Search
English Turkish Sentence Translations Page 179788
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| L"II show him Jericho. He wants to see Palestinians. | Ona Erika şehrini göstereceğim. Filistinli görmek istiyor. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| He"s such a nudnik. I won"t stop in Jericho, don"t worry. | Tam bir baş belası. Erika'da durmam, merak etme. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| I might drown him in the Dead Sea. Might be a world news scoop. | Onu Ölü Deniz'de boğabilirim. Dünyaya haber atlatırız. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| Okay, Menachem. They"re here, I gotta go. Bye! | Tamam, Menachem. Geldiler. Gitmeliyim. Hoşça kal. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| What"s up? You"re working hard, eh? | Sorun ne? Çok mu çalışıyorsun? | Walk on Water-1 | 2004 | |
| Too many female singers. What? | Çok fazla kadın şarkıcı. Ne? | Walk on Water-1 | 2004 | |
| Nothing. L"m just... | Bir şey yok. Sadece... | Walk on Water-1 | 2004 | |
| You"re not... Do you have to report this? Could you just... | Sen anla... Bunu rapor edecek misin? Sadece... | Walk on Water-1 | 2004 | |
| It"s okay. There"s nothing wrong. It"s not that bad. Go home. | Tamam. Sorun değil. O kadar kötü değildi. Evine git. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| Have a nice weekend. | İyi bir hafta sonu geçir. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| Rest. Don"t worry. Look, it"s a problem. | Dinlen. Merak etme. Bak, bu bir problem. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| The guy"s in complete denial. He"s been through a trauma. | Bu adam bir inkâr içerisinde. Bir travma geçiriyor. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| It might be risky to send him on such a complicated job. | Onu böyle karmaşık bir işe yollamak riskli olabilir. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| Are you saying that just so you can keep him? | Bu adamı burada, böyle tutacağını mı söylüyorsun? | Walk on Water-1 | 2004 | |
| L"II be done with him in 2 days. It"s fine with me. You know what? | 2 gün daha onunla işim var. Benimle iyi. Biliyor musun? | Walk on Water-1 | 2004 | |
| Check his results from today"s practice. | Bugünkü antrenmanının sonuçlarını kontrol et. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| I bet he wasn"t good. I don"t know. | Bahse girerim, iyi değildir. Bilmiyorum. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| I can"t give him up. He did a terrific job with Abu Ibrahim. I need him. | Ondan vazgeçemem. Abu İbrahim'e karşı zor bir iş başardı. Bize lazım. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| I can insist he sees Rudy. | Rudy'i görmesi için ısrarcıyım. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| L"II convince him he"s not just any shrink, but the chief counselor. | Rudy'nin sıradan bir psikolog değil, danışmanların şefi olduğuna onu ikna ederim. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| Am I interrupting? No. Just asking when you"II be done with this bullshit. | Bölüyor muyum? Bu saçmalığı ne zaman bitireceğini soruyordum. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| Just a couple of days more. Menachem, we need to talk. | Sadece iki gün daha. Menachem, konuşmalıyız. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| Just a second. Let me finish with Gello. Take this. | Bir dakika. Gello'yla işimi bitireyim. Bunu al. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| Check the extra material on Himmelmann. | Himmelmann'la ilgili ekstra materyal. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| Extra material? I told you he"s dead. What do you want? | Ekstra materyal mi? Sana söyledim, adam ölmüş. Ne istiyorsun? | Walk on Water-1 | 2004 | |
| Too much desert. | Çok fazla çölde kaldım. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| L"II be sitting outside, reading. Take your time. | Dışarıda bunu okuyor olacağım. Acele etmeyin. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| What can I get you, sweetie? Sweetie? | Sana ne vereyim, tatlım? Tatlım mı? | Walk on Water-1 | 2004 | |
| Okay then, not sweetie. Three Heinekens. | Pekâlâ, o zaman tatsızım. Üç tane Heineken. | Walk on Water-1 | 2004 | |
| An arab? | Bir Arap mı? | Walk on Water-1 | 2004 | |
| Ladies and gentlemen, we're now approaching another great symbol of Istanbul. | Bayanlar baylar, şu anda, İstanbul'un başka bir büyük sembolüne yaklaşıyoruz. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| One of the most famous places of Turkey: the Bosphorus Bridge | Türkiye'deki en meşhur yerlerden biri: Avrupa ile Asya'yı birleştiren... | Walk on Water-2 | 2004 | |
