Search
English Turkish Sentence Translations Page 179854
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| She's dead, isn't she? | O öldü değil mi? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Three years ago, when Sonja was 15, | Üç yıl önce, Sonja 15 yaşındayken, | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| she was assaulted. | Taciz edilmişti. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Sexually assaulted. | Cinsel taciz. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| That's not on the record, we'd have found it. | Bizim bulduğumuz kayıtlarda böyle bir şey yoktu. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| No, we did report it to the police, | Hayır,polise bunu bildirdik. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| but they informed us that the man in question had a perfectly sound alibi, | Ama onlar bize sorgulama sonrasında adamın çok sağlam bir mazereti olduğunu söylediler | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| so we decided not to pursue it any further. | Biz de daha ileri gitmek istemedik. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| She knew her attacker, didn't she? | Saldırganı tanıyordu değil mi? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| It was Lundberg. It was the taxi driver. | Lundberg'di. Taksi sürücüsü. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| It was his son. Carl Einar. | Onun oğluydu. Carl Einar. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Lundberg gave his son an alibi. | Lundberg oğluna kefil oldu. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Got him out of the country. | Onu ülke dışına çıkardı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| But this was three years ago. Why now? | Ama bu üç yıl önceydi. Neden şimdi? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| I should have told you. | Size söylemeliydim. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| I did what I thought was best for my daughter. | Kızım için en iyi olanın bu olduğunu düşündüm. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Wouldn't you have done the same? | Siz de aynı şeyi yapmıyor musunuz? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Did Sonja ever mention a man called Tynnes Falk? | Sonja hiç Tynnes Falk isimli birisinden bahsetmiş miydi? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Revenge? Well, we knew it wasn't the money. | İntikam mı? Para için olmadığını biliyordum. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| But who killed Sonja? What about Lundberg's son? The one who raped her? | Ama Sonja'yı kim öldürdü? ya Lundberg'in oğlu? Ya tecavüz eden kişi? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| He'd be the obvious suspect, wouldn't he? Lives up north. | O kesinlikle şüpheli olmalı değil mi? Kuzey de yaşıyormuş. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Stockholm police are with him now. He's got a credible alibi for the last 48 hours | Stockholm polisi onu gözaltına almış. Son 48 saat içinde oldukça inanılır bir mazereti varmış | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| and was devastated when he heard about his father. It's not him. They're 100%. | ve babasının ölümünü duyunca yıkılmış. O değil. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Sonja was raped three years ago. | Sonja üç yıl önce tecavüze uğramış. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| So why... why choose now to kill Lundberg? | Neden şimdi Lundberg'i öldürmeyi seçmiş? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Why wasn't she bothered about being caught? | Neden yakalanmaktan rahatsız olmadı? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| "It doesn't matter any more." | "Artık önemi yok " | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Maybe she wanted revenge so badly, nothing else did matter. | Belki de kötü bir şekilde intikam almak istedi başka bir olay yoktu. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| So why the three year wait? | Neden üç yıl bekledi? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| I'm certain it's got something to do with Falk. | Bunun Falk'la bir ilgisi olduğuna eminim. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Where are we on that Falk search warrant? | Falk'ın arama yetkisi ne durumda? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| It's going to take a day, Kurt. It's Midsummer. | Bir gün sürecek, Kurt. Burası Midsummer. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Where are you going? Falk's apartment. | Nereye gidiyorsun? Falk'un dairesine. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| He's dead, Lisa. So let him sue me. | O öldü, Lisa. Bırak beni dava etsin. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| It's a hollow point bullet. | Bu ucu delikli kurşun. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Dum dum. Would have taken your head off. | Dum dum. Kafanı uçurabilirdi. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| You know, I just tripped on the bloody rug! | Sadece o uğursuz halıya takıldım! | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Clumsy bastard. | Şanslı hergele. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Kurt? You OK? | Kurt? İyi misin? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| There was a notebook here. | Burada bir defter vardı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| It had entries for every night recently. | Son zamanlarda her gece kayıt tutulmuş. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| "Check CM, | "Kontrol BM, | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| "midnight, check CM, 11.45, check CM, midnight," etc. | "geceyarısı, Kontrol BM, 11.45, Kontrol BM, gece yarısı gibi. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| CM? | BM? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Cash machine. The receipts were there too. | Bankamatik. Makbuzları da vardı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Well, it must mean something. | Bunun bir anlamı olmalı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| And there was a picture on the wall over there. | Orada duvarda asılı bir resim vardı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| It was Falk and... another man. | Resim de Falk ve başka bir adam vardı.. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| There was a photograph in your ex husband's apartment. | Eski kocanızın evinde bir resim vardı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Tynnes and another man, skinny, glasses. | Tynnes ve başka bir adam zayıf, gözlüklü. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| It could have been taken abroad. Kristian Suneson. | Yurtdışında çekilmiş olabilir. Kristian Suneson. