• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15265

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
as you make that awkward transition between child and teenager yetiskinlerin sizi kapattigi yerdir, ...yaşadığınız tuhaf bir geçiş sürecinde bıraktığı bir yer. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
so they don't even have to look at you. böylece size bakmak zorunda kalmazlar. Böylece sizden kurtulmuş oluyorlar. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Hi. I'm Angie. Merhaba. Ben Angie. Merhaba. Adım Angie. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Great story. We're gonna go now. Harika bir hikayeydi ama simdi gitmemiz lazim. Güzel hikaye. Gitmemiz gerek. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Why? This is a good spot. Neden? Burasi saklanmak için iyi bir nokta. Neden? Burası çok güzel. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
It's a perfect spot. Burasi mükemmel bir nokta. Burası mükemmel bir yer. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
I survived all of the sixth grade here. Bütün 6.sinifi burada geçirdim. Altıncı sınıfı burası sayesinde atlattım. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
And I would enjoy some like minded company Ve benim kafada birkaç arkadas, 7. sinifi geçerken, Yediyi atlatırken benim gibi düşünen... Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
to get me through the seventh. yanimda olsa güzel olurdu. ..arkadaşlarla olmak hoşuma gider. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Is that the whistle? I think I hear the whistle. Bu duydugum islik mi? Isligi duydum sanirim. Bu düdük sesi mi? Sanırım düdüğün sesini duydum. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
We need to go. Gitmeliyiz. Gitmeliyiz. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
MALONE: No showboating, all right? MALONE: Gösteri yapmak yok tamam mi? Gösteriş yapmak yok, tamam mı? Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Why are we leaving? Neden gidiyoruz? Neden gidiyoruz ki? Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
We could get killed out here in the open! Açiga çikarsak öldürülebiliriz! Açık arazide bizi öldürürler. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Put your shirt on. They'll think we're on their team. Tisörtünü giy. Onlarin takiminda oldugumuzu sansinlar. Tişörtünü giy. Kendilerinden olduğumuzu düşünürler. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Besides, getting crushed is better than being seen with that freak job. Ayrica, öldürülmek, o deli kizla görülmekten daha iyidir. Ezilmek, o acayip kızla birlikte görülmekten iyidir. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Trust me, you can't recover from social suicide. Güven bana, insanlardan kaçarak yasayamazsin. Güven bana, sosyal intiharın tedavisi yoktur. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
I never talked to a girl that long before. Uzun bir süredir bir kizla konusmamistim. İlk kez bir kızla bu kadar uzun konuştum. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Check that out. suna bak. Şuna bak. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Is that cheese? Peynir mi bu? Peynir mi o? Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Good God, man! You almost got the Cheese Touch. Aman Allahim! Neredeyse Peynir Dokunusu'nu görecektin. Tanrım! Az kalsın "Peynir Dokunuşuna" yakalanıyordun. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
The what? The Cheese Touch. Neyi? Peynir Dokunusu'nu. Peynir neyi? Peynir Dokunuşu. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Nobody knows when or how, Bir gün o peynir parçasi tam orada belirdi, Ne zaman veya nasıl olduğunu kimse bilmiyor. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
but one day that cheese mysteriously appeared on the blacktop. kimse nereden geldigini bilmiyor, Bir gün asfaltın üstünde esrarengiz bir biçimde peynir dilimi belirir. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Nobody knew who it belonged to. kime ait oldugunu da. Kimse onun kime ait olduğunu bilmez. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Nobody touched it. Nobody threw it away. Kimse ona dokunmadi. Kimse onu kaldirip atmadi. Kimse dokunmaz. Kimse çöpe atmaz. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
And so there it sat, Böylece orada kaldi, Her gün biraz daha küflenerek... Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
growing more foul and powerful by the day. hergün daha kötüleserek ve güçlenerek. ...ve güçlenerek orada durur. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Then one day, a kid named Darren Walsh made the biggest mistake of his life. Sonra bir gün, Darren Walsh adinda bir çocuk hayatinin en büyük hatasini yapti. Bir gün, Darren Walsh adında bir çocuk hayatının hatasını yapar. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Darren touched the cheese! Darren peynire dokundu! Darren peynire dokundu! Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
No, I didn't! I just looked at it! Really! Hayir, dokunmadim! Sadece baktim o kadar! Gerçekten! Hayır, dokunmadım. Baktım sadece. Gerçekten. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
CHIRAG: Darren had the Cheese Touch! CHlRAG: Darren Peynir Dokunusu'nu gördü! Darren "Peynir Dokunuşu"na yakalanmıştır. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
It was worse than nuclear cooties. Bu nükleer patlamadan daha kötüydü. Nükleer bir bitten daha korkunçtur. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
He became an outcast. Bir sürgün haline geldi. Toplum tarafından dışlanır. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
