Search
English Turkish Sentence Translations Page 178882
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| You'll be kind to my girls, Miss Sharp? | Kızlarıma iyi davranacak mısınız Bayan Sharp? | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Don't worry. I'll treat them just as sensitively as they deserve. | Endişelenmeyin, onlara hak ettikleri hassasiyeti göstereceğim. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| What is this? It's, uh, | Bu ne? | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| "Potage de mouton � I'Ecossaise. '" | Potage de mouton à I'Écossaise. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Oh, mutton broth. | Koyun etinin suyu. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| What sheep was it, Horrocks? When did you kill? | Hangi koyundu ve neden öldürdün? | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| One of the black faced Scots, Sir Pitt. We killed on Thursday. | Siyah suratlı İskoçlardan Bay Pitt. Perşembe günü kestik. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Did she squeal? Didn't she just. | Ses çıkardı mı? Hayır. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Oh, good. Always improves the flavor, that. | Güzel. Acı çekmesi etin lezzetini etkiliyor. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Oh. "To be honest, dearest Amelia, | "Sevgili Amelia... | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| "Sir Pitt is not what you and I would think a baronet should be. | ...Bay Pitt bildiğimiz baronetlere benzemiyor. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| More ancient stable than ancient fable." | Daha çok eski bir seyis gibi." | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| No lights after 11:;00, you little hussy. | 11 'den sonra ışık yakmak yok küçük şırfıntı. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Go to bed in the dark, | Karanlıkta yat. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| unless you'd like me to come in for your candle every night, hmm? | Tabii her gece şamdanını söndürmeye gelmemi istemiyorsan. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| "All in all, my hopes for the family lie with Sir Pitt's younger son, | "Aile için tüm umutlarım Bay Pitt'in küçük oğluna bağlı. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Captain Rawdon Crawley, who will soon be back from his regiment. '" | Yakında alayından eve dönecek olan Yüzbaşı Rawdon Crawley." | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| I would like... | İspanya'ya gitmek isterdim. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Je voudrais allez en Spain. | Telaffuza dikkat. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| "His brother, Mr. Pitt Crawley, meanwhile, has the charm of an undertaker... | "Kardeşi Bay Pitt Crawley ancak bir ölü kaldırıcı kadar çekici ve... | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| and the humor of a corpse. '" | ...bir cesedin espri anlayışına sahip." | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Uh, Miss Sharp, | Bayan Sharp, | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| I thought you might like to see my pamphlet on the Chickasaw tribes. | Kızılderili kabileler için yazdıklarım hoşunuza gider diye düşündüm. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| I swear, Mr. Crawley, you must be a mind reader. | Yemin ederim Bay Crawley, insanın aklını okuyorsunuz. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| For there is no subject of more interest to me. | Beni daha fazla ilgilendiren hiçbir konu yok. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| "You'll be happy to hear I've found a way to make myself indispensable to Sir Pitt. | "Bay Pitt için vazgeçilmez biri haline gelmem seni mutlu edecektir. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| There is to be a visitor at Humdrum Hall. '" | Bunalım Sarayı'na bir ziyaretçi bekleniyor." | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Please! Be careful with that. | Lütfen ona dikkat edin. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| "Sir Pitt has a half sister as rich as Croesus, | "Bay Pitt'in Karun kadar zengin... | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| whom, or should I say which, he adores. '" No! No, no! | ...bir üvey kız kardeşi var ve ona tapıyor." Hayır! | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| No, no, no, no! She's organizing those! | Hayır, onları organize ediyor! | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Stupid wench! | Salak hizmetçi. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| "And now he is all of a dither to make the house ready to receive her. '" | "Şimdi evi hazırlatma telaşında." | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Up! Up, up, up! | Yukarı! | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| "We are quite a party. | "İyice kalabalıklaştık. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| "Mr. Pitt's intended, LadyJane Sheepshanks, has arrived with her mother, | Bay Pitt'in nişanlısı Leydi Jane Sheepshanks... | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| "the old Countess of Southdown, whom Sir Pitt detests. | ...annesiyle birlikte geldi. Bay Pitt'in nefret ettiği yaşlı Southdown Kontesi. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| "I promise you, dearest Amelia, that by the time I have finished, Hmm. | Söz veriyorum sevgili Amelia, buradaki işimi bitirdiğimde... | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| "The old man will have a very proper sense of the merits ofhis latest employee. | ...yaşlı adam, gerçek değerimi anlayacak. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| I will bring order from chaos and light from darkness. '" | Kaostan düzen, karanlıktan ışık yaratacağım." | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Quickly now! Sorry, sir. | Acele edin. Üzgünüm efendim. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| By Heaven! | Tanrı adına! | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Miss Becky, we don't deserve you. | Bayan Becky, sizi hak etmiyoruz. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Steady now.! Steady.! Steady.! | Dur! Dur! | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| "They say Miss Crawley means to leave her fortune to Captain Rawdon Crawley, | "Bayan Crawley'in servetini Yüzbaşı Rawdon'a bırakacağı söyleniyor. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| who will accompany her for thejourney. '" | Yolculukta da ona eşlik ediyor." | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| I see Pitt's intended is among the guests. They'll be after you to marry next. | Pitt'in nişanlısı da burada. Şimdi seni evlendirmeye çalışacaklar. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Oh, Aunt Tilly, how could I, when my heart belongs to you? | Tilly Hala, kalbim sana aitken nasıl evlenebilirim? | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Matilda! Wicked boy! | Matilda. Ahlaksız çocuk! | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Brother. You know Lady Southdown, I think, | Kardeşim. Leydi Southdown ve | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| and her daughter, LadyJane. | kızı Leydi Jane'i tanıyorsun. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Aunt Matilda, on behalf of the entire Crawley... | Matilda Hala, tüm aile adına... | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Keep your toadying till I get to a fire. | Ateşe yaklaşmadan çeneni açma. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| You can suck up all you wish once I'm warm. | Ben ısındıktan sonra içini dökersin. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Well, that's put us in our place. | Bizi yerimize oturttu. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| We may have the titles, Mama, but Miss Crawley has the money. | Bizim asaletimiz olabilir anne ama para Bayan Crawley'de. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Mm, and don't we know it. | Sanki bilmiyoruz. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Put the trunk inside.! | Sandığı içeriye koy. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Now, Miss Becky, | Şimdi Bayan Becky, | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| this is my younger son, Rawdon. | bu küçük oğlum Rawdon. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| And mind you stay clear ofhis fluttering lashes. | Titreyen kirpikleri ve çekiciliğinden uzak durmaya bakın. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| He breaks hearts for a hobby, but... | Hobisi kalp kırmaktır ama | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| he's a soldier through and through. | sapına kadar askerdir. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| I'm warned. Mm hmm. | Uyarılmış oldum. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| You must be bored as a brick down here. | Burada sıkıntıdan patlıyorsunuzdur. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| I have your father and brother for company. | Babanızla kardeşinizin dostluğu var. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Precisely. | İyi ya işte. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Not a great many laughs in Miss Crawley, I can tell you. | Pek fazla kahkaha duyulmadığından eminim. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| I seem to remember anchovy paste is a favorite delicacy of yours, Aunt Tilly. | Balık ezmesini çok sevdiğinizi hatırlar gibiyim Tilly Hala. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| But not for do... doggies. | Ama köpekler için değil. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| I don't agree. I suspect she's the quickest wit in the room. | Katılmıyorum. En keskin zekalı o. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| No, no, no. I mean my brother, not my aunt. | Kardeşimi kastettim, halamı değil. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| They used to call him "Miss Crawley" at Eton. | Eton'da ona "Bayan Crawley" derlerdi. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Go on. Admit it. | Kabul edin. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| He looks a little underweight. He's the dullest dog in shoe leather. | Kardeşim kafasız ve duygusuz köpeğin biri. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Really, Captain Crawley. | Gerçekten mi Yüzbaşı Crawley? | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Are you trying to steer me towards an indiscretion? | Amacınız beni düşüncesiz davranmaya yöneltmek mi? | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Would you like me to? | Denememi ister misiniz? | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| No man has managed it yet. | Şimdiye kadar hiçbir erkek bunu başaramadı. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| What was that? Nothing. A false note. | Neydi o? Hiç. Yanlış bir nota. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Don't waste your time, Miss Sharp. | Zamanınızı boşa harcamayın Bayan Sharp. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| All foreign languages are ancient Greek to my sisters. | Yabancı diller onlara eski Yunanca gibi gelir. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| And they always will be if they're not spoken before them. | Yanlarında konuşulmazsa öyle olur. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| I quite agree, Miss Sharp. What a treat to find someone cultured in this house. | Aynı fikirdeyim Bayan Sharp. Bu evde kültürlü birini bulmak ne büyük zevk. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Vous parlez bien. Merci. My mother was French. | Annem Fransızdı. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| A French mother? | Fransız bir anne mi? | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Now, that's altogether too romantic for a governess. | Bir mürebbiye için fazla romantik. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Who was she? Have you heard of the Montmorencys? | Anneniz kimdi? Montmorancy'leri duydunuz mu? | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Who has not? | Kim duymamıştır ki? | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| So, you're an impoverished aristocrat. | Demek fakir düşmüş bir aristokratsınız. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Pity. I had you down for an adventuress. | Yazık. Bir maceraperest olduğunuzu düşünmüştüm. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| And are they mutually exclusive? | Biri diğerine engel mi? | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Oh, please tell me there's something disreputable in your past. | Lütfen geçmişinizde itibarsız bir şey olduğunu söyleyin. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Well, my father was an artist. | Pekala, babam bir sanatkardı. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Ah, that's better. A starving one, I hope. | Bu daha iyi. Açtı umarım. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Absolutely ravenous. | Kesinlikle kurt gibi aç. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Who's ravenous... besides me? | Benden başka kim kurt gibi aç? | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Horrocks? When's dinner? Any minute now, Sir Pitt. | Horrocks, yemek ne durumda? Neredeyse hazır Bay Pitt. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Good. I'd best excuse myself. | Güzel. Ben çekilsem iyi olacak. | Vanity Fair-1 | 2004 | |
| Is Miss Sharp not to dine with us? Well, don't ask me. Ask Pitt. | Bayan Sharp bizimle yemiyor mu? Bana sorma. Pitt'e sor. | Vanity Fair-1 | 2004 |