Search
English Turkish Sentence Translations Page 15202
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
...and go be with your son. | Ve gidip oğlunla yaşasan? çocuğuna dönmüyorsun? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
I think about that every day, but I can't. | Bunu her gün düşünüyorum ama yapamam. Bunu her gün düşünüyorum ama yapamam. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Not yet. | Henüz yapamam. Henüz değil. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
I just need to make more money and then I can go home. | Daha fazla para biriktirmem gerek ve sonra eve gidebilirim. Daha fazla para kazanmam gerek ancak o zaman gidebilirim. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
I wish I could help. | Keşke elimden bir şey gelse. Yardımcı olmak isterdim. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Ok, you have to leave now. | Peki, şimdi gitmen gerek. Şimdi gitmen gerekiyor. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
What is it? Hurry! you're gonna get me fired. | Bu da ne? Acele et! Beni kovduracaksın. Ne oldu? Acele et, beni kovduracaksın. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Maybe that's a good thing. No, get out. | Belki de iyi bir şeydir... Hayır, dışarı çık. Belki öylesi iyidir. Hayır, çık! | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
What's wrong with you? Are you jealous? | Senin problemin ne? Kıskanıyor musun? Neyin var, kıskandın mı? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
You jealous? | Kıskanıyorsun... Kıskandın yani? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Are you? No, I'm not jealous. | ...değil mi? Hayır, kıskanmıyorum. Öyle mi? Hayır, kıskanmadım. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
What? | Ne? Dinle. Ne? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
You can't be with us anymore. | Artık bizimle çalışamazsın. Artık bizimle çalışamazsın. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
I mean it. | Bunu demek istiyorum. Ciddiyim. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
... what? | Ne yani? Neden peki? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
What're you gonna do now? | Şimdi ne yapacaksın? Ne yapacaksın şimdi? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Fire you. Yeah? You gonna fire me. | Seni kovacağım. Sahi mi? Beni kovacak mısın? Kovuyorum seni. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, yeah.... | Evet... Beni kovacak mısın? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Stealing restaurant property. | Dükkânın malını mı çalıyorsun? Restorantın malını mı çalıyorsun? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
The shirt. | Gömlek. Gömlek. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
It's restaurant property. | Restorantın malı. O buranın malı. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Hello. | Kimse yok mu? Merhaba. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Taking another break? | Bir mola daha mı veriyorsun? Yine mi moladasın? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
No "problemo". | Problem değil. Sorun değil. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
I'll just take it out of your "dinero" | Sadece akşam yemeğinden keseceğim. Ben de parandan keserim. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
What are you looking at? | Neye bakıyorsun? Ne bakıyorsun? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
I need another bottle. | Başka bir şise istiyorum. Başka bir şişe daha lazım. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Lauders, get some lamb out of the freezer so I can prep it for tomorrow. | Lauders, buzdolabından biraz kuzu çıkar ki yarına hazırlayabileyim. Lauders dolaptan biraz kuzu çıkar, yarına hazırlayayım. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Hey, open the door. | Hey, aç kapıyı. Hey, kapıyı aç. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Open the door. | Aç kapıyı. Kapıyı aç. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Open the door. | Kapıyı aç. Kapıyı aç. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Let me out please! Open the door | Bırak çıkayım lütfen! Aç kapıyı. Bırak çıkayım! | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Open the door. | Aç kapıyı. Yardım edin. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Open the door. | Aç kapıyı. Bırak çıkayım! | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Mom can you hear me? | Anne, beni duyabiliyor musun? Anne, beni duyuyor musun? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Mom, I'm coming home. | Eve geliyorum, anne. Anne, eve geliyorum. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
I have enough money. | Yeterince param var. Yeterince param var. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Can I talk to him | Onunla konuşabilir miyim? Onunla konuşabilir miyim? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
He's sleeping? Yeah. Ok. | Uyuyor mu? Tamam, peki. Uyuyor mu? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Mom could you tell him that I love him. | Onu sevdiğimi söyleyebilirsin. Anne, onu sevdiğimi söyler misin ona? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Ok tell him that. | Tamam söyle ona. Tamam mı? Öyle söyle. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Okay, mommy. | Tamam, anne. Tamam, anneciğim. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
I'll see you guys soon. | Çok yakında sizi göreceğim. Yakında görüşürüz. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
I love you mom. Okay, bye, bye | Seni seviyorum, anne. Tamam, güle güle. Seni seviyorum, anne. Tamam, hoşçakal. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Where do you think you're going? | Nereye gittiğini sanıyorsun? Nereye gittiğini sanıyorsun? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
See, you and me.... | Bak, sen ve ben.... Sen ve ben.... | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
We've had this thing coming for a long time. | Bu şeyin yaklaştığını uzun süredir biliyoruz. Bunu uzun süredir haketmiştik. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
I like the way you feel. | Hissedişini seviyorum. Teninin verdiği hissi sevdim. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Really? | Gerçekten mi? Öyle mi? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
You feel good too? | Sen de iyi hissediyor musun? Bunu da sevdin mi? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Hey, Sullivan. Hey. | Merhaba, Sullivan. Merhaba. Merhaba, Sulivan. Merhaba. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Staff came in and found her this way. | Görevli geldi ve onu bu halde buldu. Çalışanlar gelip onu böyle bulmuşlar. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
