Search
English Turkish Sentence Translations Page 152488
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I just hope this trip isn't a waste of time. | Bu yolculuğun boşa zaman kaybı olmamasını umuyorum. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| I'm not sure what Captain Sisko and I | Kaptan Sisko ile Yıldız Filosuna zaten raporlarımızda olanlardan başka... | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| that hasn't already been in our reports. | ...ne anlatabileceğimizi bilemiyorum. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Believe me, Odo, with changelings on Earth | İnan bana Odo, Değişkenler Dünya’da olduğu sürece... | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Starfleet's going to need all the help it can get. | ...Yıldız Filosunun alabileceği tüm yardıma ihtiyacı olacak. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| There. How's that? | İşte. Bu nasıl? | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| A little more to the left. | Azıcık daha sola. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Whatever you say, Constable. | Nasıl isterseniz memur bey. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Wait till you see the size of the eggplant | Bu sene bahçemden çıkaracağım patlıcanı bir görmelisin. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| As big as Crenshaw melons | Crenshaw karpuzları kadar büyük ve iki katı daha ağır. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| So, how is Judith? | Judith nasıl? | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| She still helping out in the restaurant? | Halen restorana yardım ediyor mu? | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| I sent her home to Portland. | Evine, Portland'a gönderdim. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Your sister's got her own life to worry about. | Endişelenmesi gereken kendi hayatı var. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Besides, she never puts enough cayenne pepper in the jambalaya. | Ayrıca jambalaya'ya asla yeterli acı biber koymuyordu. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Which means she has no business in the kitchen. | Bu da mutfakta işi yok demektir. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| It'll be good to have you home again, Benjamin. | Yeniden evinde olman güzel olacak Benjamin. Jake'in de. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Dad, you know that this isn't exactly a vacation. | Baba, bunun bir tatil olmadığının farkındasındır. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| I'll be spending most of my time in San Francisco | Zamanımın çoğunu San Francisco'da Yıldız Filosu Karargahında geçireceğim. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Whatever you do during the day is your business. | Gün boyu ne yaptığın senin işin. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| But at dinner time | Ama akşam yemeği saatinde buraya New Orleans'a gelsen iyi olur. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| No son of mine is going to eat that replicated slop | Benim oğullarımdan hiçbiri, Yıldız Filosunun yiyecek dediği... | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Starfleet calls food. | ...taklit lapalardan yemeyecek. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Not if I have anything to say about it. | Benim yapabileceklerim olduğu sürece hem de. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| You won't get any argument from me. | Buna itirazım olmaz. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| So, Dad... | Peki baba... | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| you feeling okay? | ...iyi misin? | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Oh, let's not start that again. | Buna yine başlamayalım. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| It's just a question. | Sadece bir soruydu. Biraz yorgun görünüyorsun. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| How's the new aorta holding up? | Yeni aortun durumu nasıl? | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| The doctors say I am a medical marvel. | Doktor tıbbi bir mucize olduğumu söylüyor. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| At the rate things are going, in a year or two | Bu hızla gidersek, bir iki yıla kalmadan... | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| I won't have an original organ left in my body. | ...vücudumda orijinal hiç organım kalmayacak. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| They'll write me up in the medical books. | Beni tıp kitaplarına yazacaklar. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Well, but you're feeling okay? | Peki iyi hissediyor musun? | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Just point me in the direction of a party and a pretty girl | Bana bir parti ve güzel bir kızın nerede olduğunu söyle... | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| and I'll show you how good I feel. | ...sana ne kadar iyi hissettiğimi göstereyim. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Make sure you call me as soon as you and Jake get in. | Jake ile gelir gelmez beni aramayı unutma sakın. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Your rooms are always waiting and ready for you. | Odalarınız hep hazır ve sizi bekliyor. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| I know that, Dad. | Biliyorum baba. Daha anlamadan orada oluruz. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Jake o. | Jake. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| You just missed Grandpa Joe. | Şimdi büyükbaba Joe ile konuştum. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Did you tell him we're staying in San Francisco? | Ona San Francisco'da kalacağımızı söyledin mi? | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Uh, I didn't quite get around to it. | Pek fırsat bulamadım. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Ah. Dad. | Ama baba. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| You know if we stay with Grandpa | Büyükbabamda kalırsak beni mutfakta çalıştıracağını biliyorsun. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Is that so bad? | Bu o kadar kötü mü? | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Well, chopping vegetables for nine hours a day | Günde dokuz saat sebze doğramak tatil anlayışıma pek de uymuyor. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Well, Jake, you're not a child anymore. | Jake, artık çocuk değilsin. Deden sebze doğramanı istemeyecektir. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| He'll want you to wait tables. | Masalara bakmanı ister. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Barkeep. | Barmen. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| So, what can I get you two flyboys? | Siz iki uçucuya ne verebilirim? | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| A Scotch, neat | Skoç, susuz ve dostuma da en iyi acı birandan yarımlık. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| The cabbage crates will be coming back | Şu kabak kasaları her an geri gelebilirler. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| I'd hate to let the Jerries | Siz ikiniz birer tek atmak için... | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| strafe that green and pleasant land of yours | ...mola verdiğiniz sırada, Almanların gelip o güzel ve yeşil... | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| No choice, man. Ritual, you know. | Başka yolu yok. Bilirsin, gelenek. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| To Clive, the best bloke | Clive'a, Kanal'a pırpırını uçuran en iyi elemana. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Ah, got to keep a stiff upper lip. | Cesareti kaybetmemek lazım. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Hear, hear. | Aynen, aynen. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Down the hatch. | Yuvarla gitsin. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Now, remember what I said about throwing glasses. | Bardakları kırmak konusunda ne demiştik? | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| So, you want to go back up | pekala ne dersin, tekrar yukarı çıkıp... | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| and have another crack at the Jerries? | ...şu Almanlara bir kez daha dalalım mı? | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| To tell you the truth, my heart isn't in it. | Aslına bakarsan pek de içimden gelmiyor. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Aren't you taking Clive's death a little seriously? | Clive'ın ölümünü biraz fazla ciddiye almıyor musun? | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| After all, he was just a holosuite character. | Önünde sonunda bir sanal oda karakteriydi. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| It's not Clive. It's Earth. | Sorun Clive değil. Dünya. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| You probably wouldn't understand this, Quark | Muhtemelen bunu anlayamazsın Quark... | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| but when you care about a place | ...ama bir yer senin için önemliyse... | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| and it's in trouble | ...hele başı beladaysa ve sen bir şeyler yapmak isteyip de... | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| and you can't | ...yapamıyorsan, çok sinir bozuyor. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| I know exactly what you mean. | Demek istediğini tamamen anlıyorum. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| When the Great Monetary Collapse hit Ferenginar | Büyük Mali Çöküş, Ferenginar'ı vurduğunda... | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| I was hundreds of light years away | ...yüzlerce ışık yılı uzakta... | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| serving as a ship's cook on a long haul freighter. | ...bir uzun yol şilebinin aşçılığını yapıyordum. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| I can't tell you the heartbreak I suffered | Yurdumun verimli finansal ağaçlıklarında... | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| knowing that rampant inflation and currency devaluation | ...başı boş yangın gibi kasıp kavuran azgın enflasyonu düşündükçe... | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| were burning like wildfires | ...yüreğimin nasıl burkulduğunu anlatamam size. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| It still depresses me even today. | Bugün bile moralimi bozar. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| I remember thinking my accounts needed me | Hesaplarımın bana ihtiyaçları varken elimden bir şey gelmemişti. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| I l l felt so... so helpless. | Ben, ben, öylesine çaresizdim ki. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| So you see... | Anlayacağınız... | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| I do understand. | ...anlayabilirim. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Somehow, you telling me that | Bir şekilde, bunu anlatmış olman... | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| doesn't make me feel the least bit better. | ...biraz bile olsun iyi gelmedi. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Hu mans. | İn sanlar. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| All you care about is yourselves. | Kendinizden başkasını umursamazsınız. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Odo! | Odo! | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Well, I take it the Battle of Britain | Anlaşılan Britanya Savaşı bir kez daha kazanılmış. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| There's a Spitfire with your name on it | Hangarda üzerinde adın yazılı bir Spitfire bekliyor seni. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| When you get back from Earth | Dünya'dan geri döndüğünde, Clive'ın filodaki yerini alabilirsin. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Somehow I doubt it. | Bundan şüpheliyim. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Look, Odo, do me a favor. | Baksana Odo, bana bir iyilik yapar mısın? | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| If you get a chance | İmkanın olursa eğer, Dublin'de bizimkilere bir uğrar mısın? | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Just make sure they're okay, you know? | Sadece iyi olduklarından emin ol, olmaz mı? | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| I'll try to find the time. | Zaman ayırmaya çalışırım. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Good. I'll let them know you might drop by. | Güzel. Uğrayabileceğini söylerim onlara da. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Anyone I can look up for you, Doctor? | Senin için de birilerine bakayım mı Doktor? | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 | |
| Uh, no, no, that'll be fine. | Hayır, hayır, sorun değil. | Star Trek: Deep Space Nine Homefront-1 | 1996 |