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| He came to stay with Tynnes a couple of times after we split up. | Biz ayrıldıktan sonra bir kaç kez Tynnes'la kalmaya gelmişti. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| They worked together in Africa. | Afrika'da birlikte çalışıyorlardı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| They designed software systems for large corporations. | Büyük şirketlere yazılım sistemleri kuruyorlardı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Is there anything else you could tell me about him? | Onun hakkında başka söyleyebileceğiniz bir şey var mı? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| I didn't like him. | Onu sevmem. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| He had some very strange ideas. | Tuhaf fikirleri vardı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| I remember he got drunk at a dinner once, | Hatırlıyorum bir keresinde akşam yemeğinde şarhoş olmuştu. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| and launched into a diatribe about the world having reverted to chaos. | Dünyanın eski kaos haline dönüşü ile ilgili şiddetli bir tartışma açmıştı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| The rich raping the poor. | Zenginin fakire tecavüzü. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| The obscenity of the Third World. | Üçüncü dünya terbiyesizlikleri. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Your husband worked in IT, but there was no computer in his apartment. Can you explain that? | Kocanız bilgi işlem teknolojilerinde çalışıyordu, ama dairesinde hiç bilgisayar yoktu. Buna ne dersiniz? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| He rented a room in the basement of his building. | Binanın bodrumunda bir oda kiralamıştı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| He worked down there when he was in the country. | Ülkede olduğunda orada çalışırdı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Sorry, excuse me. | Özür dilerim .Afedersiniz. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Yes? We've found Falk's body. | Evet? Falk'un cesedini bulduk. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Svarte beach. It's not pretty. Someone's hacked off his hands and feet. | Svarte sahilinde. Pek iyi durumda değil. Birisi ellerini ve bacağını doğramış. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| OK. I'll see you there. | Tamam orada görüşürüz. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Sorry, I have to... | Özür dilerim gitmeliyim... | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Thank you very much. If there's anything, I'll... | Çok teşekkür ederim. Eğer bir şey yoksa.. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Why would anyone do that to a dead body? | Neden bir cesede böyle bir şey yaparlar ki? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Let's get him back to the morgue. | Onu morga geri götürün. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| And I need anything we can get on a guy called Kristian Suneson. | Kristian Suneson denilen adama ulaşmak için bir şeylere ihtiyacım var. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Worked with Falk in Africa. | Falk ile birlikte Afrika'da çalışmış. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Martinsson's checking out the basement at his apartment now. | Martinsson'lar şu anda apartmanın bodrumunu kontrol ediyor. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Let's get over there, then. | O zaman oraya gidelim. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Jonas Landahl. Sonja's boyfriend. He had exactly the same set up. | Jonas Landahl. Sonja'nın erkek arkadaşı. Aynı düzenek onda da vardı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| This has gotta be the link between Sonja and Falk, hasn't it? | Sonja ve Falk arasında bağlantı olmalı değil mi? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Look, I'm sorry, but it could take me weeks to crack into something like this. | Üzgünüm, ama benim bunun gibi bir şeyi kırmam haftalarca sürer | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Yeah, we need to get into this. Now. | Evet bunun içine girmeliyiz. Hemen. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Mr Modin? What's he done now? | Bay Modin? Gene ne yaptı? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| That's not why I'm here. | O yüzden buraya gelmedim. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Hiya, Robert. | Merhaba, Robert. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Get your box of tricks. I've got a job for you. | Alet çantanı al. Sana işim düştü. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| So you've stopped hacking into other people's computers, then? | Demek başkalarının bilgisayarlarına saldırmayı bıraktın? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Mostly. That community service stuff. | Çoğunlukla. Halk servisi zımbırtısı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Met loads of people. Bad people, obviously, but... | Bir çok insanla tanıştım. Kötü insanlar da vardı | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| kind of interesting. | Ama ilginçti. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Hi, it's Ella. | Merhaba ben Ella. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Hi. 'Can you talk?' | Merhaba müsait misin?' | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Is it... Are you busy? No, it's fine. | İşin var mı? Hayır,müsaitim. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| 'I, um...' | 'Ben.. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| I had a really nice time earlier. | Çok güzel vakit geçirdim.' | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Me, too. I was going to call you later. | Ben de. Seni daha sonra arayacaktım. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| I'm around tonight, if you wanted to do something. | Bu akşam işim yok, Bir şeyler yapmak istersen. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Yeah... | Olur.. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Is that difficult? | Bu kadar zor mu? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| No, I mean, it would be... good. | Hayır iyi olur demek istedim. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| OK! Um... do you know Vystrom's? | Tamam Vystrom'u biliyor musun? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Vystrom's? On the harbour? Sure. | Vystrom ? Limandaki mi? Evet. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
 English
                                English
                                
                             Turkish
 Turkish