Search
English Turkish Sentence Translations Page 177949
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Beloved one... | Sevgilim, bir tanem... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Miyagi. | Miyagi. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I'm sorry I was gone so Iong. | Bu kadar uzun sürdüğü için üzgünüm. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I knew you'd be worried. | Endişeleneceğini biliyordum. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I'm so happy to see you're aII right. | İyi olduğuna çok sevindim. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Genichi? | Genichi? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| He's asIeep. | Uyudu. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Let me hoId him. | Uyandırsana. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Genichi, I'm back. | Genichi, geri döndüm. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Daddy's back. Let me hoId you. | Baban geri döndü. Dur sana sarılayım. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I wanted to bring back nice presents, | Güzel hediyelerle dönmek isterdim... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| but this is aII I have. | ...ama elimde kalanların hepsi bu. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I made a terribIe mistake! | Çok kötü bir hata yaptım! | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Don't say another word, dear. You've come back safe and sound. | Tek kelime daha söyleme, hayatım. Sonunda sağ salim geri döndün. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I reaIize now how right you were. My mind was warped. | Ne kadar haklı olduğunu şimdi anladım. Aklım çok karışmıştı. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Let's not speak of it anymore. | Artık bunları konuşmayalım. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I have some sake ready. | Hazırda biraz sakemiz var. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| And there's stew ready in the pot. | Ve biraz da yahnimiz var. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I feeI so reIieved. | Kendimi rahatlamış hissediyorum. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Sake's never tasted so good. | Sake'nin tadı hiç bu kadar güzel gelmemişti. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| It's so peacefuI here. | Burası huzur dolu. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Come, Genichi. I'II put you to bed. | Gel, Genichi. Seni yatağına yatırayım. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I haven't had a moment's peace since I Ieft, | Ayrıldığımdan beri bir an bile huzurum olmadı... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| but I'm home at Iast. | ...ama sonunda evimdeyim. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Hey, is someone in there? Lpen the door! | Hey, içeride kimse var mı? Kapıyı açın! | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Is someone in there? Lpen up. | İçeride kimse var mı? Açın. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| ViIIage chief! | Köy şefi! | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Genjuro! You're back? | Genjuro! Döndün mü? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Thank you for your kindness in my absence. | Yokluğumda gösterdiğiniz yardımseverlik için teşekkür ederim. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| There you are, my boy! | İşte buradasın, evladım! | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I was so worried not knowing where you'd gone. | Nereye gittiğini bilemeyince çok endişelenmiştim. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I'm so reIieved. | Şimdi içim rahatladı. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| The boy must have heard you were back. | Geri döndüğünü duymuş olmalı. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Are you dreaming? | Rüya mı görüyorsun? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Miyagi was kiIIed by soIdiers of the defeated army. | Miyagi, bozguna uğrayan askerler tarafından öldürüldü. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| KiIIed? | Öldürüldü mü? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| She'd have been so happy to see you back safe and sound. | Sağ salim geri döndüğünü görseydi eminim o da çok sevinirdi. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| MercifuI Buddha... | Merhametli Buddha... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Ever since she died, | O öldüğünden beri,... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I've been Iooking after your boy in my house. | ...oğlunla ben ilgileniyordum. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I was so afraid when he disappeared Iast night. | Dün gece ortadan kaybolunca çok korktum. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| The bond between parent and chiId is strong indeed. | Anne baba ile çocukları arasındaki bağ gerçekten çok kuvvetli. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| But how couId he have known you'd returned? | Ama senin döneceğini nereden bilebilir ki? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| To hell with these things! | Hepsinin canı cehenneme! | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I toId you so, but you were too stupid to Iearn except through misfortune. | Sana söylemiştim ama sen başına bir felaket gelmeden anlamayacak kadar aptaldın. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| The war drove us mad with ambition. | Savaş bizi hırslandırıp delirtti. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Don't Iet my suffering be in vain. | Bu vicdan azabının boşa gitmesine izin verme. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| PuII yourseIf together and work hard. | Kendini topla ve sıkı çalış. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Why did you have to die? | Neden ölmek zorundaydın? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Why did you have to die, Miyagi? | Neden ölmek zorundaydın, Miyagi? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| l did not die. | Ölmedim. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| l am at your side. | Senin yanındayım. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Your delusion has come to an end. | Saplantılarının bir sonu geldi. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| You are again your true self, in the place where you belong. | Tekrar kendin oldun, ait olduğun yerdesin. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Your work is waiting... | İşin seni bekliyor... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| What a beautiful shape! | Ne kadar harika bir şekil! | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Helping you spin the wheel is my greatest pleasure. | Tekeri çevirirken sana yardımcı olmak benim en büyük zevkimdi. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| How l long to see it when it's baked! | Pişerken görmek için uzun süre başında beklerdim. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| The firewood is cut and ready. | Odunlar kesildi ve hepsi hazır. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| The rampaging soldiers are gone. | Artık gözü dönmüş askerler yok. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| So make your wonderful pottery in peace. | Bu yüzden çömleklerini huzur içinde yapabilirsin. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| So many things have happened. | Pek çok şey yaşadık. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| You've finally become the man l had hoped for. | Sonunda olmanı ümit ettiğim adam haline geldin. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| But alas... | Ama yazık ki... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| l am no longer among the living. | ...ben yaşayanların arasında değilim. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| l suppose such is the way of the world. | Sanırım dünyanın düzeni böyle. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| You must be tired. Rest a bit. | Yorulmuş olmalısın. Biraz dinlen. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Have some, Genichi. It's good. | Biraz alsana, Genichi. Güzeldir. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Eat it whiIe it's hot. | Sıcakken yemelisin. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Genjuro, eat before it gets coId. | Genjuro, soğutmadan ye. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| This film is a new refashioning of those fantasies. | Bu film, hikayedeki fantezilerin yeni bir üslupla ele alınmasıdır. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| What could that be? | Bu ne olabilir? | Ugetsu-2 | 1953 | |
| I need to sell all this before the fighting starts. | Bunların hepsini bir sorun çıkmadan satmam gerek. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| Can you sell it in Nagahama? Yes. | Nagahama'da satabilecek misin? Evet. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| No telling what Iawless soldiers are capable of. | Başıbozuk askerlerin neler yapabileceklerini söylememe gerek bile yok. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| Besides, you must stay and take care of Iittle Genichi. | Ayrıca senin burada kalıp küçük Genichi ile ilgilenmen gerek. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| What a samurai you'll make! Crazy fool! | Senden ne samuray olur ya! Seni ahmak! | Ugetsu-2 | 1953 | |
| Ambition must be boundless as the ocean. | Hırsı okyanuslar kadar sınırsız olmalı. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| Dreamer! You can't even handle a sword. | Hayalperest! Sen bir kılıcı bile tutamazsın. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| Stick to your trade or you'll regret it. | Mesleğine sarıl yoksa ileride çok pişman olacaksın. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| Just wait until I'm rich. | Ben zengin olana kadar bekle. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| Genjuro, please take me with you. | Genjuro, lütfen beni de yanına al. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| Still at it? Forget your foolish dreams. | Sen hala vazgeçmedin mi? Aptalca hayallerini bir kenara bırak. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| Let me pull the cart. Stop it, you fool! | Arabanı çekmeme izin ver. Bırak onu, seni aptal! | Ugetsu-2 | 1953 | |
| He's delusional. | Artık saplantı haline geldi. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| A Iittle money inflames men's greed. | Azıcık bir para bile insanların açgözlülüğünü ateşler. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| You tell Genjuro that when he returns. | Bunu döndüğünde Genjuro'ya da anlat. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| Just feel it. | Sadece hisset. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| That's what I call trade! Now you understand? | İşte ben buna ticaret derim! Şimdi anladın mı? | Ugetsu-2 | 1953 | |
| I tried to stop him, but he followed the samurai. | Onu durdurmayı denedim ama Samuray'ın peşinden gitti. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| Let me be your vassal! | Köleniz olmama izin verin! | Ugetsu-2 | 1953 | |
| I'll serve you faithfully unto death! | Ölene kadar size sadakatle hizmet ederim! | Ugetsu-2 | 1953 | |
| Accept a beggar as a vassal? Get some armor first! | Bir dilenciyi köle olarak kabul etmek mi? Önce kendine bir zırh bul! | Ugetsu-2 | 1953 | |
| Get yourself armor and a spear! | Kendine zırh ve mızrak bul! | Ugetsu-2 | 1953 | |
| It's Iike the Bon festival and New Year's rolled into one. | Bon festivali ile yeni yılın bir karışımı gibi oldu. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| For years I've wanted to buy you a kimono but couldn't afford it. | Yıllardır sana bir kimono almayı istemiştim ama alacak gücüm yoktu. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| Now I finally can! | Sonunda alabildim. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| I need nothing else as Iong as you're with me. | Yanımda olduğun sürece başka hiç bir şeye ihtiyacım yok. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| Dried fish, oil, flour, arrowroot and rice cakes. | Kurutulmuş balık, yağ, un, dua çiçeği ve pirinç topakları. | Ugetsu-2 | 1953 | |
| Well, Daddy must work. | Babanın çalışması gerek. | Ugetsu-2 | 1953 |