Search
English Turkish Sentence Translations Page 178697
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Valiant pigeon. | Güvercin Valiant . | Valiant-1 | 2005 | |
| Sir, I have a message to deliver. | Efendim, teslim edilecek bir mesajım var. | Valiant-1 | 2005 | |
| WAR ROOM | SAVAŞ ODASI | Valiant-1 | 2005 | |
| Gentlemen, a change of a plan. We now land in Normandy. | Beyler, Planlar değişti. Çıkartma yapacağımız yer, artık Normandiya. | Valiant-1 | 2005 | |
| FOR VALOUR | CESARETİN İÇİN | Valiant-1 | 2005 | |
| Well done, son. This could mean promotion. | Tebrikler, evlat. Bu terfi demektir. | Valiant-1 | 2005 | |
| I'm proud of you. You are credit to the Service. Thank you. Thank you, sir. It's been a... | Seninle gurur duyuyorum. Sen Servis için onur kaynağısın. Teşekkürler, efendim. Benim için... | Valiant-1 | 2005 | |
| Valiant! Well done! | Valiant! Tebrikler! | Valiant-1 | 2005 | |
| You medal beauty. Well done, mate. | Madalyan güzelmiş. Tebrikler, dostum. | Valiant-1 | 2005 | |
| Seed! | Tohum! | Valiant-1 | 2005 | |
| WINGED WAR HEROES | KANATLI SAVAŞ KAHRAMANLARI | Valiant-1 | 2005 | |
| Hold there, Valiant! | Tut şunu, Valiant! Böcek suyun geliyor, tabii ki benden. | Valiant-1 | 2005 | |
| I saw her earlier! | Onu ilk ben gördüm! Hayır ben daha önce gördüm. | Valiant-1 | 2005 | |
| I was doing all right to you, kip. | Sana hep iyi davrandım, dostum. | Valiant-1 | 2005 | |
| Hello, handsome! I say! | Merhaba, yakışıklı! Ne görüyorum! | Valiant-1 | 2005 | |
| Shall we shake, Tailfeather? | Çalkalamak ister misin, Tailfeather? | Valiant-1 | 2005 | |
| Oh Valiant, would you like to dance? Sorry, I'm not available. | Valiant, belki sen ve ben... Üzgünüm, şu anda müsait değilim. | Valiant-1 | 2005 | |
| Well you don't know how available I am. | Benim ne kadar müsait olduğumu bilemezsin. | Valiant-1 | 2005 | |
| Steady lads! | Dayanın gençler! | Valiant-2 | 2005 | |
| None of them made it back alive. None of them? | Hiçbir uçucumuz canlı dönememiş. Hiçbiri mi? | Valiant-2 | 2005 | |
| these fine pigeons are applied of the allied forces. | ...bu mükemmel güvercinler, müttefik güçleri tarafından harekete geçirildi. | Valiant-2 | 2005 | |
| Whether cutting through enemy lines or just coming wise. | Gerek düşman hatlarını geçmede, gerekse karizmaları ile... | Valiant-2 | 2005 | |
| These power pigeons are the marvel of bird. | ...bu güçlü güvercinler kuşlar için bir mucize. | Valiant-2 | 2005 | |
| But don't come for dubs. | Fakat şövalye olmak için zamanları yok. | Valiant-2 | 2005 | |
| Laundry bird bath. Why not? | Kuş banyosu. Neden olmasın? | Valiant-2 | 2005 | |
| But there's always room for a few recruits. | Ama, ümitleri tüketmemek lazım. Acemi askerler için her zaman yerimiz var. | Valiant-2 | 2005 | |
| Homing pigeons, we salute you! | Posta güvercinleri, sizi selamlıyoruz! | Valiant-2 | 2005 | |
| Two in the corner, eight... | İki köşeye, sekiz... | Valiant-2 | 2005 | |
| Valiant! Did I ever tell you? When I was your age, | Valiant! Daha önce sana anlatmış mıydım? Ben senin yaşındayken... | Valiant-2 | 2005 | |
| I was all ready on the cost of France. | ...Fransa'da askerdim. | Valiant-2 | 2005 | |
| Aquatic brigade. Gull division. | Donanmada martı bölüğündeydim. | Valiant-2 | 2005 | |
| I'd be there right now. Maybe you're right. | ...hâlâ orada olabilirdim. Belki de haklısın. | Valiant-2 | 2005 | |
| You know it's not a wing spand, it's a size of a spirit! | Önemli olan kanatların değil, ruhun gücü! | Valiant-2 | 2005 | |