He hasn't talked to us until now. | Şu ana kadar bizimle hiç konuşmadı. Diaz şimdi onlarla konuşuyor. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Why don't you go in the kitchen in the back, check the whole restaurant. | Arkadaki mutfağa gidip tüm restorantı kontrol etsen ya? Arka taraftaki mutfağa gitsene, her yeri kontrol edelim. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Alright. | Pekâlâ. Pekala. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
This is Detective Cruthers of the NYPD. | NYPD'den dedektif Cruthers'ım. Bu, NYPD'den dedektif Cruthers. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
The New York City Police Department. | New York Şehri Polis Departmanı. New York Polis Departmanı. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Can use English? | İngilizce konuşabilir misin? İngilizce biliyor musunuz? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Do you speak English? | İngilizce biliyor musun? Diaz, İspanyolcan var mı? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Diaz, you speak Spanish? | Diaz, İspanyolca biliyor musun? Evet. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Yeah I do. Come here. | Evet, biliyorum. Buraya gel. Gel buraya. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Wait a minute. | Bir dakika. Bekleyin bir dakika. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
I think it's her mother. | Sanırım annesi. Sanırım annesi. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
See what you can find out. | Ne öğrenebileceksin görelim. Bak bakalım bir şey öğrenebilir misin. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Hello, ma'am? | Merhaba, bayan? Merhaba, bayan? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Just a minute, ma'am. We want ask you something. | Bir dakika, bayan. Size bir şey sormak istiyoruz. Bir dakika bekleyin, bayan. Size sorularımız var. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Ma'am, calm down please. | Bayan, sakin olun, lütfen. Bayan, lütfen sakinleşin. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Okay. Wait a minute. | Tamam, bir dakika bekleyin. Tamam, bir dakika bekleyin. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Months. | Aylar... Aylar önce. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
It's been months since she moved to New York... | New York'a taşınalı aylar olmuş. Oğlunun ameliyatına para biriktirmek için New York'a taşınalı aylar olmuş. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
...to make money for son's operations.... | Oğlunun ameliyatına para biriktirecekmiş. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Ask her when the last time she spoke to her was. | En son ne zaman konuştuklarını sor. Sor bakalım en son ne zaman onla konuşmuş. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Ma'am, when was the last time you spoke to your daughter? | Bayan, kızınızla en son ne zaman konuştunuz? Bayan, en son ne zaman kızınızla konuştunuz? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Just a minute. | Bir dakika. Bir dakika. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
When her son Oliver died. | Oğlu Oliver öldüğünde. Oğlu Oliver öldüğü zaman. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Her son? | Oğlu mu? Oğlu mu? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
When did he die? | Ne zaman öldü? Ne zaman ölmüş? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
When was this, ma'am? | Yani ne zaman, bayan? Bu ne zaman oldu, bayan? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
A few weeks ago. Just before his 10th birthday. | Bir kaç hafta önce. Onuncu yaş gününün hemen öncesi. Birkaç hafta önce. 10. yaş gününden hemen önce. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
How are things mom? | Nasıl gidiyor anne? Nasıl gidiyor anne? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Something wrong? | Kötü bir şey mi oldu? Bir şey mi var? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
She said​ he died just before she could... | Ameliyat için yeterli parayı biriktirmek üzereyken... Dediğine göre ameliyat için... | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
...make enough for his operation. | ...öldüğünü söyledi. gerekli parayı toparlayamadan önce ölmüş. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
She's saying, she keeps sending money but she | Para göndermeye devam ettiğini fakat... Hala para geldiğini ama bu paranın nereden geldiğini bilmediğini söylüyor. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
doesn't know where the money's coming from. | ...paranın nereden geldiğini bilmediğini söylüyor. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
How much money? | Ne kadar para? Ne kadar para? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
How much, ma'am? | Ne kadar, bayan? Ne kadar geliyor, bayan? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Thousands. | Binlerce. Binlerce dolar. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Yes, yes, please calm down. | Evet, evet, lütfen sakinleşin. Evet, evet. Lütfen sakinleşin. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
She's very worried about her daughter. | Kızı için çok endişeli. Kızı için çok endişeli. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Says she keeps calling for Oliver... | Oliver'in ölmesine rağmen... Oliver'i ölü olmasına rağmen... | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
...even though he's dead. | ...aramaya devam ettiğini söylüyor. hala aramaya devam ettiğini söylüyor. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
She keeps calling the house asking for him. | Evi arayarak onu sormaya devam etmiş. Evi arayıp onu soruyormuş. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Mom please, can I speak to him? | Anne lütfen, onunla konuşabilir miyim? Anne, lütfen. Onunla konuşabilir miyim? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Mom please! | Anne lütfen! Lütfen, anne! | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Hi, my sweet baby. | Merhaba, tatlı bebeğim. Merhaba, benim tatlı bebeğim. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
Happy birthday dear Oliver | Mutlu yıllar sevgili Oliver. Mutlu yıllar, canım Oliver'a! | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
You're gonna want see this. | Bunu görmek isteyeceksin. Bunu görmek isteyeceksin. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
It's mommy, how are you sweetie? | Ben annen, nasılsın tatlım? Anne arıyor, nasılsın tatlım? | Devoured-1 | 2012 | ![]() |
I'm calling to tell you that I'll be home very soon. | Yakında evde olacağımı söylemek için aradım. Çok yakında evde olacağımı haber vermek için aradım. | Devoured-1 | 2012 | ![]() |