The only way to get rid of the Cheese Touch Peynir Dokunusu'ndan kurtulmanin tek yolu, "Peynir Dokunuşu"ndan kurtulmanın tek yolu.... Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
was by passing it on to someone else. bunu bir baskasina geçirmektir. ...onu başkasına bulaştırmaktır. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
And so began the Cheese Touch Frenzy. Ve böylece Peynir Dokunusu çilginligi basladi. Böylece "Peynir Dokunuşu" çılgınlığı baş gösterir. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Friend turning on friend. Çocuklar arkadaslariyla, Arkadaştan arkadaşa... Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Brother turning on sister. Kardesler kardesleriyle birbirlerine düstüler. Kardeşten kardeşe... Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
It was madness. Tam bir çilginlikti. Tam bir çılgınlık yaşanır. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Until a German exchange student named Dieter Muller took it away. Ta ki bir Alman ögrenci, Dieter Muller peynir parçasina dokunana kadar. Alman bir değişim öğrencisi olan Dieter Muller'e bulaşana kadar. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Dieter has the Cheese Touch! Dieter da Peynir Dokunusu'nu görmüs oldu! Dieter "Peynir Dokunuşu" oldu. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Ze Cheese Touch? Nasil diyorsunuz, Peynir Dokunusu? "Peynir Dokunuşu" mu? Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Vat is it? Ben anlamamak? Ne demek o? Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Vat does it mean, ze Cheese Touch? Ne demek, Peynir Dokunusu?? Bu ne anlama geliyor? Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Sadly for Dieter, that fact was lost in translation. Dieter için üzgünüz, dilimizi pek bilmedigi için gerçegi tam olarak anlayamadi. Maalesef çeviri yetersizliği yüzünden Dieter'de kalır. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Nooooooooooooooo...! Hayiiiiiiir...! Hayır! Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Thankfully, he moved back to Düsseldorf and took the Cheese Touch with him. Neyse ki, Düsseldorf'a geri tasindi ve Peynir Dokunusu'nu da beraberinde götürdü. Allah'tan Düsseldorf'a döner ve hastalığı da beraberinde götürür. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
And so the cheese sits, patiently waiting for its next victim. Böylece, peynir oldugu yerde kaldi ve sonraki kurbanini beklemeye basladi. O günden beri peynir sabırla yeni kurbanını beklemektedir. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Wow. Wow. Wow. Wow. Vay canına! Vay canına! Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
This is a terrible place. Burasi berbat bir yer. Burası korkunç bir yer. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
No doors? None. Kapi yok mu? Hiç yok. Kapı yok mu? Bir tane bile yok. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
I'm not pooping until I'm in high school. Lise'ye gidene kadar tuvalete gitmeyecegim. Liseye kadar tuvaletimi yapmayacağım. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
GREG: The cafeteria, possibly the cruellest place on Earth. GREG: Kafeterya, muhtemelen dünyadaki en zalim yer. Kafeterya muhtemelen Dünyanın en acımasız yeridir. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
But I was about to make some kid's day by sitting next to him. Ama, bir çocugun yanina oturarak onu eglendirmek üzere oldugumun farkinda degildim. Ancak yanına oturacağım çocuğun gününü şenlendirmek üzereyim. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
That seat's saved. Buranin sahibi var. Orası dolu. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
For who? Kimmis? Kim oturuyor? Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
It's saved. Sahibi var dedim. Dolu dedim ya. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
That one's saved, too. Onun da sahibi var. Orası da dolu. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
So not happening. Yani olmuyor. Mümkün değil. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Taken. Sahibi var. Dolu. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Where are we supposed to eat? Peki biz nerede yiyecegiz? Nereye oturacağız? Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
I guess this is where all the cool guys hang out. Sanirim burasi bütün popüler çocuklarin takildigi yer. Sanırım burası havalı tiplerin takıldığı yer. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Fregley must have bumped his head when he was little, like, really hard. Fregley, küçükken kafasini bir yere çok sert çarpmis olmali. Fregley küçükken kafasının üstüne düşmüş olmalı. Çok kötü vurmuş. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Okay, okay, Tamam, tamam, Tamam, tamam. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
so my first day could have gone better, benim ilk günüm daha iyi gidebilirdi tabii, İlk günüm daha iyi geçebilirdi... Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
but at least I wasn't humiliated. ama en azindan asagilanan ben degildim. ...ama en azından küçük düşmedim. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Hey, Greg! You want to come over and play? Hey, Greg! Gelip oynamak ister misin? Hey, Greg! Bizim evde beraber oynayalım mı? Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
What did he just say to you? Ne dedi sana? Ne dedi o sana öyle? Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
I think my ride's here. Sanirim beni alacak araba geldi. Sanırım arabam geldi. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Hey, guys. So this guy says to that guy, Hey, millet. Bu çocuk digerine dedi ki, Hey, millet! Bu eleman diğerine... Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
