Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 146484
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I mean, I won't say, "Do you believe in love at first sight?" | Yani "İlk görüşte aşka inanır mısın?" demeyeceğim... | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
Have you ever had an experience | Hiç başına geldi mi, acaba... | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
where a bell goes off just right away? | ...acaba çanlar aniden çalmaya başladı mı hiç? | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
Sorry. I need those. | Ah! Özür dilerim. Bu lazım bana. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
You see, I can't wear contacts. | Kontak lens takamıyorum işte. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
I don't like to put my finger on my eyeball. | Parmağımla gözyuvarıma dokunmak hoşuma gitmiyor. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
Well, goodbye. We must meet for tea and crumpets again. | Eh, güle güle. Çay ve çörek için yine buluşmalıyız sizinle. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
And stop telling people I sprang from your loins. | İnsanlara senin kasıklarından çıktığımı söylemeyi de kes. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
I'm trying to cement the fact that I'm your father! | Baban olduğum gerçeğini sağlamlaştırmaya çalışıyorum! | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
He asked me to go dancing next week. | Haftaya dansa gitmeyi teklif etti bana. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
That's a perfect strategy! You worm your way in like a rodent or a roach | Mükemmel bir strateji bu! Bir fare ya da hamam böceği gibi sessizce sokuluyorsun... | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
and as the crumbs fall off the table, | ...ve kırıntılar masadan düşünce... | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
you collect them and we analyze them. Aha! VoiI�! Thanks. Thanks a lot. | ...topluyorsun onları, biz de çözümlüyoruz. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
Look at this. Look at this. Look what I got. "Betty G." | Şuna bak. Şuna bak. Bak ne buldum. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
I'm late for dinner. You want to come in and eat something? No. | Yemeğe geç kaldım. Girip bir şeyler yemek ister misin? | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
Peter called. He's going to be late. He said to start without him. | Peter aradı. Gecikecekmiş. Onsuz başlamamızı söyledi. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
Oh, well, come on then, let's play. That's what we're here for. | Ah, peki, hadi o zaman, başlayalım. Bunun için buradayız. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
Come on, short, little guy. | Hadi, kısa küçük adam. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
You're out? This is it? | Yok musun? Bu kadar mı? | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
So sorry, old chaps. I was completely bogged down at the office. | Çok üzgünüm, dostlar. Büroda boğazıma kadar batağa gömüldüm. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
All right, who's winning? | Evet, kim kazanıyor? | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
Mr. Spence is a good poker player, Peter. | Bay Spence iyi bir poker oyuncusu, Peter. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
Actually, I bought my first Reuben's with poker winnings. | Aslında ilk... ilk Reuben'imi pokerden kazandıklarımla almıştım. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
He asked me if I believed in love at first sight. | İlk görüşte aşka inanıp inanmadığımı sordu bana. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
We come from completely different backgrounds. | Tamamen farklı çevrelerden gelmişiz. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
I think he likes that or something. | Bu onun hoşuna falan gidiyor galiba. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
"Next to the body of the short haired brunette prostitute, | "Kısa saçlı esmer fahişenin cesedinin yanında..." | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
Wow. This is really nice. Thank you. Yes. | Vay. Çok hoş gerçekten. Teşekkür ederim. Evet. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
I'm embarrassed to say that I do. | Eee... Utanarak söylüyorum ki, oluyor. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
Oh, no. I think you're swell. | Ah, hayır. Bence harikasınız. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
That's a lovely painting. | Çok güzel bir tablo bu. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
Oh, really? Yes. Henry Moore. | Ah, sahi mi? Evet. Henry Moore. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
Oh, it's very beautiful. Is it Roman, or Greek, or something like that? | Ah, çok güzel. Roma mı, Yunan mı, yoksa başka bir şey mi? | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
