Search

English Turkish WordTranslations Page 252

English	Turkish	Details
exploration, expedition	keşif
discovers/sec	keşif/sn
to reconnoiter	keşif yapmak
slit	kesik
dash underline	kesik alt çizgi
dashed line, dashes	kesik çizgi
dash style	kesik çizgi stili
dash styles	kesik çizgi stilleri
dashes	kesik çizgiler
dashed	kesik çizgili
dashed vertical	kesik çizgili dikey
discrete, dashed	kesikli
dashed	kesikli çizgi
cutout dashes	kesikli çizgiler
cutout dots	kesikli noktalar
Aborted	Kesildi
cannot cut	kesilemiyor
cut cells	kesilen hücreler
to be attracted to	kesilmek
breaks in	kesilmeler
sour, curdled	kesilmiş
curd, sour milk	kesilmiş süt
cut-off frequency	kesim frekansı
clear all breakpoints	kesim noktalarını temizle
cut-off frequency	kesim sıklığı
certain, accurate, express, absolute, crucial, definite, prompt, categorical, decisive, punctual, categoric	kesin
actual time of departure (ATD)	kesin kalkış süresi
hard limiter	kesin kırpıcı
accurately, precisely	kesin olarak
certain event	kesin olay
ground truth	kesin referans
outright sale	kesin satış
firm sales contract	kesin satış sözleşmesi
actual time of arrival (ATA)	kesin varış süresi
undue cost or effort	kesinleşmemiş maliyet veya harcamalar
commitment control (sql)	kesinleştirme denetimi
commit point (sql)	kesinleştirme noktası
to make definite	kesinleştirmek
precision, conclusiveness	kesinlik
definitely	kesinlikle
agree strongly	kesinlikle katılıyorum
agree strongly	kesinlikle taraftar
deduction	kesinti
seamless	kesintisiz
excision	kesip çıkarma
to resect, to cut out	kesip çıkarmak
fraction	kesir
fractional digit	kesir basamağı
division line	kesir çizgisi
Fraction bar overhang	Kesir çizgisi çıkıntısı
Fraction bar thickness	Kesir çizgisi kalınlığı
fraction	Kesir ışareti
Fraction and radical templates	Kesir ve kök şablonları
Fractions (1/2) with fraction character (½)	Kesirleri (1/2) kesir karakteri (½) ile
Fractional Widths	Kesirli Genişlikler
fractional moment	kesirli moment
monk, monastic	keşiş
crossing axis	kesişen eksenler
intersection	kesişim
south-east	keşişleme
crosses at	kesişme yeri
to intercept, to intersect, to exchange amorous glances	kesişmek
crosses with	kesiştiği eksen
crosssection	kesit
if only	keşke
If only I didn't love	keşke sevmeseydim
a dish of mutton or chicken and coursely ground meat	keşkek
chisel	keski
intense, sharp, Acute, bitter, poignant, chiseled, tangy, pungent, incisive, mordant, acerbic, bitting, trenchant	keskin
acutely	keskin bir şekilde
cutting edge	keskin kenar
tang	keskin koku
to keen	keskin şiddetli düşgün olmak
acuteness, pungency	keskinlik
rays, sharks	keskisolungaçlılar
milk and almond pudding	keşkül
break, crossing	kesme
breaking current	kesme akımı (şalter)
interrupt switch	kesme anahtarı
end trim	kesme bitiş noktası
cutting off	kesme eylemi
breaking capacity (of a switching device or fuse)	kesme gücü
debug break	kesme hata ayıklama
debug break	kesme hata giderme
apostrophe	kesme imi
interrupt handler	kesme işleyici
cut mode	kesme kipi
breakpoint, cut point	kesme noktası
breakpoint text	kesme noktası metni
cube sugar	kesme şeker
cut in progress	kesme sürüyor
cutting tool	kesme takımları
break types	kesme türleri
breaking capacity	kesme yeteneği (şalter)
to cut, to break, to rip, to interrupt, to cheat, to slice, to truncate, to cutoff, to amputate	kesmek
cut and paste	kesmek ve yapıştırmak
breakpoint trap	kesmenoktası tuzağı
cut	kesmeyi
blunt, dulls	kesmez
chestnut, sweet chestnut, chessnut, horse-chestnut	kestane