Search
English Turkish Sentence Translations Page 178416
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Rudder 18 degrees towards South! | Dümeni 18 derece güneye döndürün! | Up-1 | 2009 | |
| The wind blows from the east at 10 knots. | Rüzgar, doğu tarafından 10 knot hızla esiyor. | Up-1 | 2009 | |
| Visibility... unlimited. | Görüş mesafesi... tam limitte. | Up-1 | 2009 | |
| Enter the weather in the log book! | Hava durumunu, seyir defterine kaydet! | Up-1 | 2009 | |
| There is something down there. I will bring it back for science! | Aşağıda bir şey var. Onu bilim içim yakalayacağım! | Up-1 | 2009 | |
| It's a puppy! | Yavru bir köpekmiş! | Up-1 | 2009 | |
| MUNTZ ALOFT: BREAKS 43,976 FEET ALTITUDE RECORD | MUNTZ GÖKYÜZÜNDE: 14.000 METRE İLE YÜKSEKLİK REKORUNU KIRDI. | Up-1 | 2009 | |
| Don't you know this is an exclusive club? | Buranın özel bir kulüp olduğunu bilmiyor musun? | Up-1 | 2009 | |
| Only explorers get in here, | Buraya sadece kaşifler girebilir,... | Up-1 | 2009 | |
| not just any kid off the street with a helmet and a pair of goggles! | ...kafasında kaskı ve gözlüğü olan her çocuk değil. | Up-1 | 2009 | |
| You think you got what it takes? Do you? I... | Sende o yetenekler var mı? Evet, var mı? | Up-1 | 2009 | |
| All right, you're in! Welcome aboard! | Pekâla, kulübe kabul edildin. Aramıza hoş geldin! | Up-1 | 2009 | |
| What's wrong? Can't you talk? | Sorun ne? Dilini mi yuttun? | Up-1 | 2009 | |
| Hey, I don't bite. | Rahat ol, ısırmam! | Up-1 | 2009 | |
| You and me, we are in a club now! | Sen ve ben, artık aynı kulüpteyiz. | Up-1 | 2009 | |
| GRAPE SODA | Üzüm Suyu | Up-1 | 2009 | |
| I saw where your baloon went. Come on, let's go get it! | Balonunun nereye gittiğini gördüm. Hadi, gidip onu alalım! | Up-1 | 2009 | |
| My name is Ellie. | Adım Ellie. | Up-1 | 2009 | |
| Well... go ahead. | Hadi, yürü bakalım. | Up-1 | 2009 | |
| Hey, kid! | Selam ufaklık! | Up-1 | 2009 | |
| I thought you might need a little cheering up. | Ufak bir eğlenceye ihtiyacın olabileceğini düşündüm. | Up-1 | 2009 | |
| I have never shown to another human being. | ...görmene müsaade edeceğim. | Up-1 | 2009 | |
| Ever... in my life! | Hiçbir zaman... Tüm hayatım boyunca! | Up-1 | 2009 | |
| Charles Muntz, explorer. | Charles Muntz, kaşif. | Up-1 | 2009 | |
| When I get big, I'm going where he's going. | Büyüdüğümde, o nereye gittiyse ben de oraya gideceğim. | Up-1 | 2009 | |
| It's like America, but South. | Aynı Amerika gibi, ama güneyde. | Up-1 | 2009 | |
| Wander where I'm gonna live? | Nerede yaşayacağımı bilmek ister misin? | Up-1 | 2009 | |
| Paradise Falls. | Cennet Şelaleleri. | Up-1 | 2009 | |
| A land lost in time. | Zamanda kaybolmuş bir yer. | Up-1 | 2009 | |
| I ripped this right out of a library book! | Bunu kütüphanedeki bir kitaptan koparttım! | Up-1 | 2009 | |
| I'm gonna move my club house there! | Kulüp evimi ise tam buraya,... | Up-1 | 2009 | |
| And park ut right next to the falls. | ...hemen şelalenin yanına taşıyacağım. | Up-1 | 2009 | |