Yes, my family's been collecting it for years. | Evet, ailem yıllardır topluyor bunları. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
But we lend them out. They need to be played. | Ama... Ama ödünç veriyoruz. Çalınmaları... Çalınmaları gerekiyor. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
What's your name, sweetheart? Tell me your name. | Adın... Adın ne, tatlım? Adını söyle bana. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
Wendy, have you ever been dematerialized before? No, I haven't. | Wendy, daha önce hiç parçalanmış mıydın? Hayır, parçalanmadım. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
Get into the box. Get into the dematerializer. | Gir... Gir... Gir... Gir kutuya. Ayrıştırıcıya gir. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
Okay, okay, stay calm. Stay calm. | Tamam, tamam, sakin ol. Sakin ol. Sen... | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
16, 21, 12. | 16, 21, 12. | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
Well, why doesn't he have his chauffeur? | Peki neden şoförü yanında değil? | Scoop-1 | 2006 | ![]() |
(ALL AGREEING) He did love a woman. | Evet! Adam kadına âşıktı. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
MAN 2: Plus 10 %. MAN 3: Ten percent. | Artı %10. Yüzde on. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
MAN 1: Not always at British intelligence. | İngiliz istihbaratında her zaman değil. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
ALL: To Joe. Joe Strombel. | Joe'ya. Joe Strombel'a. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
REPORTER 1: Mr. Tinsley! Loved your last picture. | Bay Tinsley! Son filminize bayıldık. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
SONDRA: I write for the cultural part of the paper. | Ben gazetenin kültürel bölümü için yazıyorum. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
M. C: Ladies and gentlemen, prepare yourselves | Bayanlar ve baylar, şimdi de karşınızda... | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
(EXCLAIMS) A landsman! United States! Fantastic! | Vay! Bir karacı! Birleşik Devletler! Müthiş! | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
(STUTTERING) The trick's over. It's over. It's over. | Numara bitti. Bitti. Bitti. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
SONDRA: Just put me back in the box. | Kutuya geri sokun beni. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
(CHUCKLES) but I assure you, whatever I lack in experience, I make up for in dedication. | ...ama sizi temin ederim ki, tecrübe eksiğimi sadakatimle telafi ederim. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
(STUTTERING) What're you thinking, there are spirits? | Ne sanıyordun, ruhlar olduğunu mu? | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
STROMBEL: I only have a minute. Would you hurry? | Sadece bir dakikam var. Acele eder misin? | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
(CHUCKLES) Not to mention doubly dangerous. | İki kat tehlikeli olacağı da cabası. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
(STUTTERING) Well, tell them! You know, just say, you know tell them... | Ya, anlat işte! Yani de ki, anlat yani... | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
(STUTTERING) That's exactly what I'm saying. | Ben de aynen onu diyorum. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
(STUTTERING) Jesus. And what are we going to do if we see him? | Tanrım. Onu görürsek ne yapacağız peki? | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
SID: Okay, now you've seen him. Let's go. | Tamam, işte gördün onu. Gidelim. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
(STUTTERING) I don't know. They have a class system. | Bilmiyorum. Sınıf sistemleri var onların. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
Ah. PETER: There you are. | Ah. İşte geldiniz. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
SONDRA: Oh, this is just beautiful. Wow. | Ah, burası çok güzel. Harika. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
(STUTTERING) I was in real estate, | Ga... Ga...Ga... Gayrimenkuldeydim... | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
(LAUGHS) Sorry. I need those. | Ah! Özür dilerim. Bu lazım bana. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
you collect them and we analyze them. Aha! Voil�! Thanks. Thanks a lot. | ...topluyorsun onları, biz de çözümlüyoruz. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
MAN 2: Come on, short, little guy. | Hadi, kısa küçük adam. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
MAN 3: Anybody else? | Başka? | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
SONDRA: That's a lovely painting. | Çok güzel bir tablo bu. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
