Search
English Turkish Sentence Translations Page 152844
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Three teams are working on it. | Üç ekip üzerinde çalışıyor. Üç takım üzerinde çalışıyor. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| They promised it'll be done before we leave Spacedock. | Uzay limanından ayrılmadan bitireceklerine söz verdikler. Biz Spacedock'tan ayrılmadan bitireceklerine söz verdikler. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| I've got to start integrating them into the power grid. | Güç şebekesine entegre etmeye başlamalıyım. Onları güç kontolüne entegre etmeye başlamalıyım. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Let's go. | Hadi gidelim. Hadi gedelim. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Is there going to be some kind of service? | Herhangi bir merasim olacak mı? Bir çeşit servis olacak mı? | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| For Lizzie? | Lizzie için mi? Lizzie için? | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| If you're talking about a funeral, it's pointless when there's nothing left. | Eğer cenazeden bahsediyorsan geriye bir şey kalmadığında manasız olur. Eğer defin işleminden bahsediyorsanız, geriye bir şey kalmadığında bu saçma olur. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| I guess I was talking about a memorial. My sister wasn't big on memorials. | Anma töreninden bahsediyordum. Kız kardeşim anılarda büyük değildi. Sanırım, ben abideden bahsediyorum. Kız kardeşim adide de büyük değildi. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| I read there was a day of remembrance for the victims a couple of months ago. | Bir kaç ay önce kurbanlar için bir anma günü olduğunu okumuştum. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| I'm sorry you missed it. | Kaçırdığın için üzgünüm. Onu kaçırdığın için üzgünüm. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Why are you so obsessed with memorials? | Anma törenlerine niye bu kadar kafayı taktın? Abideler konusunda neden takıntılısınız? | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| I'm not obsessed. She's dead. | Kafayı takmadım. Kız kardeşim öldü. Hayır değilim. O öldü. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| So are seven million others. | Diğer yedi milyon insanla beraber. Diğer yedi milyon insan da. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| She was no more important than any of them. | Kardeşim diğerlerinden önemli değildi. Kardeşim diğer o insanların hiç birinden daha önemli değildi. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| She was more important to you. | Senin için daha önemliydi. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| There's nothing wrong with admitting that. | Bunu kabul etmekte hiçbir yanlışlık yok. Bunu kabul etmekte bir yanlışlık yok. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| I'm getting real tired of you telling me what I can and can't do. | Neler yapıp yapamayacağımı söylemenizden gerçekten usandım. Size neler yapabilip yapamayacağımı söylemekten gerçekten yoruldum. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| And I don't need you to remind me that Elizabeth was killed. | ve Elizabeth'in öldürüldüğünü hatırlatmanıza da gerek yok. Ve sizin bana Elizabeth'in öldürüldüğünü hatırlatmanıza gerek yok. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| So just let it alone. | Bu yüzden rahat bırakın. Bu yüzden sadece yalnız bırakın. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Maybe you should pay more attention to upgrading your weapons. | Belki de silahların geliştirilmesine daha fazla dikkatini vermelisin. Belki de silahlarınızın geliştirilmesine daha fazla önem vermelisiniz. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| So you can blow the hell out of these bastards when we find them. | ve o piçleri bulduğumuzda cehennemi başlarına yıkasın. Onları bulduğumuzda o piçlere ateş püskürebilirsiniz. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| With all due respect, Admiral, what is the point in me watching this? | Tüm saygımla Amiralim ama bunu seyrettirmenizde ki amacınız nedir? Amiral, affınıza sığınarak, bunu izlemekteki amaç nedir? | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Is it to frighten me, make me change my mind... | Beni korkutması ve fikrimi... Beni korkutmak mı, Bu görevi yürütmek hakkında | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| about commanding this mission? | ...değiştirmesi mi gerekiyor? fikrimi değiştirmek mi? | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| It's important for you to see what you'll be facing. | Neyle karşı karşıya kalacağınızı görmeniz için önemli. Size ne ile yüzleşeceğinizi göstermek önemli. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| The Vaankara was in the Delphic Expanse... | Vaankara'dan Dephic bölgesine gireli.. Bizim acı çağrıyı aldığımız iki günden az zamanda... | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| This transmission arrived six hours later. | Bu ileti altı saat sonra ulaştı. Bu aktarma altı saat sonra ulaştı. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Less than an hour later, the Vaankara was destroyed. | Bir saat kadar sonra Vaankara yok edildi. Sonraki bir saatten az sürede, Vaankara yok edildi. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| There was no indication of a malfunction or an attack. | Herhangi bir arıza ya da saldırı belirtisi yoktu. Herhangi bir arıza belirtisi ya da saldırı olmadı. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Are you suggesting the crew was responsible? | Mürettebatın sorumlu olduğunu mu öne sürüyorsunuz? Müretteatın sorumlu olduğunu mu söylüyorsunuz? | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| I'm suggesting you reconsider this mission. | Bu görev için yeniden düşünmeni tavsiye ediyorum. Bu görevi yeniden düşünmeni öneriyorum. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| I need to speak with you, T'Pol. | Seninle konuşmam gerek T'pol. T'Pol, seninle konuşmam lazım. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| If all goes well, you'll be able to return to your duties on Earth... | Eğer her şey yolunda giderse, Dünyada ki görevine 1 yıl içinde... Eğer her şey yolunda giderse, 1 yıl içindeki Dünya görevleri için... | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| within a year. That is, if you're still interested. | ... geri dönebilirsin. Tabi halen ilgilenirsen. ....geri dönebileceksiniz. Eğer siz bununla hala ilgileniyorsanız. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| You haven't been back to Vulcan for some time. | Vulcan'a bir süredir geri dönmedin. Vulcan'a bir süredir dönmediniz. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| You may find your assignment at the Ministry of Information refreshing. | Haber alma Bakanlığında ki görevini dinlendirici bulabilirsin. Belki Bilişim Bakanlığında yenileme için görevinizi bulabilirisiniz. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| I don't understand why I can't stay in San Francisco. | Neden San Francisco'da kalamayacağımı anlamadım. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| You've spent far too much time with humans. | İnsanlarla birlikte çok fazla zaman geçirdin. İnsanlarla oldukça çok zaman geçirdiniz. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| It would be best if you return home for a while. | Bir süreliğine evinde kalman senin için çok iyi olacaktır. Eğer eve bir süreliğine geri dönerseniz, bu en iyisi olacaktır. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| You thought it crucial to place a Vulcan on Enterprise... | Altılganın ilk görevinde bir Vulcan'lının olmasının da... Birinci görev boyunca, Vulcan olarak Atılgan'da yer almanın | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| during its first mission. Why not now? | ...çok önemli olduğunu düşünüyordunuz. Şimdi neden değil? çok önemli olduğunu düşündünüz. Şimdi neden değil? | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| You were there to provide logic to a crew of humans... | Daha hazır olmadan ayrılmakta ısrar eden... Daha hazır olmadan ayrılmakta ısrar eden insan mürettebat | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| who insisted on leaving before they were ready. | ... insanlara mantık aşılamak için yanlarındaydınız. için mantık sağlamak için oradaydınız. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| But logic can't help them inside the Delphic Expanse. | Ama Delphic bölgesinde mantık onlara yardım edemez. Ama Delphic Expanse'nin içinde mantık onlara yardım edemeyecek. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Can you be certain of that? The High Command was quite specific. | Bundan emin olabilir misiniz? Yüksek komuta oldukça kesindi. Bundan emin olabilir misiniz? Yüksek komuta oldukça belirgindi. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| You're to return to Vulcan. | Vulcan'a geri dönüyorsunuz. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| I believe that should be my decision. | Benim karar vermem gerektiğine inanıyorum. Bunu benim kararım olması gerektiğine inanıyorum. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| This is not a matter of choice. | Bu bir seçim meselesi değil. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Defying the High Command would mean... | Yüksek Komuta'ya karşı çıkmanız demek... Yüksek Komuta'ya karşı çıkmanız, | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| immediate dismissal. You know that. | ...derhal kovulmanız anlamına gelir. Bunu biliyorsun. derhal kovulmanız demek. Bunu biliyorsunuz. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Soval agreed to let us take her back to Vulcan, if it's all right with you. | Sizin için de uygunsa, Soval onu Vulcan'a götürmemizi kabul etti. Sizin için de uygunsa, Soval onu Vulcan'a göndermemizi onayladı. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| It's not that far out of your way. How's that last refit team doing? | Rotanızın çok uzağında değil. Son tamir ekibinin durumu nedir? Sizin yolunuzun çok dışında değil. Yeniden donatma ekibinin durumu nedir? | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Scheduled to be done by 0600. | Programa göre saat 6 gibi bitiyor. Planlara göre saat 6 gibi biter. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| I could tell you there are a lot of people counting on you. | Size güvenen bir sürü insan olduğunu söyleyebilirim. Size güvenen bir sürü insan olduğunu hatırlatabilirim. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| But I don't need to do that, do I? No, sir. | Ama benim buna ihtiyacım yok, değil mi? Hayır efendim. Ama benim buna ihtiyacım yok değil mi? Hayır efendim. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Good luck, Jon. | Başarılar Jon. Başarılar, Jon. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Have they gone to Warp? Not yet. | Warp'a girdiler mi? Daha değil. Warp'a girdiler mi. Hayır daha değil. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Charge weapons... | Silahları doldurun... | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| and prepare to bring them online. | ...ve hazırda bekleyin. ...ve onları kullanıma hazırlayın. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| It's bad enough one of us is up in the middle of the night. | Bizden birinin gecenin bir yarısında kalkması yeterince kötü. Bizden birinin gece yarısı kalkması yeterince kötü. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| How's Porthos holding up? | Porthos nasıl dayanıyor? Porthos nasıl tutuyor? | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| If no people have returned from the Delphic Expanse... | Eğer Delphic bölgesinden kimse dönmezse.. Eğer Delphic Expanse'den kimse dönmeseydi | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| I doubt any dogs have. | Köpeklerin dayanacağından şüpheliyim. Hiç bir köpeğin sahip olmayacağına şüpem yok. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| He must be doing better than we are. He's fast asleep. | Bizden daha iyi dayanıyordur. Hızlı uyuyor. Bizim yaptığımızdan daha iyi yapmalı. Hızlı uyuyor. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| You picked a new science officer? No. | Yeni bir bilim danışmanı seçtin mi? Hayır. Yeni bir bilim danışmanı mı aldın? Hayır | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| You're gonna miss her, aren't you? | Onu özleyeceksin, değil mi? Onu özleyeceksin değil mi? | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| When they first assigned her, I felt like strangling Soval. | Onu buraya ilk atadıklarında, Soval'ı boğuyormuş gibi hissettim. Onlar Soval'ı ilk görevlendirdiklerinde onu boğuyormuş gibi hissettim. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| She does kind of grow on you. | Sana zamanla sana ısındı. O seninle büyüdü. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| I would think you'd be the first one to show her to the airlock. | Ona kapıyı gösteren ilk kişi olacağını düşünmüştüm. Senin ona kabini gösteren ilk kişi olacağını düşünmüştüm. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| To Henry Archer. | Henry Archer'a. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| I wonder what he'd think if he knew his engine... | Onun motorlarının insan ırkını kurtarmaya... Eğer makinasının insan ırkını korumaya... | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| When I got this job... | Bu işi aldığımda... Bu işi ilk aldığımda... | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| commanding the first Warp 5 ship was as big a responsibility... | ... ilk warp 5 hızında ki gemiyi komuta etmek... ...gemiyi Warp 5'a götürmek | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| as I could have imagined. | ...hayal edebileceğim kadar büyük bir sorumluluktu. hayal edebileceğim kadar büyük bir sorumluluktu. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Then, we began running into so many... | Sonra, bir çok kötü adamın peşinden... Sonra... | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| and I had to start thinking more about the safety of 83 people. | 83 kişinin güvenliğini daha fazla düşünmem gerekti. Ve 83 insanın güvenliğini daha fazla düşünmem gerekti. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| And now the stakes have gotten a lot bigger. | Şimdi risk çok daha fazla. Ve şimdi tehlike çok daha büyük. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Weight of the world, Trip. | Dünyanın ağırlığı Trip. Dünyanın ağırlığı, Trip. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Literally. | Abartısız. Harfi harfine. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| I can't wait to get in there, Captain. | Oraya girmeyi bekleyemem Kaptan. Kaptan, Oraya gitmeyi bekleyemem. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Find the people who did this. | Bunu yapan kişileri bul. Bunu yapan daha fazla insan bul. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| And tell me we won't be tip toeing around. | Ve bölgede sessiz kalacağımızı söyleme. Ve bana etrafında sessizce yürümeyeceğimizi söyle. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| None of that non interference crap T'Pol always shoves down our throats. | Hiç karışmama saçmalığı ile T'pol her zaman ümüğümüzü sıkıyor. Bu karışmama hiçbiri bokdan olmadı. T'Pol boğazlarından zırvalıyorlar dedi. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Maybe it's a good thing she's leaving. We'll do what we have to, Trip. | Belki de ayrılması bizim için iyi birşey. Yapmak zorunda olduğumuzu yapacağız, Trip. Belki ayrıldığını düşünmek iyi olur. Trip, yapmak zorunda olduğumuzu yapacağız. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Whatever it takes. | Neye malolursa olsun. Sonucu ne olursa olsun. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| It's Duras. | Bu Duras. Ben Duras. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| You wanted to test the new torpedoes. What yield? | Yeni torpidoları test etmek istemiştin. Hangi güçte? Yeni torpidoları test etmek istediniz. Verim nedir. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Start low. We just want to get them off our backs. | Düşük ile başla. Sadece arkamızdan gitmelerini istiyoruz. Yavaş başla. Sadece başarılı bir şekilde arkamızda tutmak istiyoruz. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| What was that? Antimatter warheads. | Bu da neydi? Anti madde savaş başlıkları. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Increase shielding and target their weapon ports. | Kalkanları güçlendir ve silah sistemlerine hedef al. Korumayı artırarak onların silahlarını hedefle. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| They're still on our backs, sir. Bring the yield up, 50%. | Hala bizim arkamızdalar efendim. Gücü yüzde 50 artır. Hala bizim arkamızdalar efendim. Verimi artır., 50%. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| I told you to target the weapon ports! Their hull plating's been enhanced. | Silah sistemlerine ateş etmeni söylemiştim. Sana silah mevzilerini hedeflemeni söyledim. Zırhlarını güçlendirmişler. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Our Warp drive is failing. | Warp sürücümüz arızalandı. Warp'a girişimiz düşüyor. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| They're dropping to impulse. Stand down weapons, sir? | İtici güce düşüyorlar. Silahları beklemeye alayım mı efendim? Hareketlerini düşürüyorlar. Silahları geri çekiyorum. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| How long will it take them to repair their engines? | Motorlarını tamir etmeleri ne kadar sürer? Makinalarını tamir etmeleri ne kadar zaman alacak? | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Impossible to determine. Give me an educated guess. | Bunu belirlemek imkansız. Doğru bir tahminde bulun. Bunu bilmek imkansız. Etkin bir tahmin yap. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Three hours, possibly more. | Üç saat, muhtemelen daha fazla. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| What's our speed? Warp 3, sir. | Hızımız nedir? Warp 3 efendim. Hızımız nedir? Warp 3, efendim. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| Go to 4.5. | 4.5 'e çıkın. | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 | |
| If we can make it to Vulcan space before they get their engines back... | Motorlarını tamir etmeden önce Vulcan'a varabilirsek... Eğer makinalarını tamir etmeden önce onları Vulcan alanına çekebilirsek | Star Trek: Enterprise The Expanse-1 | 2003 |