Search
English Turkish Sentence Translations Page 178994
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| What till you see what brother Seyfi's got. | Bak şimdi, Seyfi abin ne gösterecek sana. | Vavien-1 | 2009 | |
| Really? Really. | Vallahi? Vallahi. | Vavien-1 | 2009 | |
| Have a seat. | Geç geç. | Vavien-1 | 2009 | |
| Look at this. | Bak şimdi. | Vavien-1 | 2009 | |
| How's this one? | Nasıl? | Vavien-1 | 2009 | |
| This one? | Nasıl? | Vavien-1 | 2009 | |
| This? | Nasıl? | Vavien-1 | 2009 | |
| This? Make that one a little bigger. | Nasıl? Şunu büyük ekran yapsana. | Vavien-1 | 2009 | |
| They're all new. That one's nice. | Bunlar yeni gelmiş. Bak bu iyiymiş işte. | Vavien-1 | 2009 | |
| Are you coming tonight? Are there any more? | Bu akşam geliyor musun? Başka var mı? | Vavien-1 | 2009 | |
| No. Coming tonight? | Yok. Bu akşam geliyor musun? | Vavien-1 | 2009 | |
| Your friend will be there. | Seninki de orada olur. | Vavien-1 | 2009 | |
| What friend? | Seninki dediğin? | Vavien-1 | 2009 | |
| S�leyman. | Süleyman. | Vavien-1 | 2009 | |
| The guy with the jeep? | Jipi olan? He. | Vavien-1 | 2009 | |
| What is it? You don't know? | E ne olmuş? Haberin yok mu? | Vavien-1 | 2009 | |
| Know what? That's he going to give you shit. | Neyden ya? Ağzına sıçacağından. | Vavien-1 | 2009 | |
| What for? Because of... | Sebep? Sebep şey... | Vavien-1 | 2009 | |
| What's that broad's name? | Neydi o karının adı ya? | Vavien-1 | 2009 | |
| Sibel. That's it, Sibel. | Sibel. < He, Sibel. | Vavien-1 | 2009 | |
| Just let him try. | Orası zor da... | Vavien-1 | 2009 | |
| You'd think he owned her. | Allah Allah ya. Tapulu malı sanki ha. | Vavien-1 | 2009 | |
| Anyway, got anything else? | Neyse, var mı başka şeyler? | Vavien-1 | 2009 | |
| Move back. | Çekil hele. | Vavien-1 | 2009 | |
| These just came in, Celal. | Bunlar yeni geldi Celal. | Vavien-1 | 2009 | |
| Have a look. | Bak bak. | Vavien-1 | 2009 | |
| Good day, Cemal. Thanks, Sevilay. | Kolay gelsin Cemal abi. Sağ ol Sevilay. | Vavien-1 | 2009 | |
| Isn't Celal around? He's at the garage. | Celal yok mu? Sanayide. | Vavien-1 | 2009 | |
| Is he having the automatic door done? | Otomatik kapı mı yaptırdı yoksa? < He. | Vavien-1 | 2009 | |
| But isn't he the one moaning about money? | İyi de kendi demiyor mu para için gıt gıt ötüyoruz diye? He. | Vavien-1 | 2009 | |
| So what's this all about? | > Oluyor mu şimdi? | Vavien-1 | 2009 | |
| Does anyone ever know what he's up to? | Ne bok yediğini bilen var mı ki? | Vavien-1 | 2009 | |
| Are you going to party headquarters? | < Partiye mi gidiyorsun? | Vavien-1 | 2009 | |
| When did he go? | Ne zaman gitti? | Vavien-1 | 2009 | |
| An hour ago. | Bir saat oldu. | Vavien-1 | 2009 | |
| I'll go to the party meeting then. See you. | İyi, ben partiye gidiyorum o zaman. Hadi kolay gelsin. | Vavien-1 | 2009 | |
| Thanks. I want to ask you something. | Sağ ol. Yenge bir şey diyeceğim. | Vavien-1 | 2009 | |
| Did Celal mention that we're going to Samsun tonight? | Akşam Samsun'a gideceğiz Celal söyledi mi? | Vavien-1 | 2009 | |
