Search

English Turkish Sentence Translations Page 173036

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
(Sam) Cash register. Chromium plated, rings a bell.	Para kasası. Dökmeli krom.Zilli olanlardan.	The Trouble with Harry-1	1955
Miss Gravely, a beauty parlour, fully equipped?	Bayan Gravely, tam teçhizatlı bir güzellik salonu.	The Trouble with Harry-1	1955
A hope chest... filled with things I should have put in it but didn't.	Umut kutusu.İçini doldurmam gerekirken doldurmadım. Umut kutusu. İçini doldurmam gerekirken doldurmadım.	The Trouble with Harry-1	1955
A hope chest, full of hope.	Umut kutusu.İçi umut dolu. Umut kutusu. İçi umut dolu.	The Trouble with Harry-1	1955
A good shotgun, plenty of ammunition,	iyi bir av tüfeği. Bol kurşun.	The Trouble with Harry-1	1955
some corduroy britches, a plain shirt and a hunting cap. A brown one.	Kadife pantolon,düz gömlek,bir de av şapkası. Kahverengi olacak.	The Trouble with Harry-1	1955
Davy Crockett, the works.	Davy Crockett, eserler.	The Trouble with Harry-1	1955
Well, that's it, I guess.	Sanırım bu kadar.	The Trouble with Harry-1	1955
The paintings are yours. Yes, but what about you?	Tablolar sizin. Evet ama ya siz?	The Trouble with Harry-1	1955
Yes, Sam, you've gotta ask for something.	Evet Sam, sen de bir şey istemelisin.	The Trouble with Harry-1	1955
Yes, I think that can be easily arranged.	Kolayca ayarlanabilir.	The Trouble with Harry-1	1955
Well. That's it, then.	Hepsi bu.	The Trouble with Harry-1	1955
I'll come back in the morning for all these paintings.	Yarın sabah uğrayıp, tabloları alırım.	The Trouble with Harry-1	1955
Mr Marlowe,	Bay Marlowe, Bay Marlowe,...	The Trouble with Harry-1	1955
this has been a night that I shall remember the rest of my life.	Bu geceyi asla unutmayacağım. ...bu geceyi asla unutmayacağım.	The Trouble with Harry-1	1955
Come back again. I'll have some more paintings for you next month.	Yine gelin.Yeni resimler alın. Yine gelin. Yeni resimler alın.	The Trouble with Harry-1	1955
And you'll have a steady customer in me,	Sürekli müşteriniz olacağım, Sürekli müşteriniz olacağım,...	The Trouble with Harry-1	1955
even if you raise your prices.	fiyatı arttırsanız bile. ...fiyatı arttırsanız bile.	The Trouble with Harry-1	1955
Well, good night, everyone. (All) Good night.	Herkese iyi geceler. İyi geceler.	The Trouble with Harry-1	1955
All right, young man. (Millionaire Clears Throat)	Pekala genç adam!	The Trouble with Harry-1	1955
(Captain) Congratulations, Sammy! Good boy!	Tebrikler, Sammy! Sen çok iyisin!	The Trouble with Harry-1	1955
(Sam) Did I do the right thing? You did just the right thing, Sam.	Doğru olanı yaptım mı? En doğrusunu yaptın, Sam.	The Trouble with Harry-1	1955
Because it's important to me that you think so.	Çünkü böyle düşünmen benim için çok önemli.	The Trouble with Harry-1	1955
Because I love you. I want to marry you.	Çünkü seni seviyorum. Seninle evlenmek istiyorum.	The Trouble with Harry-1	1955
Oh! (Giggling)	Oh!	The Trouble with Harry-1	1955
You want to marry me? Uh huh. Why not?	Benimle evlenmek mi istiyorsun? Neden olmasın?	The Trouble with Harry-1	1955
Well... because I just got my freedom today.	Daha bugün özgürlüğüme kavuştum.	The Trouble with Harry-1	1955
Easy come, easy go.	Rahat bir insanımdır.	The Trouble with Harry-1	1955
Besides, if you married me, you'd keep your freedom.	Ayrıca benimle evlenirsen, özgür kalırsın.	The Trouble with Harry-1	1955
You must be practically unique, then.	O zaman eşsiz bir insan olmalısın.	The Trouble with Harry-1	1955
I respect freedom. More than that, I love freedom.	Özgürlüğe saygı duyarım. Dahası özgürlüğe aşığım.	The Trouble with Harry-1	1955
We might be the only free married couple in the world.	Dünyadaki tek özgür evli çift biz oluruz.	The Trouble with Harry-1	1955
This is very sudden, Sam.	Çok ani oldu, Sam.	The Trouble with Harry-1	1955