| What would it be, boys? Hot juice, shaken, not stirred. | Ne istersiniz, çocuklar? Böcek suyu. Çalkalanmış, karıştırılmamış. | Valiant-2 | 2005 | |
| He has always drinks on the house! | Her zaman burada içer! | Valiant-2 | 2005 | |
| Talking about small wings, man. | Şu küçük kanatlardan bahsediyor, adamım. | Valiant-2 | 2005 | |
| Sign up is tomorrow in London. | Kayıtlar yarın Londra'da. | Valiant-2 | 2005 | |
| Dukes up, boys! Let's make wing. | Şerefe, çocuklar! Haydi kanat çırpalım. | Valiant-2 | 2005 | |
| Have no fear, you will be. | Korkun olmasın, öyle olacak. | Valiant-2 | 2005 | |
| Eat you! | Seni mi yiyeyim? | Valiant-2 | 2005 | |
| Rescue you? You're a pigeon! | Seni mi kurtaracaklar? Sen bir güvercinsin! | Valiant-2 | 2005 | |
| Why! Why! Why! Oh, mom! Good bye. | ...Ben kendime düşeni yapmalıyım! Neden? Neden? Neden? Anne! Hoşçakal. | Valiant-2 | 2005 | |
| Mom! You little baby! | Anne! Sen daha küçük bir bebeksin! | Valiant-2 | 2005 | |
| Mother, it's not helping! | Anne, bu yaptığın işe yaramaz! | Valiant-2 | 2005 | |
| Mom, I'm not an egg anymore! It's time I left the nest. | Anne, daha fazla yumurta olarak kalamam! Yuvadan ayrılma zamanı geldi. | Valiant-2 | 2005 | |
| No one thinks I can do this. | Kimse bunu yapabileceğimi düşünmüyor. | Valiant-2 | 2005 | |
| Good luck! Good bye! | İyi şanslar! Güle güle! | Valiant-2 | 2005 | |
| All you're gonna do, keep your eyes on the pebble. | Tek yapacağınız gözünüzü taştan ayırmamak, biraz utangaçtır da. | Valiant-2 | 2005 | |
| Give a chance to boogie this day. | Bugün boogie yapmama izin verin. | Valiant-2 | 2005 | |
| Find her and the crumbs is yours! | Onu bulun ve yemeği siz kazanın! | Valiant-2 | 2005 | |
| Oh, no! Bad luck again! | Hayır! Yine kötü şans! | Valiant-2 | 2005 | |
| Serious thing, which one has the pebble? | Bu arada, taş hangi kabuğun altındaydı? | Valiant-2 | 2005 | |
| Why don't you set again... | Niye tekrara denemiyorsunuz? | Valiant-2 | 2005 | |
| Come and get me, falcons! | Sıkıysa beni yakalayın, şahinler! | Valiant-2 | 2005 | |
| With the Royal Homing Pigeon Service. Fighting for king and country! | Kraliyet Posta Güvercin Servisi'nde. Kral ve ülke için savaşmaya! | Valiant-2 | 2005 | |
| I've never been much of the howling glory bird myself. | Hiçbir zaman emirlere bağlı olmaktan hoşlanmadım. | Valiant-2 | 2005 | |
| I'm rather partial to a little something called freedom. | Sanırım ben özgürlük denen şeyden yanayım. | Valiant-2 | 2005 | |
| Yeah, I fleet about as at least. | Hep canımın istediğini yaparım. | Valiant-2 | 2005 | |
| Follow in here. | Buradan. | Valiant-2 | 2005 | |
| Reporting for duty, sir. Never heard of you. | Emrinizdeyim, efendim. Adını hiç duymadım. | Valiant-2 | 2005 | |
| Valiant pigeon. The Valiant pigeon. | Kahraman güvercin. | Valiant-2 | 2005 | |
| He's as fast as lightning, strong as knocks. | Şimşek kadar hızlı, tokmak vuruşlu. | Valiant-2 | 2005 | |
| Fits all for high standard. | Bütün standartların üzerinde. | Valiant-2 | 2005 | |
| Valiant is the best mate. They went to school together. | Valiant'ın en iyi arkadaşıdır. Okuldan arkadaşlar. | Valiant-2 | 2005 | |
| You don't wanna get on the wrong side with him, | Onunla ters düşmek istemezsin. | Valiant-2 | 2005 | |
| Hey! That's it! Enough. Get your wings of me! | Hey! Tamam! Bu kadar yeter. Kanatlarını üzerimden çek! | Valiant-2 | 2005 | |
| Who is this Gutsy anyway? | Bu arada Gutsy kim? | Valiant-2 | 2005 | |
| Save? I'll tell you for this. Each word like a charm. | Kurtarmak mı? Bak ne diyeceğim. Bazen tesadüfler seni kurtarabilir. Kendimden biliyorum. | Valiant-2 | 2005 | |