| You know that job at the high school. | > Bu bizim lise işi var ya. Ne işi? | Vavien-1 | 2009 | |
| The contract. We're going to sort it out. | İhale işi canım. Onu bir halledelim diyoruz. | Vavien-1 | 2009 | |
| In the middle of the night? | Gecenin bir saati? | Vavien-1 | 2009 | |
| That's how things work. Drinks and stuff. | Bu işler gece oluyor. İçki miçki. | Vavien-1 | 2009 | |
| He didn't tell me. He told me. | Bana demedi. Bana dedi. | Vavien-1 | 2009 | |
| I won't bother with dinnerthen. | O zaman akşam yemek yapmayayım. > Yapma. | Vavien-1 | 2009 | |
| So you'll be back in the morning. | Sabah gelirsiniz o zaman. > Sabahı bulur gelmesi etmesi. | Vavien-1 | 2009 | |
| Have a good day. Thanks, you too. | Hadi kolay gelsin. > Sağ ol, sana da. | Vavien-1 | 2009 | |
| That's from giving up smoking. | Sigarayı bıraktın ya ondandır. Dalga mı geçiyorsun? | Vavien-1 | 2009 | |
| A retirement home has become an absolute necessity. | Bir huzur evinin yapılması artık zaruri olmuştur. | Vavien-1 | 2009 | |
| With so many families migrating and never coming back... | Bu kadar göç, ailelerin geri dönmemeleri... | Vavien-1 | 2009 | |
| The elderly have been left behind... | > E malum yaşlılar yalnız... | Vavien-1 | 2009 | |
| ...with no one to care forthem. | > ...bakımları zor. O yüzden... | Vavien-1 | 2009 | |
| That's why we've got to have a retirement home built. | > ...bir an önce bir huzurevinin yapılması artık zaruri olmuştur. | Vavien-1 | 2009 | |
| So, how do we go about it? | > Peki bunun için ne yapacağız? | Vavien-1 | 2009 | |
| He had an automatic door done. | Otomatik kapı yaptırmış bizimki. | Vavien-1 | 2009 | |
| ...�nder Bey, from one of our city's foremost families. | ...kasabamızın önde gelen ailelerinden Önder Bey ile görüştüm. | Vavien-1 | 2009 | |
| As you know, he owns a great deal ofland. | Malum kendisinin çok sayıda arsası var. | Vavien-1 | 2009 | |
| He's donating some land... | > Sağ olsun yaklaşımımıza olumlu cevap verdi... | Vavien-1 | 2009 | |
| As ifhe's using that door all day. | Sanki akşama kadar kapı açıp kapatıyor. Ne gereği varsa, değil mi? | Vavien-1 | 2009 | |
| So, how do we proceed from here? | > Demek ki bizim ne yapmamız lazım? | Vavien-1 | 2009 | |
| We need to set up an organization. | Bir organizasyon yapmamız lazım. | Vavien-1 | 2009 | |
| I'm confident we'll do what's needed. | > Tabii bunun için de gerekli olan her şeyi yapacağımıza inanıyorum. | Vavien-1 | 2009 | |
| He pisses me off sometimes. | Bazen ben bu adama kızıyorum. | Vavien-1 | 2009 | |
| I hope to discuss the matter further at tomorrow's meeting. | > Yarınki toplantı da bu konuda ilerleyeceğimizi ümit ediyorum. | Vavien-1 | 2009 | |
| Over some of Sevilay's wonderful pide. | Ve tabii ki Sevilay Hanım'ın o müthiş pideleriyle... | Vavien-1 | 2009 | |
| Yes, deputy, I'd be happy to make some. | Tabii ki vekilim, elbette ki yaparım. | Vavien-1 | 2009 | |