"You wanna come over and play?" "Gelip oynamak ister misin?" ..."Bizim evde beraber oynamak ister misin? dedi. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Yeah! Do you guys wanna play with us? Evet! Siz de bizimle oynamal ister misiniz? Evet. Siz de gelmek ister misiniz? Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
See? This is the problem. Gördünüz mü? Problem bu iste. Gördünüz mü? İşte sorun bu. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Right now I have to take abuse from these morons. simdi, bu moronlar beni de asagilayacaklar. Şimdi bu salakların tacizine maruz kalacağım. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
But in 20 years, Quentin here will be working for me. Fakat, 20 yil sonra,su Quentin denilen çocuk benim için çalisiyor olacak. Ama yirmi yıl sonra Quentin benim için çalışıyor olacak. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Greg, please don't fire me. Greg, lütfen beni kovma. Greg, lütfen beni kovma. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
I really need my measly, pathetic job scooping your dog's poop. Köpeginin kakasini silme isine çok ihtiyacim var. Köpeğinin kakasını temizleme gibi değersiz ve zavallı işime ihtiyacım var. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Whatever. I'll think about it. Neyse. Üzerinde düsünecegim. Her neyse. Bakarız. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
No, no, no. Vanilla on the bottom and chocolate on the top! Hayir, hayir, hayir. Vanilya altta çikolata üstte olacak! Hayır, hayır. Vanilya üstte çikolata altta olacaktı. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
I can't eat this! Bunu yiyemem! Ben bunu yiyemem. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
"Play," Rowley? "Play"? "Oyun," Rowley? "Oyun"? "Oynamak mı," Rowley? "Oynamak" mı? Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
I've told you, like, a billion times that guys our age say "hang out," not "play." Size milyon kere söyledim, bizim yasimizdakiler "oyun" demezler "takilmak" derler. Sana bin kere söyledim. Bizim yaşımızdakiler "takılmak" diyor "oynamak" değil. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Oops. Oops. Hay Allah! Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Seriously, if you're not gonna listen to me, just tell me, Cidden, eger beni dinlemeyecekseniz, bana sadece sunu söyleyin, Ciddiyim, eğer beni dinlemeyeceksen bilmek istiyorum. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
'cause if you pull another stunt like that, çünkü bugünkü gibi bir gösteri daha yaparsaniz, Çünkü eğer bir çam daha devirirsen... Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
we'll be stuck on the cafeteria floor for the rest of middle school. ortaokulun sonuna kadar kafamiz kafeterya zemininden kalkmaz. ...bütün ortaokul hayatımızı kafeterya zemininde geçiririz. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
I found half a Snickers bar down there. Orada yarim bir Snickers buldum ben. Ama yerde yarısı yenmiş bir Snickers buldum. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
I can't be the guy who eats off his lap in the cafeteria. Ben kafeterya'da dizinin üstünde yemek yiyen çocuklardan olamam. Kafeteryada kucağında yemek yiyen biri olamam ben. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
I should be at the top of the food chain by now. Ben simdiye yemek zincirinin en tepesine çikmis olmaliydim. Şimdiye kadar besin zincirinin en üstünde olmam gerekirdi. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Something's got to change, fast. Birseyler degismek zorunda ve çabuk. Bir şeyler değişmek zorunda, hem de hemen. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
My mom told me to just be myself and people would like me. Annem bana kendim gibi olmami söyler, böylece insanlar beni sevecekmis. Annem, eğer kendin olursan insanların seni seveceğini söyler. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
That would be good advice if you were somebody else. Bu gerçekten iyi bir tavsiye olabilir, eger baskasiysaniz. Başka biri olsaydın bu iyi bir tavsiye olabilirdi. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Hey, little brother. Hey, küçük kardes. Selam, kardeşim. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
Was your first day as crappy as I said it would be? ilk günün olmasi gerektigi kadar berbat miydi? Dediğim kadar b.ktan bir gün geçirdin mi? Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
No. Not at all. You were wrong. Hayir. Hiç te degil. Hayır, hiç de değil. Yanıldın. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
It was actually better than I... Worse. Aslinda düsündügümden de iyi... Daha kötüydü öyle mi?. Aslında düşündüğümden... Berbattı. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
You didn't listen to me, did you? Beni dinlemiyorsun degil mi?. Dediklerimi yapmadın, öyle değil mi? Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
I told you not to talk, look or go anywhere, and what happened? Sana konusmamani, bakmamani, hiçbir yere gitmemeni söyledim ve ne yaptin? Konuşma, bakma, hiçbir yere gitme demiştim. Ne oldu? Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
He had to eat his lunch on the floor. Yemegini yerde oturarak yemek zorunda kaldi. Öğle yemeğini yerde yedi. Diary of a Wimpy Kid-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 15260
  • 15261
  • 15262
  • 15263
  • 15264
  • 15265
  • 15266
  • 15267
  • 15268
  • 15269
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim