Search
English Turkish Sentence Translations Page 152539
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| based on nothing more than your job. | ...sizi yargılayabimesi ne kadar hayret verici. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Yeah. Mrs O'Brien said that Mardah should try to get her stories published. | Evet. Bayan O'Brien Mardah'ın hikayelerinden bazılarını... | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Poetry? You write poetry? | Şiir mi? Sen şiir mi yazıyorsun? | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Sort of. Not really. | Sayılır. Tam olarak değil. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Now who doesn't have enough faith in themselves? | Şimdi kimin kendine yeterince güveni yokmuş. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| He writes some of the most beautiful things I've ever read. | Şimdiye kadar okuduğum en güzel şeyleri yazıyor. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| That's what won me over. | Bu şekilde dostluğumu kazandı. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| His poetry? | Şiiriyle mi? | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| And the way he plays dom jot. You play dom jot? | Ve dom jot oynamasıyla. Dom jot mu oynuyorsun? | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Oh, your son is quite the hustler. A hustler? | Senin oğlun sıkı bir dolandırıcı. Dolandırıcı mı? | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Why don't I see how dessert's coming? | Neden tatlının hazır olup olmadığına bakmıyorum? | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| but there's more to him than that. | ...ama onda çok daha fazlası var. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| I'm beginning to realise that myself. | Ben de yeni anlamaya başlıyorum. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| I care about him very much. | Onu çok önemsiyorum. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| It's over here. | Burada. İşte bu. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| We tried to run an analysis, | Analiz etmeye çalıştık, fakat bilgisayar hiç bir şey çıkaramadı. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| This is the drug the boy's addicted to? | Çocuğun bağımlısı olduğu ilaç bu mu sence? | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| The Founders would have kept a supply of the enzyme aboard his ship. | Kurucular gemide enzim bulundurmuş olabilirler. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Hopefully Dr Bashir can determine if this is it. | Umarım Dr. Bashir enzim olup olmadığını saptayabilir. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Why would they engineer someone to be addicted to a certain chemical? | Neden belli bir kimyasala bağımlı kişiler yaptıklarını hala anlamıyorum. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| It's another way of insuring the loyalty of the Jem'Hadar to the Founders. | Sanırım, Jem'Hadar'ın Kuruculara bağımlılığını garantilemenin başka bir yolu. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| If your soldiers are addicted to a drug | Askerlerini kopyalanmasının mümkün olmadığı bir ilaca bağımlı yapar ve... | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| that gives you control over them. | ...bu sana onlar üzerinde büyük bir kontrol kabiliyeti sağlar. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Seems a pretty cold blooded thing to do. | Görünüşe göre bunu yapmak için oldukça soğukkanlı olmak gerekiyor. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| My people don't have blood, Chief. | Benim halkımda kan yoktur, şef. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| I believe this tube delivers the chemical agent into the carotid artery. | Bu tüpün damar içi yolla doğrudan boyun arterine... | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| How large a dose is required? I'm not sure yet. | Ne kadar doz yapılmalı? Henüz emin değilim. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| This supply could last for a week, a month or even a year. | Bu tüp, bir hafta, bir ay, belki de bir yıl yetebilir. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| I'll have to experiment to find the right dosage. | Doğru dozu bulmak için testler yapmam gerekecek. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| We'll start with two milligrams. Let me know if you feel uncomfortable. | Pekala, dakikada 2 miligramla başlayacağız. Rahatsız olursan haber ver. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| His heart rate is slowing, | Kalp atım hızı yavaşlıyor. Sinir iletim aktivitesinde bir miktar artış var ve... | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| and his cortical impulse readings are levelling out. | ...kortikal dürtü değerleri düzeliyor. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Let's try three cc's. | 3 cc deneyelim. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| We can hold it there for now. | Şimdilik bu değerde tutalım. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| You should rest now. We'll talk later. I'll be in my quarters. | Şimdi dinlenmelisin. Sonra tekrar konuşuruz. Ben odamda olacağım. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| I want to go with you. The doctor will take care of you. | Seninle gelmek istiyorum. Seninle doktor ilgilenecek. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| I want to stay with you. | Seninle birlikte kalmak istiyorum. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| He doesn't have to stay here as long as I can monitor his condition regularly. | Durumunu düzenli olarak izleyebildikten sonra burada kalmasına gerek yok. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Well, it seems I have my first houseguest. | Görünüşe göre ilk misafirim sen olacaksın. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| You can change into any of these objects? | Yani bu nesnelerin herhangi birine dönüşebiliyor musun? | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| With varying degrees of success. | Evet. Fakat başarı dereceleri değişiyor. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Some forms are more difficult to emulate than others. | Bazı biçimlere benzemek diğerlerinden çok daha zor. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Like what? Like this one. | Ne gibi? Bunun gibi. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| As you can see, I haven't mastered the humanoid face. | Gördüğün gibi, insansı yüzünü taklit etmekte ustalaşamadım. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| I've found it to be quite challenging. | Bunu yapmak oldukça zor. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Why do you want to look like a humanoid? | Neden bir insansı gibi görünmek istiyorsun? | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| You're better than they are. You're a changeling. | Sen onlardan daha üstünsün. Sen bir değişkensin. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| That doesn't make me better, just different. | Bu beni daha üstün yapmaz, sadece farklı yapar. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| But I know in here that I am inferior to you. | Fakat içten içe senin benden daha üstün bir varlık olduğuna inanıyorum. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| But everyone else here is inferior to me. | Ben de buradaki herkesten üstün bir varlığım. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| That may be what your instincts tell you, | Hayır. Belki de içgüdülerin sana bunu söylüyordur,... | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| but it's not true. No one on this station is better than anyone else. | ...ama bu doğru değil. Bu istasyondaki hiç kimse diğerinden üstün değil. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| We're all equal. | Hepimiz eşitiz. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Then I must be at fault, | Öyleyse ben yanılıyor olmalıyım... | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| because I know that you cannot be wrong. | ...çünkü senin yanılmayacağını biliyorum. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| The first thing we have to establish is that I'm not infallible. | Öncelikle belirlememiz gereken şey benim de hata yapabileceğim. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| I'm no different from you in that respect. | Bu konuda senden farklı değilim. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| You have to begin to think for yourself, | Kendini düşünmeye, kararlarını benim isteğime göre değil,... | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Don't think about it. Just tell me the first thing that comes to mind. | Düşünme. Aklına gelen ilk şeyi söyle. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| I want... I want to know more about my people. | Ben... Halkım hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyorum | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Who I am and where I come from. | Ben kimim, nereden geliyorum? | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| I can understand that. | Seni anlayabiliyorum. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| I was also found by aliens. | Beni de yabancı bir uzaylı olarak bulmuşlar. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| I didn't know who I was or what my people were like. | Kim olduğumu, halkımın nasıl birileri olduğunu bilmiyordum. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Did you ever find them? Yes. | Onları buldun mu? Evet. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| But sometimes the truth is not very pleasant. | Fakat bazen gerçekler çok hoş olmaz. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Computer, display bridge security log USS Defiant, | Bilgisayar, USS Defiant Köprü Güvenlik günlüğü,... | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| stardate 48214.5, time index 310. | ...yıldıztarihi 48214.5, zaman göstergesi 310'u göster. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| These are my people? Yes. | Bunlar benim halkım mı? Evet. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| They're a race of brutal warriors, | Onlar, acımasız savaşçı bir ırk... | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| but that doesn't mean you have to be like that. | ...fakat bu onlar gibi olmak zorunda olduğun anlamına gelmez. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| You can channel your feelings of aggression in other ways. | Saldırganlık duygularını başka şeylere yönlendirebilirsin. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Computer, run programme Odo One. | Bilgisayar, Odo 1 programını çalıştır. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| This is not a real person? That's right. | Bu canlı birisi değil mi? Doğru, değil. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| He can't be injured or killed. He's just a computer simulation. | İncitilemez ve öldürülemez. Sadece bilgisayar simülasyonu. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| How strong is he? As strong as you make him. | Ne kadar güçlü? Ne kadar istersen. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| The computer will adjust his strength, agility, speed anything you want. | Bilgisayar gücünü, çevikliğini, hızını ve istediğin her şeyi ayarlayabilir. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| In here, you can indulge yourself, | Burada, tüm isteklerini yerine getirebilirsin. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| let your instincts take over, fight until you're ready to stop. | İçgüdülerinin seni yönetmesine izin verebilir,... | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| But at a price. Out there you have to control yourself. | Fakat bir bedel karşılığında. Dışarıda kendini kontrol etmelisin. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| You have to learn restraint, to live peacefully among others, | Kendini dizginlemeyi, ne hissedersen hisset, | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| regardless of how you may feel, | ...diğer ırklar arasında mutlak suretle... | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| learn to contain your feelings of aggression and violence. | ...barışçıl bir şekilde nasıl yaşayabileceğini öğrenmelisin. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Can I? | Deneyebilir miyim? | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Can I do it again? | Tekrar yapabilir miyim? | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Can I have a stronger opponent? | Daha güçlü bir rakiple dövüşebilir miyim? | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Computer, increase difficulty to level two. | Bilgisayar, zorluk derecesini ikiye çıkar. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| It's too easy. Make it more difficult. | Bu çok kolay. Zorlaştır. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Computer, increase to level three. | Bilgisayar, zorluk derecesini üçe çıkar. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Can I speak to you for a moment? | Biraz konuşabilir miyiz? | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Computer, increase to level five. | Bilgisayar, zorluk derecesini beşe çıkar. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| I heard you let him move in with you. | Jem'Hadar'ın evinde yaşamasına izin verdiğini duydum. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| It was his idea. He feels safer with me around. | Onun fikriydi. Benim yanımdayken kendini daha güvende hissediyor. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| Of course he does, Odo. He was programmed to feel that way. | Tabi öyle hisseder, Odo. O şekilde hissetmeye programlanmış. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| It's more than that. | O kadar basit değil. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| I've begun to form a real connection with him. He trusts me. | Aramızda bir bağ oluşturmaya başladım. Bana güveniyor. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| But can you trust him? How long do you think you can control him? | Peki sen ona güvenebilir misin? Ne kadar süre onu kontrol altında tutabileceksin? | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| I'm not trying to control anybody. | Ben kimseyi kontrol altında tutmaya çalışmıyorum. | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| I'm trying to give him some choices | Sadece, laboratuvar örneği ya da Jem'Hadar askeri olmak dışında... | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 | |
| You are listening to your heart, not your head. | Bunu sana söyleyeceğim aklımın ucundan bile geçmezdi, Odo ama... | Star Trek: Deep Space Nine The Abandoned-1 | 1994 |