? | You Kill Me-1 | 2007 | |
| L I don't think I should. | Sanırım kalmamalıyım. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| L it's not because I disapprove | Bugün yaptığın şeyi... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| of what you did today. | ...onaylamadığım için değil. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| But you don't approve so much you want to stay. | Ama kalmak isteyecek kadar da onaylıyor değilsin. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Oh, I want to stay. | Kalmak istiyorum. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| It's just I've kind of been accused | Bu sadece geçmişte sınırlarımı pek... | You Kill Me-1 | 2007 | |
| in the past of losing my boundaries. | ...koruyamamakla suçlanmamdan kaynaklanıyor. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Which boundaries are those? | Hangi sınırlarmış bunlar? | You Kill Me-1 | 2007 | |
| You name 'em, I've lost 'em. | Adını sen koy. Hepsini kaybettim. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Remember the word "no" means nothing to me. | "Hayır" kelimesinin bana bir anlam ifade etmediğini hatırla. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Am I saying no? | Ben hayır mı diyorum? | You Kill Me-1 | 2007 | |
| You're getting better, Frank. | Gittikçe iyiye gidiyorsun, Frank. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| I need to make sure I am too. | Kendimin de öyle olduğundan emin olmalıyım. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Baby, I know what you mean. | Bebeğim, ne demek istediğini biliyorum. | You Kill Me-1 | 2007 | |
| Tom: Well, all right. | Pekala. | You Kill Me-1 | 2007 |