| connecting Europe and Asia. | ...Boğaziçi Köprüsü. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| In the last 2000 years, many nations wanted to control this special place | Son 2000 yıl boyunca, birçok ülke, Avrupa'yla Orta doğu arasındaki taşımacılıkta... | Walk on Water-2 | 2004 | |
| that was useful for transportation between Europe and the Middle East. | ...çok önemi olan bu özel yeri, kontrolü altına almak istedi. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| This bridge was opened in 1973, and as you will be able to see | Köprü 1973 yılında açıldı. Ve birazdan sizin de göreceğiniz gibi... | Walk on Water-2 | 2004 | |
| it's always full of traffic. If you look further down, | ...her zaman yoğun bir trafik var. Eğer biraz daha ileriye doğru bakarsanız... | Walk on Water-2 | 2004 | |
| you will be able to see the Sultan Mohamed Bridge | ...1988 yılında, şehir daha da genişledikten sonra açılan... | Walk on Water-2 | 2004 | |
| that was opened in 1988, after the city expanded even more. | ...Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nü görebileceksiniz. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Please be careful when you leave the boat, and take all your belongings with you. | Lütfen tekneden ayrılırken dikkatli olun ve tüm eşyalarınızı yanınıza alın. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| When in Oskada, walk along the common walk | Yürüyüş boyunca, birbirinizden ayrılmamaya çalışın... | Walk on Water-2 | 2004 | |
| and eat some of the fish our local fishermen cleaned and grilled. | ...ve balıkçılarımızın temizleyip pişirdiği balıkların tadına bakın. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Dad, look! Nair, let me see the balloon. | Baba, bak! Nair, balonuna bir bakayım. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| I don't want it to go loose. | Uçup gitmesini istemiyorum. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Nair wait, let dad tie it up. | Nair, bekle. Baban bağlasın. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Are you enjoying yourself, dear? Yes, a lot. | Eğleniyor musun, canım? Evet, çok. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Did you see something you like? Excuse me. | Hoşuna giden bir şey gördün mü? Özür dilerim. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Hassan! Hassan! What's wrong? | Hassan! Hassan! Ne oldu? | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Help! Somebody help me please! | İmdat! Biri yardım etsin, lütfen! | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Help! Help! | İmdat! Yardım edin. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Help please! Please help! What happened? | Yardım edin lütfen! Ne oldu? | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Don't worry, it will be alright. Hassan, my love! | Merak etmeyin, iyi olacak. Hassan, sevgilim. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Let's have a drink. A real celebrity. Give yourself a blowjob. | İçelim. Gerçek bir kutlama. Harika bir tatmin. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| "The brain of the Hamas attacks was killed". | "Hamas saldırılarının beyni öldürüldü." | Walk on Water-2 | 2004 | |
| And? She sounds okay. Strange. She's not answering my calls. | Ve? İyiydi. İlginç. Çağrılarıma cevap vermiyor. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Shouldn't we say something? | Konuşma yapmayacak mıyız? | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Anything to add, Menachem? Very funny. I won't say anything. | Bir şey ekleyecek misin, Menachem? Çok komik. Bir şey söylemeyeceğim. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| You're in good shape. | Formdasın. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| What do you mean? Nothing special. I'm glad you're okay. | Ne demek istiyorsun? Özel bir şey değil. İyi olmana sevindim. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Good to see you. You can't disappear like that. | Seni gördüğüme sevindim. Böyle ortadan kaybolamazsın. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Resting? Having fun? The usual. We're starting a new operation, right? | Dinlendin mi? İyi vakit geçirdin mi? Yeni bir operasyona başlıyoruz, değil mi? | Walk on Water-2 | 2004 | |