| Who knows what lives up there! | Kim bilir yukarıda neler yaşıyor. | Up-1 | 2009 | |
| And once I get there... | Oraya ulaştığımda ise bu sayfaları... | Up-1 | 2009 | |
| I'm gonna save all these pages for all the adventures I'm gonna have. | ...yaşayacağım maceralar için kullanacağım. | Up-1 | 2009 | |
| That's it! You can take us there in a blimp! | İşte bu! Bizi oraya keşif balonuyla götürebilirsin! | Up-1 | 2009 | |
| Swear you'll take us there! Cross your heart! | Bizi oraya götüreceğine söz ver! Yemin et! | Up-1 | 2009 | |
| Cross it! Cross your heart! | Yemin et! Yemin et! | Up-1 | 2009 | |
| Good, you promised. No backing out! | Güzel, söz verdin. Sözünden dönmek yok. | Up-1 | 2009 | |
| Well, see you tomorrow, kid. Bye! | Yarın görüşürüz ufaklık. Hoşça kal! | Up-1 | 2009 | |
| Quite a sight, hey, Ellie? | Ne manzara, değil mi Ellie? | Up-1 | 2009 | |
| Mail is here. | Posta gelmiş. | Up-1 | 2009 | |
| SHADY OAKS, Retirement Village, oh, brother! | Gölgeli Meşeler Yaşlılar evi. Ah Tanrım! | Up-1 | 2009 | |
| Hey, good morning, Mr. Fredricksen. | Günaydın Bay Fredricksen. | Up-1 | 2009 | |
| Need any help there? | Yardıma ihtiyacınız var mı? | Up-1 | 2009 | |
| Well, just to let you know, | Şey, bilmenizi isterim ki... | Up-1 | 2009 | |
| I believe I made my position to your boss quite clear. | Patronuna bu konu hakkındaki fikrimi gayet net açıkladım. | Up-1 | 2009 | |
| You poured prune juice in his gas tank. | Arabasının benzin deposuna erik suyu döktünüz. | Up-1 | 2009 | |
| Yeah, that was good! | Evet, oldukça iyiydi. | Up-1 | 2009 | |
| Here, let me talk to him. | Ver şunu da onunla konuşayım. | Up-1 | 2009 | |
| Take a bath, hippie! | Git de banyo yap hippi.! | Up-1 | 2009 | |
| I am not with him! | Ben onun tarafında değilim.! | Up-1 | 2009 | |
| This is serious! He's out to get your house! | Bu çok ciddi bir konu! Evini elinden almak için bekliyor! | Up-1 | 2009 | |
| When I'm dead! | Öldüğümde! | Up-1 | 2009 | |
| Order now: you get the camera, you get the printer, 4X optical zoom. | Hemen sipariş verin ve kameranın yanında bir yazıcı, 4x optik zoom.. | Up-1 | 2009 | |
| Schneider Lens. | ...Schneider lensler... | Up-1 | 2009 | |
| Photo print... | Resim basımı... | Up-1 | 2009 | |
| SD card. | ...ve hafıza kartı. | Up-1 | 2009 | |
| My name is Russell | Adım Russell... | Up-1 | 2009 | |
| and I am a wilderness explorer in tribe 54, | ...ve 54. takım, 12. gruptan... | Up-1 | 2009 | |
| squad lodge 12. | ...bir vahşi doğa kaşifiyim. | Up-1 | 2009 | |
| Are you in need of any assistance today, sir? | Bugün herhangi bir yardıma ihtiyacınız var mı efendim? | Up-1 | 2009 | |
| I could help you cross the street. | Karşıdan karşıya geçmenize yardım edebilirim. | Up-1 | 2009 | |
| I could help you cross your... yard? | Bahçenizin öteki tarafına geçmenize yardım edebilirim. | Up-1 | 2009 | |
| I could help you cross your... porch. | Sundurmanızı geçmenize yardım edebilirim. | Up-1 | 2009 | |
| Well, I gotta help you cross something. | Size bir şeyi geçmenizde yardımcı olmam gerekiyor. | Up-1 | 2009 | |