| With ground meat? Yes, in all of them | Sırf kıymalı mı olsun? Evet evet, hepsi kıymalı olsun. | Vavien-1 | 2009 | |
| Understood, deputy. | Anlaşıldı vekilim. | Vavien-1 | 2009 | |
| We'll go to the butcher's if need be. | Olmadı buradan kasaba gideriz. | Vavien-1 | 2009 | |
| Sevilay? | Sevilay? | Vavien-1 | 2009 | |
| Sevilay! | Sevilay! | Vavien-1 | 2009 | |
| Ivana Fukalot. | Ivana Fukalot. | Vavien-1 | 2009 | |
| "Night Mix". | Night Mix. | Vavien-1 | 2009 | |
| Another one with Ivana Fukalot. | Ivana Fukalot. Bir daha. [MÜZİK BAŞLAR] | Vavien-1 | 2009 | |
| Mom? | < Anne? | Vavien-1 | 2009 | |
| Sign here and here. | Burası ve burası. | Vavien-1 | 2009 | |
| 300. 400. 500. | 300, 400, 500. | Vavien-1 | 2009 | |
| You can't trust people these days. | İnsanların birbirine güvenci kalmadı. | Vavien-1 | 2009 | |
| You'll get those hands broken one day. | Bir gün senin elini kolunu kırarlar da. | Vavien-1 | 2009 | |
| The little jackass. | Eşek sıpası. | Vavien-1 | 2009 | |
| The little jackass! | Eşek sıpası. | Vavien-1 | 2009 | |
| Ah! What're you doing? | Ah! Abi ne yapıyorsun ya? | Vavien-1 | 2009 | |
| Did I scare you? I'm just joking around. | Ne oldu oğlum, korktun mu? Şaka yapıyorum ya. | Vavien-1 | 2009 | |
| I told you, I don't like jokes like that. | Abi yapma diyorum, sevmiyorum şöyle şakalar ya. | Vavien-1 | 2009 | |
| Okay, okay. Give it a rest. For God's sake. | Tamam, tamam. Uzatma. Allah Allah ya! | Vavien-1 | 2009 | |
| Enough already. | Tamam, uzatma. | Vavien-1 | 2009 | |
| Son, did you wash your hands? | Oğlum sen ellerini yıkadın mı? | Vavien-1 | 2009 | |
| I did. The hell you did. | Yıkadım. Bok yıkadın. | Vavien-1 | 2009 | |
| Why are you like this? | Oğlum sen niye böylesin ya? | Vavien-1 | 2009 | |
| Why do you do things behind my back, son? | Sen niye böyle gizli gizli işler çeviriyorsun oğlum? | Vavien-1 | 2009 | |
| Why are you messing around with other people's stuff? | Sen niye başkalarının eşyalarını elini sokuyorsun ulan? | Vavien-1 | 2009 | |
| I didn't do anything like that. The hell you didn't! | Ben öyle bir şey yapmadım. Bok yapmadın. | Vavien-1 | 2009 | |
| Back off. If he says he didn't do it, he didn't. | Celal, uzatma. Çocuk yok diyorsa yapmamıştır, değil mi? | Vavien-1 | 2009 | |
| Get out of my sight. I swear I didn't. | Kaybol ulan gözümden. Valla ben bir şey yapmadım. | Vavien-1 | 2009 | |
| Filthy bugger! | Pis herif! | Vavien-1 | 2009 | |
| If l catch you one more time... | Oğlum ben sana kaç defa söyledim lan başkalarının eşyalarına... | Vavien-1 | 2009 | |
| Go on, boy. Take the bread and go straight home. | Hadi oğlum. Sen ekmekleri al, doğru eve, hadi bakayım. | Vavien-1 | 2009 | |
| I don't want him touching the bread with his filthy hands. | Abi taktın sen de ekmeklere ya! Dokunmasın pis elleriyle. | Vavien-1 | 2009 | |
| Get lost. Dickhead. | > Yürü lan. Andavallı. | Vavien-1 | 2009 | |
| "I'M COMING TONIGHT WITH THE MONEY." | Akşam geliyorum, parayı ayarladım. | Vavien-1 | 2009 | |
| Fahri is. Which Fahri? | > Fahri söylüyor. Hangi Fahri? | Vavien-1 | 2009 |