PETER: Oh, really? Yes. Henry Moore. | Ah, sahi mi? Evet. Henry Moore. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
SID: (STUTTERING) What's your name, sweetheart? Tell me your name. | Adın... Adın ne, tatlım? Adını söyle bana. | Scoop-2 | 2006 | ![]() |
Ten percent. | Artı %10. Yüzde on. | Scoop-3 | 2006 | ![]() |
"Jack the Ripper." Is that capitalized? | "Karın Deşen Jack." Büyük harfle mi bu? | Scoop-3 | 2006 | ![]() |
She said, "All that's missing is a moat." | O da, "Tek eksiği etrafında bir hendek," demişti. | Scoop-3 | 2006 | ![]() |
"All that's missing is a moat." Beautiful. Ah, this is my father. | "Tek eksiği etrafında bir hendek." Çok güzel. Ah, ah, bu benim babam. | Scoop-3 | 2006 | ![]() |
MAN 2: Plus 10%. MAN 3: Ten percent. | Artı %10. Yüzde on. | Scoop-4 | 2006 | ![]() |
you collect them and we analyze them. Aha! Voila! Thanks. Thanks a lot. | ...topluyorsun onları, biz de çözümlüyoruz. | Scoop-4 | 2006 | ![]() |
or how many big corporations... | Kaç tane büyük şirketin... | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
Did he? Yeah, he was a bloody good one. | Öyle mi? Evet, acayip iyi bir muhabirmiş. | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
And we were going to be shot by the Taliban, until... | Ve Taliban tarafından vurulmak üzereydik ki... | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
...typically, Joe found someone to bribe | ...her zamanki gibi, Joe para yedirecek birini buldu... | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
Plus 10%. Ten percent. | Artı %10. Yüzde on. | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
Well, wherever you are now, Joe. It won't be the same without you, mate. | Eh, şu anda nerede olursan ol, Joe, sensiz hiçbir şey aynı olmayacak, dostum. | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
I wrote an article two years ago, when the Tarot killings first started. | Evet, iki yıl önce bir yazı yazmıştım, Tarot cinayetleri ilk başladığında, ama... | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
And I thought I heard this click on the phone... | Ve galiba telefondaki o tıkırtıyı duydum... | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
Hard to believe, but if he did turn out to be the Tarot Killer... | İnanması güç, ama eğer Tarot Kâtili o çıkarsa... | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
And you...well, your secretary, actually...because... Not you. | Siz de, yani, sekreteriniz aslında, çünkü... Siz değil. | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
Justin Richards got fired from some project and he had to take over. | Evet, Justin Richards bir projeden kovulmuş ve o devralmak zorundaymış. | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
Ladies and gentlemen, you're an incredible audience | Teşekkür ederim, bayanlar, baylar, siz harika seyircilersiniz... | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
Every time I come to London, this great city, | Aslında Londra'ya, bu harika şehre her gelişimde... | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
Is this your first time on stage? Yes. | Sahneye ilk çıkışınız mı bu? Evet. | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
No, wait! I got an instinct for what a person is studying. | Hayır! Hayır! Bir içgüdüm var benim in... in... insanların ne okuduklarına dair. | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
No? Well, there's nothing to be afraid of. | Hayır. Öyle mi? Tamam, korkacak bir şey yok. | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
Now, I'm going to ask you to step into that box | Şimdi... Şimdi, Sondra, senden şu kutuya girmeni isteyeceğim... | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
and I'm gonna have your molecules split up. | ...ve moleküllerini birbirinden ayıracağım. Onları birbirinden ayıracağım. | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
If more people in the world had a sense of humor, | Aslında dünyadaki insanların daha çoğunda espri yeteneği olsaydı... | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
You're a journalist, right? Oh, my God, what are you doing in here? | Sen gazetecisin, değil mi? Aman Tanrım. Sen bunun içinde ne arıyorsun? | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
She's a little stunned. She's never been on stage before... | Biraz sersemlemiş durumda. Daha önce hiç sahneye çıkmamış. Yani aslında... | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
Okay, Sondra, take your seat. Go back to your seat. | Tamam, Sondra, otur yerine. | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
Go ahead. She's great. Let's hear it for her. | Devam et. Harika. Alkışları duyalım. Harika. Devam et. | Scoop-5 | 2006 | ![]() |
Hey, Mandelbaum! From the school newspaper, right? | Hey, Mandelbaum! Okul gazetesinden, bildim mi? | Scoop-5 | 2006 | ![]() |