| No, I'm doing fine. | Hayır, gayet iyiyim. | Up-1 | 2009 | |
| My name is Russell. Kid... | Adım Russell... Evlat. | Up-1 | 2009 | |
| And I am a wilderness explorer in tribe 54. | ...ve 54. takım... | Up-1 | 2009 | |
| Slow down... | Sakin ol... | Up-1 | 2009 | |
| ...squad lodge 12. Kid! | ....12 gruptan bir vahşi doğa kaşifiyim. Evlat! | Up-1 | 2009 | |
| Are you in need of any assistance? Thank you, but I don't need any help! | Yardıma ihtiyacınız var mı? Sağ ol ama yardıma ihtiyacım yok! | Up-1 | 2009 | |
| Skip to the end! | Sadede gel! | Up-1 | 2009 | |
| See these? These are my wilderness explorer badges. | Bunları görüyor musunuz? Bunlar benim vahşi doğa rozetlerim. | Up-1 | 2009 | |
| You may notice one is missing. | Gördüğünüz üzere bir tanesi eksik. | Up-1 | 2009 | |
| It's my "Assisting the elderly badge". | Eksik olan, "yaşlılara yardım" rozeti. | Up-1 | 2009 | |
| If I get it, I'll become a senior wilderness explorer! | Eğer onu da alırsam kıdemli vahşi doğa kaşifi olacağım! | Up-1 | 2009 | |
| The wilderness must be explored! | Vahşi doğa keşfedilmeli! | Up-1 | 2009 | |
| It's gonna be great! | Bu harika olacak! | Up-1 | 2009 | |
| There is a big ceremony and all the dads come and... | Büyük bir tören olacak, tüm babalar gelecek... | Up-1 | 2009 | |
| we pin on our badges... | ...ve rozetlerimizi takacaklar. | Up-1 | 2009 | |
| So you wanna assist an old person. Yeah! | Yani yaşlı bir insana yardım etmek istiyorsun. Evet! | Up-1 | 2009 | |
| Then I'll be a senior wilderness explorer! | Sonra da kıdemli vahşi doğa kaşifi olacağım! | Up-1 | 2009 | |
| Have you ever heard of a "snipe"? "Snipe"? | Çulluk diye bir şey duydun mu? Çulluk mu? | Up-1 | 2009 | |
| A bird. Big eyes. | Bir çeşit kuş. Boncuk gözleri var. | Up-1 | 2009 | |
| Every night it sneaks into my yard | Her gece bahçeme sızıp... | Up-1 | 2009 | |
| and gobbles my poor azaleas. | ..zavallı açelyalarımı mahvediyor. | Up-1 | 2009 | |
| I'm elderly and infirm. | Yaşlı ve güçsüz biriyim. | Up-1 | 2009 | |
| I can't catch it. | Bu halimle onu yakalayamam. | Up-1 | 2009 | |
| If only someone could help me... Me, me, I'll do it! | Keşke bana yardım eden birileri olsa. Ben, ben. Ben yaparım! | Up-1 | 2009 | |
| I don't know, it's awfully crafty. | Bilmem ki, oldukça kurnaz bir hayvan. | Up-1 | 2009 | |
| You'd have to clap your hands three times | Onu tuzağa çekebilmek için... | Up-1 | 2009 | |
| to lure it in. | ...ellerini 3 kez çırpman gerekecek. | Up-1 | 2009 | |
| I'll find her, mr. Fredricksen! | Onu bulacağım Bay Fredricksen! | Up-1 | 2009 | |
| I think its burrow is two blocks down... | Oyuğu sanırım iki blok aşağıda. | Up-1 | 2009 | |
| Two blocks down. Got it! | İki blok aşağıda, anladım! | Up-1 | 2009 | |
| Snipe! Here, snipie, snipie... | Çulluk! Buraya gel küçük çulluk. | Up-1 | 2009 | |
| Bring it back here when you find it! | Bulduğunda onu buraya getir! | Up-1 | 2009 | |
| Snipe! | Çulluk! | Up-1 | 2009 | |
| And stop. Stop. Stop! | Dur. Dur. Dur! | Up-1 | 2009 |