You'll have to give me a little time to think about it.	Bana düşünecek zaman vermelisin.	The Trouble with Harry-1	1955
Only fair. I'll give you until we get back to your house.	Adil davranacağım. Evine dönene kadar sana zaman tanıyorum.	The Trouble with Harry-1	1955
What's goin' on here at this hour? (Wiggy) The most wonderful thing.	Gecenin bu saatinde neler oluyor? Müthiş bir şey oldu.	The Trouble with Harry-1	1955
Mr Marlowe sold all his paintings to a millionaire.	Bay Marlowe bütün tablolarını bir milyonere sattı.	The Trouble with Harry-1	1955
Got more'n I ever figured he'd get. Money?	Karşılığını sandığımdan iyi aldı. Para?	The Trouble with Harry-1	1955
Well, not exactly money.	Pek sayılmaz.	The Trouble with Harry-1	1955
I always knew they weren't worth the space.	Metelik etmediklerini biliyordum.	The Trouble with Harry-1	1955
I found these on a tramp hangin' 'round here.	Bunları bir serseri giyiyordu.	The Trouble with Harry-1	1955
Said he found 'em on a... dead man.	Ölü bir adamın üzerinde bulduğunu söyledi.	The Trouble with Harry-1	1955
Took me to where he said he found him, and...	Beni onu bulduğu yere götürdü.	The Trouble with Harry-1	1955
I didn't see any body. (Ringing)	Ben kimseyi görmedim.	The Trouble with Harry-1	1955
(Calvin) Montpelier 2000.	Montpelier 2000.	The Trouble with Harry-1	1955
(Wiggy) That's the state police. (Calvin) Uh huh.	Bu eyalet polisinin numarası. Uh huh.	The Trouble with Harry-1	1955
I think, uh, we'd better get going.	Biz gitsek iyi olur.	The Trouble with Harry-1	1955
(Wiggy) Thank you for the cash register.	Para kasası için teşekkürler.	The Trouble with Harry-1	1955
It was a pleasure. Good night.	Benim için zevkti. İyi geceler.	The Trouble with Harry-1	1955
Good night. Good night.	İyi gecelr. İyi geceler. İyi geceler. İyi geceler.	The Trouble with Harry-1	1955
(Door Closes) This is Deputy Sheriff Calvin Wiggs.	Ben Şerif Calvin Wiggs.	The Trouble with Harry-1	1955
Yeah, I'll wait.	Tamam, beklerim.	The Trouble with Harry-1	1955
This picture here on the floor. It's a new one.	Yerde duran resim... Yeni bir resim.	The Trouble with Harry-1	1955
He did it today, but it isn't for sale.	Bugün yaptı. Ama satılık değil.	The Trouble with Harry-1	1955
Why not? You'll have to ask him that.	Neden? Bunu kendisine sormalısın.	The Trouble with Harry-1	1955
He left it on his way over to Jennifer Roger's house.	Jennifer Rogers'a giderken bıraktı.	The Trouble with Harry-1	1955
Guess he didn't have time to take it home.	Herhalde eve götürecek vakti olmadı.	The Trouble with Harry-1	1955
You suddenly got interested in art?	Birden bire sanata mı merak sardın?	The Trouble with Harry-1	1955
But... it's just that it matches the description of	Sadece tanıma uyuyor.	The Trouble with Harry-1	1955
Oh, hello, Sergeant.	Oh, merhaba,Çavuş. Oh, merhaba Çavuş.	The Trouble with Harry-1	1955
Calvin Wiggs.	Calvin Wiggs.	The Trouble with Harry-1	1955
Got something that might interest you a little.	Belki ilgilenirsin diye düşündüm.	The Trouble with Harry-1	1955
It seems I picked up this tramp with a pair of stolen shoes...	Çalıntı ayakkabılar giyen bir serseri buldum. Bir cesetle...	The Trouble with Harry-1	1955
and a wild story about a corpse.	...ilgili çılgınca bir hikaye anlattı.	The Trouble with Harry-1	1955
What do you think? Him walking in with Harry Worp's shoes in his hand?	Ne düşünüyorsun? Elinde Harry Worp'un ayakkabılarıyla içeri girdi.	The Trouble with Harry-1	1955
And then that phone call to the police?	Sonra polisi aradı.	The Trouble with Harry-1	1955
I don't know. I may be wrong, but I don't think he's tied us into it yet.	Bilmiyorum.Yanılabilirim ama sanırım bizimle ilişki kuramadı daha. Bilmiyorum. Yanılabilirim ama sanırım bizimle ilişki kuramadı daha.	The Trouble with Harry-1	1955
Oh, the way he looked at me.	Oh, bana öyle bir baktı ki...	The Trouble with Harry-1	1955