| So with that I'll be here to sky way. | Böylece ben de artık gökyüzüne doğru kanat açabilirim. | Valiant-2 | 2005 | |
| Cheers mate, good luck. God bless. | Eyvallah dostum, iyi şanslar. Tanrı yardımcın olsun. | Valiant-2 | 2005 | |
| Hey! Come on! Come back! | Hadi! Geri gel! | Valiant-2 | 2005 | |
| It's the size of your spirit! If you say so, mate. | Ruh gücü! Eğer öyle diyorsan öyledir, dostum. | Valiant-2 | 2005 | |
| Not the sharp to speak on, block. | Pek akıllı olduğu söylenemez. | Valiant-2 | 2005 | |
| Let's go! It's two foot to Tailfeather. | Hadi gidelim! Tailfeather topu aldı, vuruyor ve.. | Valiant-2 | 2005 | |
| Including those flies. Certainly your bottom. | Bu sinekler de dahil. Özellikle poponda bulunanlar. | Valiant-2 | 2005 | |
| I come from a long and honourable line of warrior pigeons. | Ben köklü ve onurlu bir güvercin ailesinden geliyorum. | Valiant-2 | 2005 | |
| Maybe check the suspension on that motivate. | Belki de motorsikletin süspansiyonunu kontrol ettirmelisiniz. | Valiant-2 | 2005 | |
| I will make birds of you, turkeys even if it kills you! | Ölseniz bile sizi gerçek bir kuş yapacağım, hindiler! | Valiant-2 | 2005 | |
| or I will personally draw you out of the claw! | Aksi halde, sizi bizzat görevden atacağım! | Valiant-2 | 2005 | |
| Hey, leave him alone! He help me to... Hut down, beaks queek. | Hey, onu rahat bırakın! O bana yardım... Kapa çeneni, minik gaga. | Valiant-2 | 2005 | |
| I'm more interested in letting you all drop and give me 50 | Ben bu küçük arkadaşınız sayesinde çekeceğiniz... | Valiant-2 | 2005 | |
| courtesy of your short little friend here. | ...elli tane şınavla daha çok ilgileniyorum. | Valiant-2 | 2005 | |
| And where are these messages coming from? | Ve bu mesajlar nereden geliyor? | Valiant-2 | 2005 | |
| And his feelings. | Ve hislerini. | Valiant-2 | 2005 | |
| for a brave pigeon about to go into battle? Hey, darling? | Bir şeylerin var mı hayatım? | Valiant-2 | 2005 | |
| It just so happens I do have something for you. | Eğer çok istiyorsan bir şeylerim var.. | Valiant-2 | 2005 | |
| I'm Valiant by the way. All right then Valiant. I'm Victoria. | Bu arada ben Valiant. Pekâla Valiant. Ben de Victoria. | Valiant-2 | 2005 | |
| And our sleeping quarters would be well. | Peki bizim yatakhane nerede? | Valiant-2 | 2005 | |
| Philosophical! | Felsefi! | Valiant-2 | 2005 | |
| estimate you the carrier pigeons of today. | ...sizi bugünün posta güvercinleri yapmak. | Valiant-2 | 2005 | |
| Back to your nursy down there. Thanks, Bugsy. | Yine hemşireyi görmen gerekecek. Teşekkürler, Bugsy. | Valiant-2 | 2005 | |
| Where I come from, danger is our business. | Geldiğim yerde de işimiz tehlikeliydi. | Valiant-2 | 2005 | |
| Oh yeah, we spit danger in the eye. | Biz tehlikenin gözüne tükürürüz. | Valiant-2 | 2005 | |
| If the condition, I can take it. | Yani durum bundan köyü olsa bile, üstesinden gelirim. | Valiant-2 | 2005 | |
| In a worst of conditions wind, hail, slip, snow, | En kötü koşullarda bile rüzgar, dolu, yağmur, kar... | Valiant-2 | 2005 | |
| mother nature has the audacity to create a little something called | Tabiat Ana bir türü yaratma gafletinde bulunmuş... | Valiant-2 | 2005 | |
| They like to fly seek their pray, speed excessive 200 miles per hour. | ...saatte 200 millik hızlarıyla, avlarını kolayca yakalarlar. | Valiant-2 | 2005 | |
| But not to buy it. Not yet. | Ama hemen öldürmezler. Daha değil. | Valiant-2 | 2005 | |
| Foe! No! Friend! | Düşman! Hayır! Dost! | Valiant-2 | 2005 | |
| flying long distances over raging suds. | ...uçabilmek için tahammülü. | Valiant-2 | 2005 |