| You didn't go to the psychologist. | Psikiyatriste gitmedin. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| I won't go. Iris had therapy forever. | Gitmeyeceğim. İris sürekli terapi görmüştü. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| I'm afraid they'll ground you. You know the regulations. | Korkarım seni zorlayacaklar. Kuralları biliyorsun. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| It was traumatic so till you see one... I can't believe this shit. | Bu olay travmatikti, o yüzden birini görene kadar... Bu saçmalıklara inanmıyorum! | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Don't be so aggressive. I'm trying to help you. Go ahead, help me. | Bu kadar hırçın olma. Yardım etmeye çalışıyorum. Devam et, yardım et bana. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| You can put it that way. He's half dead. Who cares? I do. | Bu işi sen halledebilirsin. Zaten yarı ölü. Kimin umurunda? Benim. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Two months ago he disappeared. We don't know where to. | İki ay önce ortadan kayboldu. Nerede olduğunu bilmiyoruz. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| He's not a child himself, has two adult children. | İki yetişkin çocuğu var. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| She's worried about all the suicide bombers. | Kız, intihar bombacıları yüzünden telaşlı. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| I think if you get close to them, we'll learn about the grandfather. | Bence onlarla yakınlaşırsan, büyük babaları hakkında bilgi alabiliriz. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| And I need someone who speaks German. Menachem, let's be honest here. | Ve bana Almanca bilen biri lazım. Menachem, burada biraz dürüst olalım. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| He'll die by himself soon enough. | Yakında eceliyle ölecek. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Menachem! He hasn't come through yet. | Menachem! Buraya gelmedi henüz. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Never mind, they'll come back soon. Fuck them! | Aldırma, birazdan gelir. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Hi. I'm Axel. This is my name here. | Selam. Ben Axel. Buradaki isim bana ait. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Mr. Himmelmann, welcome to Israel. | Mr. Himmelmann, İsrail'e hoş geldiniz. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Just missed the day's bomb. What? | Bugünün bombasını kıl payı kaçırdınız. Efendim? | Walk on Water-2 | 2004 | |
| We've just had a bomb. A terrorist that blew himself up. Where? | Yeni bir bombalı saldırı. Bir terörist kendini havaya uçurdu. Nerede? | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Not far. Rishon Letzion. It's a city close to here. | Uzak sayılmaz. Rishon Letzion'da. Buraya yakın bir şehir. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Very close? Yes, but don't be afraid. | Çok mu yakın? Evet, ama korkmayın. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| They never do more than one a day. I mean, usually. | Asla bir günde iki kere yapmazlar. Yani, genellikle. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| But maybe for you they will have a second one today. | Ama belki bugün sizin için ikinci kere yapabilirler. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| I am joking. | Şaka yapıyorum. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| What? This music. | Ne oldu? Bu müzik. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| They play sad music after a bomb. | Her bombadan sonra kederli şarkılar çalıyorlar. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Let's listen to good music. | Biraz iyi müzik dinleyelim. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Okay... I have got "The Doors" The first album, "Morrison Hotel", | Evet... "The Doors" ilk albümleri, "Morrison Hotel", | Walk on Water-2 | 2004 | |
| some Dylans, Tom Waits, | bir kaç Dylan, Tom Waits, | Walk on Water-2 | 2004 | |
| and of course "The Boss". | ve elbette "The Boss". | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Do you like Springsteen? Yeah. | Springsteen sever misin? Evet. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Hello!! Careful, I will wet you. | Merhaba!! Dikkat et, seni ıslatacağım. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Let's go. Are you hungry? Yes. | Haydi gidelim. Aç mısınız? Evet. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| He is the secretary. He administers my kibbutz. | İşte sekreter. Benim kibbutz'umun yöneticisi. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| That's my brother Axel. Hello. Hello. | Bu benim kardeşim Axel. Merhaba. Merhaba. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| So, you do like the kibbutz food? Yes, I like it very much. Thank you. | Kibbutz yemeklerini beğendiniz mi? Çok beğendim. Teşekkürler. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| The fish is very good. It's from here. Your sister? Yes. | Balık çok nefis. Buranın balığı. Kız kardeşiniz? Evet. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| Very nice, your sister. I told her | Kız kardeşiniz çok hoş. Ona söylüyorum... | Walk on Water-2 | 2004 | |
| if I not marry, I marry her. | ...eğer evli olmasam, onunla evlenirdim. | Walk on Water-2 | 2004 | |
| We've got "ricudyam" tonight. Oh, good for you. | Bu akşam "ricudyam" var. Ne güzel! | Walk on Water-2 | 2004 |