If he'd known anything, he'd have kept us there.	Bir şey bilse, bizi orada tutardı. ...bir şey bilse, bizi orada tutardı.	The Trouble with Harry-1	1955
But modern police methods are all psychological now, Sammy.	Polisler artık psikolojik yöntemler kullanıyor, Sammy.	The Trouble with Harry-1	1955
They just wear you down and wear you down until...	Seni yorarlar yorarlar... Seni yorarlar, yorarlar...	The Trouble with Harry-1	1955
you're almost grateful to get into that gas chamber.	...ta ki sen gaz odasına gireceğin içim şükran duyana kadar.	The Trouble with Harry-1	1955
The police would probably tell him, if the shoes fit, to keep them.	Polis ona, ayakkabılar ayağına uyuyorsa, sende kalsın der.	The Trouble with Harry-1	1955
Oh, well.	Oh.	The Trouble with Harry-1	1955
I've decided, Sam. Decided what?	Kararımı verdim, Sam. Neye karar verdin?	The Trouble with Harry-1	1955
I will marry you, if you haven't forgotten about asking me.	Seninle evlenirim. Teklifini unutmadıysan...	The Trouble with Harry-1	1955
I'm... I'm very fond of you and...	Seni seviyorum...	The Trouble with Harry-1	1955
I think you'd make a good father for Arnie.	Arnie'ye de iyi bir baba olacağını düşünüyorum.	The Trouble with Harry-1	1955
And for some other reasons best left unsaid.	Diğer nedenler söylenmese daha iyi.	The Trouble with Harry-1	1955
Marriage is the comfortable way to spend the winter,	Evlilik, kışı geçirmek için iyi bir yoldur.	The Trouble with Harry-1	1955
but right now we should be working on some good story	Ama şimdi Eyalet Polisi...	The Trouble with Harry-1	1955
to satisfy the State Police if they should turn up.	...gelirse,onlara anlatacak iyi bir hikaye uydurmamız gerekiyor. ...gelirse, onlara anlatacak iyi bir hikaye uydurmamız gerekiyor.	The Trouble with Harry-1	1955
Would you believe it? I'd almost forgotten that proposal.	İnanır mısın, bu teklifi yaptığımı az kaldı unutuyordum.	The Trouble with Harry-1	1955
I have witnesses, Sam. Oh, I remember now.	Tanıklarım var, Sam. Tamam, şimdi hatırladım.	The Trouble with Harry-1	1955
All right, you've got yourself a husband.	Kendine bir koca buldun.	The Trouble with Harry-1	1955
I think I'll kiss you now to prove it.	Şimdi bunu kanıtlamak için seni öpeceğim.	The Trouble with Harry-1	1955
Lightly, Sam. I have a very short fuse.	Sigortam çabuk atar, Sam.	The Trouble with Harry-1	1955
What a pretty sight.	Ne güzel bir manzara.	The Trouble with Harry-1	1955
Sam, what did you ask the millionaire for?	Sam, milyonerden ne istedin?	The Trouble with Harry-1	1955
That's very practical.	Bu çok kullanışlı.	The Trouble with Harry-1	1955
Congratulations, my dear. You're a lucky man, Sammy.	Tebrik ederim. Şanslı bir erkeksin, Sammy.	The Trouble with Harry-1	1955
I think you'll both be very happy. Thank you.	Mutlu olacağınızdan eminim. Teşekkürler.	The Trouble with Harry-1	1955
If I grumbled too much at my share of the work in burying Harry, I'm sorry.	Harry'i gömerken bana düşen iş için çok fazla söylendiysem, özür dilerim. Harry'yi gömerken bana düşen iş için çok fazla söylendiysem, özür dilerim.	The Trouble with Harry-1	1955
I can see now it was well worth it.	Buna fazlasıyla değdiğini anladım.	The Trouble with Harry-1	1955
And if I can do anything else Hold it! Hold it, hold it!	Yapabileceğim başka bir şey varsa... Durun! Durun, durun!	The Trouble with Harry-1	1955
What's wrong, Sam?	Ne oldu, Sam?	The Trouble with Harry-1	1955
Harry. We're not quite finished with him yet.	Harry. Onunla işimiz daha bitmedi.	The Trouble with Harry-1	1955
Sam, if anybody's through, it's Harry. He's been buried three times.	Sam, onunla herkesin işi bitti. Üç kez gömüldü!	The Trouble with Harry-1	1955
Before we can get married, you're gonna have to prove that you're free.	Evlenebilmemiz için serbest olduğunu kanıtlaman gerek.	The Trouble with Harry-1	1955
To prove you're free, you'll have to prove that Harry	Bunu kanıtlamak içinde Harry'nin...	The Trouble with Harry-1	1955